Dünyanın birçok şehrinde aşırı sıcaklar artık kısa süreli ya da mevsimlik bir olay olmaktan çıktı. İnsanların yaşam, hareket etme ve çalışma biçimlerini yeniden şekillendiren kalıcı bir sorun haline geldi ve bu sorun giderek büyüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl yaklaşık 500 bin kişi sıcakla ilişkili nedenlerden hayatını kaybediyor ve bu sayının 2050’ye kadar yüzde
Dünyanın birçok şehrinde aşırı sıcaklar artık kısa süreli ya da mevsimlik bir olay olmaktan çıktı. İnsanların yaşam, hareket etme ve çalışma biçimlerini yeniden şekillendiren kalıcı bir sorun haline geldi ve bu sorun giderek büyüyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl yaklaşık 500 bin kişi sıcakla ilişkili nedenlerden hayatını kaybediyor ve bu sayının 2050’ye kadar yüzde 50 artması bekleniyor. Ancak kriz yalnızca halk sağlığıyla sınırlı değil: Aşırı sıcaklar aynı zamanda ekonomik yapıları, altyapıyı, sosyal sistemleri ve dünya genelindeki şehirlerde yaşayanların refahını da olumsuz etkiliyor.
Sıcaklıkların artmasıyla birlikte şehirler, karmaşık, acil ve birbirine bağlı bir dizi sorunla mücadele ediyor. Isı, tek başına ele alınan bir mesele değil.
Şimdiden dünya genelinde 350’den fazla şehir, yaz aylarında 35C derece’nin üzerinde sıcaklıklarla mücadele ediyor ve iklim değişikliğiyle birlikte bu sayı artmaya devam ediyor.
Bu yazı, sağlık, ulaşım, iş gücü ve ekonomik verimlilik olmak üzere dört önemli alana odaklanarak, şehirlerdeki aşırı sıcaklığın domino etkilerini gözler önüne seriyor ve şehirlerin kullanabileceği, uygulanabilir ve etkili çözümler öneriyor.
Sağlık: Kentler ısındıkça refah öne çıkıyor
Aşırı sıcaklara uzun süre maruz kalmak, kalp ve böbrek gibi hayati organları zorluyor, uykuyu bölüyor, zihinsel stres seviyelerini yükseltiyor ve astım ile kalp-damar hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkları kötüleştirebiliyor. Araştırmalar, bu durumun giderek yaygınlaşacağını ve en çok Afrika, Güney Asya ile Latin Amerika bölgelerinin etkilenmesinin beklendiğini gösteriyor.
Aşırı sıcaklar, yetersiz havalandırılan evlerde yaşayan veya dışarıda çalışan düşük gelirli şehir sakinleri için özellikle büyük bir tehdit oluşturuyor. Gün boyunca süren sıcaklık maruziyeti, karşılaştıkları riskleri daha da artırıyor. Çocuklar, hamileler ve yaşlılar ise en savunmasız gruplar arasında yer alıyor.
Bu risklerle başa çıkmak için hem kısa hem de uzun vadede etkili olacak çok yönlü bir strateji gerekiyor. Atina ve Buenos Aires gibi şehirlerde kullanılan erken uyarı sistemleri, yaklaşan sıcak hava dalgaları hakkında insanları bilgilendiriyor ve güvenli kalmaları için pratik öneriler sunuyor.
Halkın kullanımına açık soğutma merkezleri — klima veya vantilatör ve içme suyu bulunan alanlar — sağlık risklerini azaltmak için geçici koruma sağlıyor. Hindistan’ın Jodhpur kentinde, sıcak hava dalgalarına karşı, sis püskürten vantilatörler, güneş panelleri ve doğal hava akışı sağlayan rüzgar kulesiyle donatılmış sıfır karbonlu bir soğutma merkezi var.
Ancak soğutma merkezleri tek başına yeterli olmuyor. Şehirlerin, uzun vadeli çözümlerle ısıya dayanıklı konutlar inşa etme ve insanların okulda, işte ya da yolculuk sırasında zaman geçirdiği alanlardaki kentsel ısıyı azaltmaya yatırım yapmaları gerekiyor. Kentlerde yeşil alanları ve ağaç sayısını artırmak, en yüksek sıcaklıkları 5C dereceye kadar düşürebiliyor.
Isınan dünyada ulaşım ve şehirlerin hareketliliği
Kentsel yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri, şehirde güvenli ve verimli hareket edebilmek. Elektrikli otobüsler, bisiklet ve yürüme gibi sürdürülebilir, sıfır karbonlu ulaşım seçeneklerini benimseyen şehirler artarken, aşırı sıcaklar insanların evde kalmasına ya da daha çok araba kullanmasına yol açıyor.
2024 yılında Chicago, Atlanta, Houston ve New York gibi ABD şehirlerinde yapılan bir araştırma, aşırı sıcak günlerde toplu taşıma kullanımının ortalama yüzde 50 azaldığını, insanların klima bulunan araçları tercih ettiğini ortaya koydu.
Aracı olmayanlar için kaçış yolu kolay değil. Birçok şehirde duraklarda yeterince gölge ya da sıcaklık koruması bulunmuyor; bu da toplu taşıma kullanıcılarını aşırı sıcaklara karşı daha savunmasız hale getiriyor.
Aşırı sıcaklarda bisiklet kullanımı da azalıyor. New York City’de yapılan bir bisiklet paylaşım analizi, sıcaklıklar 26-28 derece C (79-82 derece F) arasında olduğunda kullanımın yaklaşık üçte bir oranında düştüğünü gösteriyor.
Aşırı sıcaklar hava kirliliğini daha da kötüleştirebiliyor. Bu nedenle, sıcak havalarda insanlar sürdürülebilir ulaşım araçlarından kaçındığında, hem hava kalitesi düşüyor hem de en savunmasız şehir sakinlerinin sağlık riskleri artıyor.
Yeşil koridorlar — ağaçlar, bahçeler veya parklar gibi birbirine bağlı yeşil alanlar — sıcak günlerde insanların bisiklet sürmesi veya yürümesi için serin sokaklar ağı oluşturabilir.
Kentsel yeşil alanları sürdürülebilir ulaşım ile birleştirmenin faydalarını gören Kolombiya’nın Medellin şehrinde, 2016’dan bu yana, şehirdeki Yeşil Koridorlar programı 30’dan fazla ana caddeyi ağaç örtüsü, dikey bahçeler ve yeşil alanlarla birbirine bağlıyor.
Yapılan analizler, yeşil koridorların sıcaklıkları ortalama 2 derece C (3,6 derece F) düşürdüğünü, hava kirliliğini azalttığını ve insanların yürüyerek veya bisikletle daha fazla yolculuk yapmasını teşvik ettiğini ortaya koyuyor.
Şehirlerdeki iş gücünü aşırı sıcaklara hazırlamak
Atlantic Council’ın İklim Dayanıklılığı Merkezi, özellikle kayıt dışı işlerde çalışan kadınların, sıcağın etkilerine karşı daha savunmasız olduğunu belirtiyor.
Kentsel ekonomilerde ısıya karşı dayanıklılığı artırmak için şehirlerin hem bireylerin hem de sistemlerin güvenliğini önceliklendirmesi gerekiyor. Devletlerin, iş yerlerinde çalışanları koruyacak politikalar geliştirmeleri önem arz ediyor. Örneğin, Kaliforniya’nın 2022 Isı Eylem Planı, sıcak hava etkilerine karşı açık ve kapalı alanlardaki işçilerin güvenliğini sağlamaya yönelik öneriler sunuyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2024 raporu, yerel ve ulusal yönetimlerin politikalarına uyarlayabileceği bir dizi ısıyla ilgili önlem sunuyor. Bunlar arasında zorunlu molalar, binalarda soğutma ve havalandırma standartlarının uygulanması ile işçilerin maruz kalabileceği maksimum sıcaklıklar için düzenlemeler yer alıyor.
Ekonomik üretkenlik: Isının sisteme yüklediği maliyetler
Şehir sıcaklıklarındaki aşırı artış sadece bireyleri değil, aynı zamanda kentlerin tamamını da ağır maliyetlerle karşı karşıya bırakıyor. Los Angeles metropol alanında, sıcaklık kaynaklı verimlilik kayıplarının yılda 5 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Şehirler, artan enerji ihtiyacı, altyapı hasarları ve kamu sağlığı sistemlerinin maliyetlerindeki yükselişle karşı karşıya.
Şehirlerin ısı kaynaklı ekonomik kayıplara karşı kendilerini koruyabilmesi için; yeşil koridorlar, serinletici çatılar ve kaldırımlar ile stratejik gölgelik alanlar gibi dayanıklı altyapılara yatırım yapmaları ve işçilerin korunmasına yönelik önlemler almaları zorunlu hale geliyor.
Kentsel ekonomileri sıcağın etkilerinden koruyacak tek bir hızlı çözüm yok, ancak insanların sağlığını koruyan, ulaşım sistemlerini sürdüren ve verimliliği destekleyen her önlem ekonomiyi güçlendirmek için önemli.
Sonuç olarak, aşırı kentsel sıcaklık, şehirlerin işleyişini sağlayan sağlık, ulaşım ve geçim kaynakları gibi temel sistemleri yeniden şekillendiriyor. Şehirler, ısıya karşı dayanıklılık planları yaparken, birbirlerinin karşılaştığı zorluklar ve elde ettikleri başarılar üzerinden öğrenerek etkili ve zamanında çözümleri önceliklendirebilir.
Kaynak: