Birleşik Krallık merkezli demiryolu işletme şirketi Eurostar, Paris Moda Haftası’yla aynı zamanda tanıttığı yeni üniforma koleksiyonuyla dikkat çekti: Cinsiyet fark etmeksizin artık tüm çalışanlar isterlerse etek giyebilecek. Bu uygulama, trenlerde ve istasyonlarda görev yapan 2 bin 600 çalışanın tamamını kapsıyor. Böylelikle Eurostar, cinsiyet ayrımı gözetmeyen iş kıyafetlerini tamamen benimseyen ilk büyük Avrupa ulaşım şirketlerinden biri
Birleşik Krallık merkezli demiryolu işletme şirketi Eurostar, Paris Moda Haftası’yla aynı zamanda tanıttığı yeni üniforma koleksiyonuyla dikkat çekti: Cinsiyet fark etmeksizin artık tüm çalışanlar isterlerse etek giyebilecek. Bu uygulama, trenlerde ve istasyonlarda görev yapan 2 bin 600 çalışanın tamamını kapsıyor. Böylelikle Eurostar, cinsiyet ayrımı gözetmeyen iş kıyafetlerini tamamen benimseyen ilk büyük Avrupa ulaşım şirketlerinden biri oluyor.
Tasarımcı Emmanuelle Plescoff ve 80 çalışanın ortak katkısıyla hazırlanan koleksiyon, kişisel tarz ve ifade özgürlüğüne alan tanıyan, birbiriyle uyumlu parçalardan oluşuyor.
Üniformalar, Fransız terziliğini Brüksel ve Amsterdam sokak sanatının dokularıyla, Britanya’nın ikonik Dr. Martens tarzıyla harmanlıyor. Ancak asıl dikkat çeken, bu koleksiyonun geleneksel cinsiyet kalıplarını aşan kapsayıcı tasarım anlayışı.
Tahmin edileceği gibi bu yaklaşım bazı muhafazakâr kesimlerin eleştirilerine hedef oldu. Ancak, Eurostar net bir mesaj verdi: Üniforma, ekiplerimizin ve de yolcuların çeşitliliğini yansıtıyor ve herkes, kendine en uygun ve samimi hissettiği şekilde giyinebilir.
Eurostar’ın cinsiyet kapsayıcı üniforma politikası, işyeri kültüründeki dönüşüm ile marka değerlerinin pratikte buluştuğu noktada yer alıyor. Toplumsal cinsiyet ifadelerine dair yaklaşımlar, özellikle genç kuşaklar arasında değişiyor ve katı kıyafet kuralları giderek demode ve dışlayıcı olarak görülüyor.
