Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenen COP30, 30 yıllık küresel iklim müzakereleri tarihinde en tartışmalı zirvelerden biri olarak kayıtlara geçti. Zirve, fosil yakıtlardan bahsedilmeden sona erdi. Bu durum, özellikle iklime karşı kırılgan ülkelerde hayal kırıklığı yaratırken, fosil yakıt üreticisi ülkeler bu sonucu kendileri için bir zafer olarak değerlendirdi. Küresel iklim müzakerlerine dair uzlaşı zemininin ne kadar aşındığını
Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenen COP30, 30 yıllık küresel iklim müzakereleri tarihinde en tartışmalı zirvelerden biri olarak kayıtlara geçti. Zirve, fosil yakıtlardan bahsedilmeden sona erdi. Bu durum, özellikle iklime karşı kırılgan ülkelerde hayal kırıklığı yaratırken, fosil yakıt üreticisi ülkeler bu sonucu kendileri için bir zafer olarak değerlendirdi.
Küresel iklim müzakerlerine dair uzlaşı zemininin ne kadar aşındığını gösteren COP30’dan öne çıkan beş kritik başlık şöyle:
1. Brezilya’nın “zor sınavı”
Zirveye ev sahipliği yapan Brezilya’nın Devlet Başkanı Lula da Silva, müzakereler başlamadan önce liderlere fosil yakıtlardan çıkışı hızlandıracak yol haritaları önermişti. Ancak birçok ülke, Brezilya’nın zirveyi yönetim biçiminden memnun değildi.
COP Başkanı André Corrêa do Lago, böyle bir hamlenin uzlaşıyı bozacağını düşünerek bu yaklaşımı benimsemedi.
· Metnin ilk versiyonlarında yer alan zayıf ifadeler hızla çıkarıldı.
· Yaklaşık 80 ülkenin daha güçlü fosil yakıt dili talepleri sonuçsuz kaldı.
· “Mutirão” adı verilen grup görüşmeleri daha fazla gerginlik yarattı; Arap ülkeleri, fosil yakıt eleştirisi yapan ülkelerle aynı toplantılara bile girmedi.
Sonuç olarak Brezilya, COP süreci dışında yürütülecek iki yeni “yol haritası” fikri ortaya attı. Ancak bunların hukuki bağlayıcılığı belirsiz.
2. Avrupa Birliği’nin zayıf performansı
COP30, Avrupa Birliği için iyi geçmedi. Topluluğun diplomatik etkisinin ne kadar zayıfladığı açıkça gözler önüne serildi.
AB fosil yakıtlardan çıkış yol haritasını savundu.
· Ancak iklim uyum finansmanının üç katına çıkarılması, metne erken yerleşti ve AB bu ifadeyi geri almayı başaramadı.
· Gelişmekte olan ülkeleri yol haritası için ikna edecek bir taviz veremedi çünkü “üç kat artırma” hedefi çoktan kabul edilmişti.
Uzmanlar bu durumu, ‘’AB köşeye sıkıştı. Güç dengesi BRICS ve BASIC ülkelerine kayıyor’’ şeklinde değerlendirdi.
Sonuç olarak AB, finansman hedefinin tarihini 2030’dan 2035’e kaydırabildi ama fosil yakıtlarda kayda değer bir kazanım elde edemedi.
3. COP sürecinin geleceği tartışmalı hâle geldi
Zirve boyunca en çok dile getirilen soru şu oldu: “COP sistemi hâlâ işe yarıyor mu?”
Eleştiriler sertti:
- Dünyanın dört bir yanından gelen binlerce kişi Brezilya’da toplandı ve devasa çadırlarda sabahlara kadar uykusuz kalarak savunuculuk yapması…
- Sürecin günlük yaşamdan ve gerçek enerji dönüşümü tartışmalarından uzaklaşması…
- Sürecin Paris Anlaşması sonrası ‘’hedefini yitirmesi.’’
Uzmanlara göre COP tamamen terk edilemez, ancak mutlak yenilenmeye ihtiyaç var; hatta çözümlerin bir kısmı COP’un dışında geliştirilmeli.
Brezilya’nın ‘’uygulama COP’u’’ fikri ise netlik kazanmadı ve beklenen etkiyi yaratmadı.
4. Ticaret, ilk kez iklim müzakerelerinin merkezinde
COP tarihinde ilk kez küresel ticaret bu kadar önemli bir gündem maddesi haline geldi.
Bunun nedeni:
AB’nin karbon sınır vergisi planı (CBAM)
- Çelik, çimento, gübre ve alüminyum gibi yüksek karbonlu ürünlere ek vergi uygulanacak.
- Çin, Hindistan, Suudi Arabistan gibi büyük ihracatçı ülkeler bu uygulamanın “adil olmadığını” savunuyor.
- AB ise bunun ticareti değil, iklimi korumayı amaçlayan bir düzenleme olduğunu belirtiyor.
Sonuçta bu konu yine bir COP klasiği olarak gelecek yıllara ertelendi, ancak COP tarihinde ilk kez resmî bir iklim-ticaret diyaloğu başlatıldı.
5. Trump sessiz kalarak, Çin sessizce ilerleyerek kazandı
Dünyanın en büyük iki emisyon kaynağı ülkesi olan ABD ve Çin’in etkisi bu COP’ta da hissedildi; ancak bu defa farklı şekillerde:
- ABD Başkanı Donald Trump zirveye katılmadı. Ancak yokluğu, müttefiklerini cesaretlendirdi.
Rusya ve Suudi Arabistan fosil yakıt yol haritasını engellemede daha görünür oldu. - Çin ise siyasi tartışmalara girmek yerine düşük profil sergiledi ve perde arkasında ticari anlaşmalara odaklandı.
Uzmanlar, Çin’in bu stratejiyle uzun vadede daha büyük kazanç elde edeceği görüşünde: “Güneş enerjisinde Çin küresel lider ve rakipsiz. En ucuz enerji artık güneş. ABD fosil yakıt satmaya çalışırken Çin güneş enerjisi alanındaki pazar farkını büyütmeye devam ediyor.”
Kaynak:
















