Geçtiğimiz aylarda Nobel Barış Ödüllü Muhammad Yunus’un desteklediği Yunus&Youth programına kabul edilen Biryudumkitap’ın kurucusu Alparslan Demir’le sosyal girişimini, önümüzdeki dönem hedeflerini ve Türkiye’deki sosyal girişim sektörünü konuştuk. Yunus&Youth programına seçilmenin senin için önemi nedir? Bu programa seçilmemizin önemi, programın büyüklüğünden ziyade, Türkiye’deki sosyal girişimcilerin yeni programlar öğrenmesi ve bunda öncülük etmemizle alakalı. Bilip başvursalardı Türkiye’den
Geçtiğimiz aylarda Nobel Barış Ödüllü Muhammad Yunus’un desteklediği Yunus&Youth programına kabul edilen Biryudumkitap’ın kurucusu Alparslan Demir’le sosyal girişimini, önümüzdeki dönem hedeflerini ve Türkiye’deki sosyal girişim sektörünü konuştuk.
Yunus&Youth
programına seçilmenin senin için önemi nedir?
Bu
programa seçilmemizin önemi, programın büyüklüğünden ziyade, Türkiye’deki
sosyal girişimcilerin yeni programlar öğrenmesi ve bunda öncülük etmemizle
alakalı. Bilip başvursalardı Türkiye’den pek çok girişim daha seçilebilirdi.
İlk Türk girişimi olarak vurgulamamın amacı da insanlar başvursunlar ve o
eğitimi alsınlar. Çünkü harika bir eğitim. Muhammad Yunus destekliyor. Size
eğitim veren insanlar, Nobel Barış Ödülü almış birinin desteğiyle onun bilgisi
dahilinde oradalar. Diğer programlardan çok farklı bir mentorluk var. Mesela şu
an CitiBank’ın milyarlarca dolar yöneten bir portföy yöneticisi benim
finansallarımı hazırlıyor. Bu bir online platform, hareket etmiyorsunuz. Her
hafta Skype’ta bir araya geliyoruz. Güney Amerika merkezli bir inisiyatif Yunus
& Youth. Tüm dünyadan girişimciler var. Online olduğu için coğrafyayı çok
fazla düşünmüyorlar, sadece sosyal etkiye bakıyorlar. Eğitimler, eylül ayına
kadar devam edecek. Haftanın yaklaşık bir tam günü eğitimlere ayrılıyor.
Bu
programdan beklentilerin neler?
Hedefler
girişime özel hazırlanıyor. Bizim finans konusunda eksiğimiz vardı. Ne
sunacağımız noktasını bilemiyorduk. Şu anda hedefimiz programı bitirdiğimizde
yatırımcının karşısında oynatacağımız PowerPoint sunumu ve Excel olarak
finansal tablomuzun hazır olması. Ayrıca, yeni bir mobil uygulama ürünümüz üzerinde
çalışıyoruz. Onun için büyük bir kırılma noktası.
“Her
sabah bir yudum kahve, bir yudum kitap” diyerek yola çıkan Biryudumkitap’ın
hikayesi nasıl başladı?
Bir
gün bir arkadaşımla sinema fragmanlarını izliyorduk. Arkadaşıma, fragmanlarda
filmin en iyi sahnelerinden kısa parçalar olmasının yanıltıcı olduğunu, onun
yerine direkt sahneleri açıp izlenebilme imkanı olmasının daha güzel olacağını
söyledim. Ben bir diziyi izlemeden önce bazı sahnelerini izliyorum mesela.
Fragman aldatıcı bir şey çünkü. Dedim ki bu keşke kitapta da olsa. O da bazı
sitelerin kitapların ilk 10 sayfasını yayınladığını söyledi. Ama bu tam olarak
benim düşündüğüm ve istediğim şey değildi. Goethe’nin bir sözü var: “İnsan her
gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve
mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.” Bu sözden türeterek ismimizi
çıkardık.
Biryudumkitap’la
okumayı teşvik mi etmek istiyorsunuz, yoksa okumuyorlar en azından biz bir pasaj
verelim mi diyorsunuz?
Hedeflediğimiz
üç faydalanıcı grup var. Bunlar araştırmaya dayalı gruplar. Birinci faydalanıcı
grup zaten kitap okuyan insanlar. Onlara kitap öneriyoruz, daha fazla okumaya
teşvik ediyoruz. İkinci grup, ne okuyacağını bilmeyen grup. Haftada beş pasaj,
bir şiir ve bir edebiyat dergisi tanıtılıyor. İkinci grup beğenip bunların beşte
birini okusa zaten Türkiye ortalamasının 10 katına çıkıyor. Üçüncü grup da
hiçbir şey okumayan ama Biryudumkitap popüler bir uygulama, buna üye olayım
diyenler. Pastada en büyük grup bu. Hiçbir şey okumasa, sadece bizi okusa zaten
ortalamanın beş katı kitap okumuş olur. Sonunda şunu görüyoruz; hiç kitap
okumayan kitle en azından bir kitap okumaya başlıyor. Üyelerimizin yüzde 12’si hiç
yokken kitap okuma alışkanlığı kazandığını söyledi. Şimdi yeni bir mobil
uygulama hazırlıyoruz. Artık Biryudumkitap’ın pasajlarını dinleyebilecek
üyeler.
Gönderdiğiniz
pasajları nasıl seçiyorsunuz?
18
gönüllü ve bir hakem kurulu var. 18 gönüllü okumak istedikleri kitapları
seçiyor. Hakem kurulunda bir kişi hayır derse paylaşmıyoruz. Bazı kitaplar
yazarından veya yayınevinden kaynaklı uygun olmuyor. Ya da içeriği bizim etik
kodlarımıza aykırı olabiliyor. Toplumda infial uyandıracak bir kurum, yazar ya
da konuysa paylaşmıyoruz. Mesela pedofili gibi. İçinde pedofiliyle ilgili bir
tasvir varsa, Elif Şafak da olsa paylaşmıyoruz. Çok aşırı politize olmuş
yazarları da paylaşmıyoruz. Bir diğer konu da yayınevleri. En son, bir yayınevi
bir yazarın hakkını gasp etti. O yayınevinden klasikler hariç içerik
paylaşmıyoruz. Sosyal girişim olduğumuz için aynı zamanda etik bir duruş da
sergilememiz gerekiyor.
Nasıl
içerikler paylaşıyorsunuz?
İnsanın
gününü mahvedecek şeyler çok paylaşmıyoruz. Sahip çıktığımız günler var. Mesela
18 Mart’ta sadece şehit mektubu paylaşırız. 10 Kasım’da Atatürk’ün sevdiği
kitaplardan gönderiyoruz. Çarşamba günleri edebiyat dışı içerik paylaşılıyor.
En son bitkilerin ruhuyla ilgili bir yazı paylaştık.
Kaç üyeniz var?
307 bin üye sayısına ulaştık.
Şehir
dağılımları nasıl?
Yüzde
91.7’si Türkiye ama VPN kullananları da katınca yüzde 96 olduğunu düşünüyoruz.
Azerbaycan, Almanya, Belçika, Fransa’da çok üyemiz var. Türkiye’de en çok üye
İstanbul, Ankara ve İzmir’de. Nüfusa bağlı olarak gidiyor ancak nüfusa aykırı
giden yerler de var. Örneğin Diyarbakır. Nüfusu çok olmasına rağmen üyelik
sayısı düşük. Tunceli’de nüfus az olmasına rağmen üyelik çok fazla. Rize ve
Erzurum’da da var yüksek oran. Buralar yavaş yavaş genç memur kenti olmaya
başladı. Ondan kaynaklanıyor olabilir.
Biryudumkitap’ın
sosyal etkisinden bahseder misiniz?
Türkiye’de
kitap okuma oranı günlük ortalama bir dakika. Avrupa’nın en düşüğü. Biz bunu
beş dakikaya çıkarmaya çalışıyoruz. Mobil uygulamayla ciddi bir gelir elde etme
beklentimiz var. Bu gelirle sadece kitap okutma değil daha fazla şey
yapabiliriz. Bir dernek kurup, hibrit modelle Biryudumkitap şirketi olarak
derneğe bağış yapacağız. Kurduğumuz dernekle de, mülteciler veya Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde durumu iyi olmayanlar için bir okuma yazma kursu açma
fikrimiz var. Böylelikle Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin
dördüncüsü olan nitelikli eğitime katkı sağlamak için çalışacağız. Benim ilk
sosyal girişim ekosistemiyle tanışmam Ashoka’yla oldu. Ashoka’nın
ChangemakerXchange programında sosyal etkiyi öğrendik. Yaptığım şeyin sosyal
girişim olduğunu Ashoka’da anladım. Sonra Amerika’da Uluslararası Gençlik
Vakfı’nın programında UNDP ile yaptığım görüşmeden sonra daha büyük düşünmeye
başladım. 2030’da okyanuslar kuruyacak deniyorsa, Biryudumkitap nasıl destek
olabilir? Okyanusların kuruyacağını anlatan bir kitabı 10 bin kişiye okutursak
ve yarın bunlar karar alıcı yerlere gelirse engelleyebilecekler. Bu çok önemli.
Doğrudan diğer hedefleri de etkiliyor.
Yurt dışında Biryudumkitap’a benzer bir girişim var mı?
Birebir benzeyen yok; çünkü bu Türkiye’ye özgü bir problem. İmkan ve şartlar uygunken kitap okumayan ülke yok. Türkiye’de kitap fiyatları Avrupa ortalamasının çok altında. İngiltere’de 10-20 pounda satılan kitap, Türkiye’de 20 TL’ye satılıyor. Türkiye’de asgari ücret alan biri, İngiltere’dekine göre 2,5 kat fazla kitap satın alabiliyor. Buna rağmen okumuyorlar.
Sesli
de başladı değil mi?
Test
ettik, başlayacak. Mobil uygulama yapıyoruz. Biryudumkitap’ın pasajları seslenecek
artık.
Yeni çıkacak mobil uygulamanızdan söz edebilir misiniz?
Ashoka ve Uluslararası Gençlik Vakfı’ndan öğrendiklerimle Biryudumkitap’ı dönüştürmeye ve bir mobil uygulama platformu yapmaya karar verdim. Mobil uygulama platformuyla dezavantajlı gruplar ücretsiz şekilde, günde bir kitap içeriğine erişebilecek. Daha fazlası için ücretli Premium üyelik olacak. Buradan kazandığımız gelirle de Biryudumkitap derneğini kurup Türkiye’de okuma yazma oranını komşularıyla aynı düzeye getireceğiz. Bir sonraki hedefimiz de bu hedefleri anlatan girişimlerle iş birliği yapmak. Şu an dolaylı yoldan SKH 4’e çalışıyoruz ama bu planlarımızı gerçekleştirirsek doğrudan yapmış olacağız.
Türkiye’deki sosyal girişimcilik hakkında neler söylersiniz?
Türkiye’de sosyal girişimcilik küçücük bir eko sistem. Haber siteleri, girişimcileri, ödül verenleri sınırlı ama buna rağmen bir Türkiye gerçeği olarak hizipleşme görüyorum. Belli bir grup var ve onlar sırayla herkes tarafından destekleniyor. Aynı sosyal girişimler, aynı yerlere seçilip aynı şeyleri yapıyor. Bir bakıyorsunuz her yerde onlar var. Bazıları da etnik hizipleşme yapıyor.Örneğin, sadece Karadenizli çocukları desteklemek istiyorum diyebilirsiniz. Ama demeyip böyle yaparsanız ayıp oluyor. Çünkü insanlar video çekiyor, emek gösteriyor, heyecanlanıyor. Ödülde New York’a götüreceğim, şöyle destek vereceğim diyor. Çocuk hiç New York’a gitmemiş, heyecanlanıyor, sonra etnik meseleden dolayı ödül alamıyor. Bu hizipleşmenin acilen yıkılması lazım. Sadece sosyal etki odaklı olması lazım.