Dünyanın bir yıl içinde ikame edebileceği doğal kaynakların tükendiği günü belirleyen Limit Aşım Günü, 2025 yılı için 24 Temmuz olarak hesaplandı. Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network, GFN) ve York Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirilen çalışmaya göre insanlık halihazırda ekosistemin kendini yenileme hızından %80 daha fazla doğal kaynak tüketiyor ve 24 Temmuz itibari ile ekosistemin bir yılda yerine
Dünyanın bir yıl içinde ikame edebileceği doğal kaynakların tükendiği günü belirleyen Limit Aşım Günü, 2025 yılı için 24 Temmuz olarak hesaplandı.
Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network, GFN) ve York Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirilen çalışmaya göre insanlık halihazırda ekosistemin kendini yenileme hızından %80 daha fazla doğal kaynak tüketiyor ve 24 Temmuz itibari ile ekosistemin bir yılda yerine koyabileceğinden daha fazla kaynak kullanılmış olacak.
Global Footprint Network verilerine göre, 1970’lerde yılın sonlarına doğru gerçekleşen Dünya Limit Aşım Günü, her on yılda yaklaşık iki hafta daha erkene çekiliyor. Bugün, dünyada yaşayan herkes ortalama “1.7 Dünya” ölçeğinde kaynak tüketiyor. Yani doğanın kendini yenileme kapasitesinin neredeyse iki katı kadar hızla tüketiyoruz.
Bazı ülkelerde durum daha da çarpıcı. ABD gibi yüksek tüketimli ülkeler için bugün, yılın daha ilk çeyreğinde geliyor.
Türkiye’de ise 2025 Limit Aşım Günü 18 Haziran’ olarak açıklandı. Yani doğanın bu yıl bize sunduğu kaynakları henüz yılın yarısı bile dolmadan tükettik.
Kuruluşun hesaplamasına göre Türkiye’deki tüketim ilk defa 1984 yılında ekosistemin yenileme hızını aştı ve 1985’teki sınırlı düzelmenin ardından 1986’dan bu yana düzenli olarak yükseliyor.
Bu yıl ise, ekosistem limit aşımına dört gün erken ulaşmış oldu.
Doğanın sunduğu kaynakları, bir kredi gibi kullandık ve zamanla bu kredinin faizini ödemeyi unuttuk. Şimdi doğa alacağını istiyor: su kuruyor, toprak bozuluyor, biyoçeşitlilik yok oluyor!…ve bizler, Limit Aşım Günü’nün gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
· İklim değişikliği nedeniyle dünya genelinde iklim kaynaklı felaketlerin sıklığı 1980’e kıyasla dört kat arttı.
· WWF’in 2022 Yaşayan Gezegen Raporu’na göre, 1970’ten bu yana yaban hayat popülasyonlarının %69’u yok oldu.
· UNEP’e göre dünyadaki tüm tarım arazilerinin yüzde 34’ü halihazırda bozulmuş durumda.
· Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), sadece gıda israfı nedeniyle atmosfere her yıl 3.3 milyar ton karbon eşdeğeri gaz salındığını bildiriyor.
Dünya kaynaklarını tükettik ama bazı kararlar hala bizim elimizde:
Giyim alışverişlerimizi yarıya indirmek ve ‘’Gerçekten buna ihtiyacım var mı?’’ diye sormak, et tüketimini sınırlamak, israftan kaçınmak için markete gitmeden önce buzdolabını kontrol etmek gibi basit kararlar değişimi ve dönüşümü başlatmak için önemli adımlar olabilir.
Kısacası her türlü tüketimi sınırlayan bireysel değişim kolektif bir dalga başlatabilir ve bu dalga, yalnızca doğaya değil; kendi içimize de iyi gelir. Çünkü doğayı iyileştirmek, aslında kendimize gösterdiğimiz özenle başlar.