Küresel danışmanlık ve iletişim şirketi Porter Novelli’nin Türkiye ofisi Marjinal Porter Novelli, CURIOCITY Araştırma ve Danışmanlık Şirketi ve iş ortağı Diyalog Araştırma’yla birlikte COVID-19 döneminde marka ve toplum algısını araştırdı. Peki, beş bölümden oluşan araştırmanın ikinci bölümü “Pandemide şirketlere bakış” bizlere neler gösteriyor? Toplumun yüzde 45’i kurumların hükümetten daha iyi ve hızlı pandemi çözümleri oluşturabileceğini
Küresel danışmanlık ve iletişim şirketi Porter Novelli’nin Türkiye ofisi Marjinal Porter Novelli, CURIOCITY Araştırma ve Danışmanlık Şirketi ve iş ortağı Diyalog Araştırma’yla birlikte COVID-19 döneminde marka ve toplum algısını araştırdı. Peki, beş bölümden oluşan araştırmanın ikinci bölümü “Pandemide şirketlere bakış” bizlere neler gösteriyor?
Toplumun yüzde 45’i kurumların hükümetten daha iyi ve hızlı pandemi çözümleri oluşturabileceğini düşünüyor. Bu görüş AB ve C1 sosyo-ekonomik sınıfa dahil bireylerde yüzde 50’ye ve 55 yaşın üzerindekilerde yüzde 60’a yükseliyor. Diğer taraftan, salgınının çözümünde hükümet ve STK gibi organlardan daha çok iş dünyasına inanma düzeyi yüzde 27’yle sınırlı kalıyor. Bu iki görüş birlikte analiz edildiğinde, toplumun COVID-19’la mücadelede devlet, özel sektör, STK’lar ve fayda ortaya koyacak tüm güçlerin bir arada olmasına inandığı ortaya çıkıyor.
COVID-19’la mücadelede sağlık sektörü öne çıkıyor
Türk toplumuna göre ülkede COVID-19’la mücadeleyi en iyi destekleyen sektör yüzde 86’yla açık ara “sağlık sektörü” olarak karşımıza çıkıyor.Salgınla mücadeleyi en çok destekleyen ilk 3 sektörü belirtmeleri istendiğinde katılımcılar; toplum ve sağlık sektörünü diğer tüm sektörlerden ayrıştırarak zirvede konumlandırıyor. Mücadelede etkin olduğu düşünülen diğer sektörler arasında ise yüzde 29’la yiyecek hizmetleri, yüzde 32’yle taşımacılık ve yüzde 27’yle medya yer alıyor.
Firmaların saygınlığını neler belirliyor?
Markalardan odaklandığı işin yanı sıra çalışanına, topluma, çevreye de faydalı bir amaç taşıması da bekleniyor. Toplumun yüzde 68’i şirketlerin ticari çıkar yerine çalışanların yararını önceliklendirerek karar almalarını doğru buluyor. Bu düşünce; kadınlar, AB ve C1 sosyo-ekonomik sınıftakiler arasında yüzde 80’e dayanıyor. Her dört bireyden üçü de yüzde 72’yle çalışanını destekleyen şirketlerin daha çok tanınacağı ve hatırlanacağı görüşünü paylaşıyor. Pandemiyle başlayan yeni dönemde, toplumun yüzde 58’i, virüsle mücadelede aktif şirketlerin alanlarında hızlı ilerleyeceğine inanıyor. Toplum ve çevre için “amaç güdümlü” şirketlerin kabulü bugünden yüzde 56 seviyesine ulaşmış durumda. Yani, pandemiyle birlikte firmaların saygınlığını “çalışanına ve paydaşlarına fayda yaratma” ve “amaç güdümlü” olma belirliyor.
