Dünya genelinde ve Türkiye’de atık krizi büyüyor

Dünya genelinde ve Türkiye’de atık krizi büyüyor

30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü bu yıl ‘’Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru’’ temasıyla düzenlendi.

Dünya genelinde atık miktarı hızla artmaya devam ediyor. Kişi başına düşen küresel atık miktarının günlük 0,74 kilogram olduğu ve bunun da bölgelere göre 0,11 ile 4,54 kilogram arasında değiştiği belirtiliyor.

Evler, küçük işletmeler ve kamu hizmeti sağlayıcılarının da arasında bulunduğu geniş bir grup tarafından her yıl 2,1 ile 2,3 milyar ton kentsel katı atık oluşturuluyor. Ancak küresel atık yönetim hizmetleri bu yükü kaldırmakta yetersiz kalıyor. Dünya genelinde 2,7 milyar insan katı atık toplama hizmetine erişemezken, belediye atıklarının yalnızca yüzde 62’si kontrollü tesislerde yönetilebiliyor. 

Birleşmiş Milletler’in ‘’Küresel Atık Yönetimi Görünümü’’ raporu, önlem alınmadığı takdirde, 2050’de atık miktarının 3,8 milyar tona kadar çıkabileceğine ve küresel olarak 640,3 milyar dolar tutarında ek bir maliyet oluşturacağına dikkat çekiyor.

Tekstil üretimi ve tüketimi hızla artarken, sektörün sürdürülebilirlik çabaları bu büyümeye yetişmekte zorlanıyor. 2000-2015 yılları arasında giysi üretimi iki katına çıktı. Her yıl küresel çapta 92 milyon ton tekstil atığı oluşuyor.

Bu rakam, her saniye bir çöp kamyonu dolusu giysinin yakılması ya da çöp sahalarında son bulması anlamına geliyor.

Moda ve tekstil sektörü, büyük ölçüde fosil yakıtlardan üretilen sentetik elyaflara dayanıyor ve bu elyaflar mikroplastiklere dönüşerek çevreye yayılıyor.

Sıfır atık yaklaşımı, sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerine geçişi zorunlu kılıyor. 

BM, bu kapsamda tüketicilere, özel sektöre ve hükümetlere çeşitli öneriler sunuyor: Tüketicilerin yeniden kullanım, onarım ve geri dönüşüm gibi alışkanlıkları benimsemesi gerekiyor. Hızlı modadan uzaklaşarak, dayanıklı, yüksek kaliteli giysilere yatırım yapmak, kaynakların korunmasına ve geleneksel sürdürülebilirlik uygulamalarına katkıda bulunuyor. 

Özel sektörün ise dayanıklı, tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir ürünler tasarlaması gerekiyor. Döngüsel iş modelleri benimsenerek kimyasal kirliliğin azaltılması, üretim hacimlerinin düşürülmesi, sürdürülebilir malzemeler kullanılması önemli odak noktaları olarak öne çıkıyor.

Türkiye’de 2017 yılında başlatılan ve çevreye duyarlılığı artırmayı amaçlayan Sıfır Atık Hareketi’nin etkisi gün geçtikçe büyüyor. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde yürütülen proje kapsamında, 2017’de yüzde 13 olan geri kazanım oranı 2024’te yüzde 36,08’e yükseldi. 2035 yılında ise bu oranın yüzde 60’a ulaşması hedefleniyor.

Sıfır Atık Hareketi kapsamında, Bakanlığa bağlı İller Bankası Genel Müdürlüğü, son 7 yılda Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 46 depolama, ayrıştırma ve transfer tesisinin kurulmasına destek verdi.

Hayata geçirilen “Sıfır Atık Mavi Hareketi” ile 28 kıyı ilinde deniz çöpleri toplanırken ulusal düzeyde eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yaygınlaştırıldı. “Birinci 5 Yıllık Deniz Çöpleri İl Eylem Planları” sonucu denizlerden 245 bin ton yani; 20 bin 500 kamyon dolusu çöp toplandı.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar