Brezilya’nın Belém kentinde devam eden 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30) bir sonraki zirvenin nerede yapılacağına dair Avustralya ile Türkiye arasında süren çekişme uzlaşmayla sonuçlandı. 2026 yılında düzenlenecek COP31 zirvesine Türkiye ev sahipliği yapacak; Avustralya ise hükümet görüşmelerine öncülük edecek. COP (Conference of the Parties), yani Taraflar Konferansı, Birleşmiş Milletler’in 1992 yılında kabul ettiği İklim Değişikliği Çerçeve
Brezilya’nın Belém kentinde devam eden 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30) bir sonraki zirvenin nerede yapılacağına dair Avustralya ile Türkiye arasında süren çekişme uzlaşmayla sonuçlandı. 2026 yılında düzenlenecek COP31 zirvesine Türkiye ev sahipliği yapacak; Avustralya ise hükümet görüşmelerine öncülük edecek.
COP (Conference of the Parties), yani Taraflar Konferansı, Birleşmiş Milletler’in 1992 yılında kabul ettiği İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi uyarınca her yıl düzenlenen küresel bir iklim zirvesi. Bu toplantıların amacı, dünyanın neredeyse tüm ülkelerini bir araya getirerek iklim krizine karşı ortak çözümler geliştirmek.
İlk COP, 1995 yılında Almanya’nın Berlin kentinde yapıldı. O günden bu yana her yıl farklı bir ülkede toplanan COP zirveleri, devletlerin sera gazı emisyonlarını azaltma, iklim finansmanını artırma ve iklim adaletini sağlama konularında müzakere yürüttüğü en önemli uluslararası platform oldu.
Ev sahibi ülke nasıl seçiliyor?
Her yıl düzenlenen COP zirvesinin ev sahipliği, BM’de bölgelere göre ayrılmış beş ülke grubu arasında rotasyon hâlinde yapılıyor. Zirveye geçen yıl Doğu Avrupa grubundaki Azerbaycan ev sahipliği yapmıştı. Bu yılki zirvenin ev sahibi, Latin Amerika ve Karayipler Grubu’ndan Brezilya. 2026’da ise ev sahipliği sırası, Türkiye ile Avustralya’nın da dahil olduğu “Batı Avrupa ve Diğerleri” (WEOG) grubunda.
COP ev sahipliği neden önemli?
Küresel ısınmanın iklim üzerindeki etkilerine karşı, 1992’de Rio de Janeiro’da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda imzaya açılan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adımı teşkil ediyor. 21 Mart 1994’te yürürlüğe giren BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 196 ülkenin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) de taraf durumda. Türkiye, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 24 Mayıs 2004’te katıldı.
Türkiye’nin 2026’da COP31’e ev sahipliği yapacak olması hem büyük bir fırsat hem de önemli sorumlulukları beraberinde getiriyor: Türkiye, iklim diplomasisinde aktif bir rol oynayarak küresel iklim eylemine öncülük etme fırsatına sahip olabilir. Zirve, Türkiye’nin kendi iklim hedeflerini yükseltmesi, yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırması ve yeşil ekonomiye geçişi teşvik etmesi için güçlü bir ivme sağlayabilir. İklim değişikliğiyle mücadele için gerekli olan teknoloji ve finansmana erişim konusunda yeni kapılar açılabilir. Sivil toplum kuruluşları için iklim gündemini daha geniş kitlelere ulaştırma ve politika yapım süreçlerine etki etme açısından önemli bir platform olabilir.
Ancak diğer yandan, COP31’e ev sahipliği yapmanın iklim ve enerji politikaları ve daralan sivil alan nedeniyle beraberinde getirdiği cevaplanması gereken sorular da olacak.
Kaynak:
https://www.greenpeace.org/turkey/blog/iklim-zirvesi-cop31-turkiyede-251120/













