Matematik öğretmeni Hale Uçuş, mezun olduktan sonra doğduğu şehir olan Bilecik’e dönerek çalışmaya başladı. Atandığı ilk sınıfta bulunan görme engelli öğrencisine faydalı olabilmek için araştırmalar yapmaya başladı. Yüksek lisans tezinde de görme engelli öğrencilerin matematik öğrenimi konusuna odaklanan Hale, bir yandan da Engelsiz Matematik Eğitim Platformu (ENMEP) olarak adlandırdığı çalışması ile diğer görme engelli öğrencilere
Matematik öğretmeni Hale Uçuş, mezun olduktan sonra doğduğu şehir olan Bilecik’e dönerek çalışmaya başladı. Atandığı ilk sınıfta bulunan görme engelli öğrencisine faydalı olabilmek için araştırmalar yapmaya başladı. Yüksek lisans tezinde de görme engelli öğrencilerin matematik öğrenimi konusuna odaklanan Hale, bir yandan da Engelsiz Matematik Eğitim Platformu (ENMEP) olarak adlandırdığı çalışması ile diğer görme engelli öğrencilere online olarak destek vermeye devam etti. Çalışmalarıyla bugüne kadar 250’den fazla görme engelliye ve 30’dan fazla öğretmene ulaşan Hale Uçuş, Engelsiz Matematik Eğitim Platformu aracılığıyla oluşturduğu erişilebilir materyaller ve içerikler sayesinde görme engelli öğrenciler, öğretmenler ve ailelerin hayatında fark yaratmaya devam ediyor.
Sabancı Vakfı’nın 15. Sezon Fark Yaratanlarını ağırladığımız özel söyleşi serimizin ikinci bölümünde Engelsiz Matematik Eğitim Platformu’nun kurucusu Hale Uçuş ile ENMEP’in hikâyesi, Fark Yaratanlar Programı ve gelecekte yapmak istedikleri üzerine konuştuk.
1. Engelsiz Matematik Eğitim Platformu’ndan ve kuruluş hikayenizden bahsedebilir misiniz?
Kuruluş hikayemin tohumları, aslında okumayı ve yazmayı öğrendiğim ilkokul yıllarında öğretmenim tarafından büyük bir fedakârlık ve sevgiyle yüreğime ekilmişti. Hatırladığım kadarıyla 6-7 yaşlarında ilkokula başladığımda yaşıtlarıma göre konuşmayı öğrenmede gecikmiştim. İlkokulun ilk günü annem, üzgün bir şekilde durumu öğretmenime anlatarak beni ona emanet etmişti. Okul zili çaldığında, öğretmenim elimi sıkıca tutarak beni sınıfa götürdü ve çocuklarla tanıştırdı. O an çok heyecanlandım ve korktum. Ayaklarım geri geri gidiyordu ve bir an önce sınıftan çıkmak istiyordum. Öğretmenim durumumu hissetti ve elimi daha da sıkı tuttu. O gün, o el bana inanılmaz bir güç vermişti. Çocuklar sınıfta beni üzse de öğretmenim bunu bana hiç hissettirmedi. Önce ailemin, sonra sımsıkı ellerimi tutan ve her daim başarabileceğime inanan öğretmenimin desteğiyle eğitim hayatımı başarılı bir şekilde tamamladım. Marmara Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümünü kazandım ve sonra kendi okuduğum şehir olan Söğüt’e dönerek mesleğimi yapmaya başladım.
Yıl 2013, aylardan Eylül… Yeni atanmış bir öğretmen olmanın heyecanı ve mutluluğu içinde okuldan içeri girdim. Öğretmenler odasında herkesin ilgisi üzerimdeydi ama ben elimde çantamla zilin çalmasını dört gözle bekliyordum. Çünkü yıllardır bana hayaller kurduran öğretmenim gibi ben de birilerinin elini sımsıkı tutarak ona hayaller kurdurmak istiyordum. Zilin çalmasıyla birlikte sınıfa doğru koşmam bir oldu. Kalabalık bir sınıfla karşılaşmıştım. İlk başta biraz tedirgin oldum ama bu durumu belli etmemeye çalışıyordum. Yoklama almaya başladım ve bir kişi hariç herkes gür bir sesle “Buradayım” diye bağırıyordu. O sırada sınıfta “Burada hocam, burada” diye uğultu sesleri duyuldu. İlk önce öğrencinin sınıfta değil ama okulda bir yerlerde olduğunu düşündüm ama durum öyle değilmiş. Bir yandan seslenerek, bir yandan da parmaklarıyla bana öğrenciyi işaret ediyorlardı. Yanına gittim, kafasını kaldırdı. Mahcup bir sesle ayağa kalkarak “Buradayım, kusura bakmayın hocam” dedi ve otururken arkadan yüksek bir ses “Hocam o görmüyor” dedi. O sırada görme engelli öğrenci hafif sinirlenerek kafasını tekrar sıraya koydu. Ders zili çaldı ve ben o öğrenci için “Ne yapabilirim?” soruları ile kaygılı bir şekilde sınıftan çıktım. Aslında kendimi sınıfta çok çaresiz hissettim çünkü üniversite de okurken özel gereksinimli bireylere yönelik eğitim almadığımdan hiçbir bilgim ve deneyimim yoktu. Yaşadığım durumu yaşayan belki birçok öğretmenden sadece biriydim. Ama o öğrencinin yaşadıkları bana çok tanıdık geliyordu. Yıllar önce bana geleceğimi aydınlatan öğretmenimin bana emanet ettiği eller, görme engelli öğrencimin geleceği için bir meşale tutacaktı.
Ben de işe görme engelli öğrencimin eğitim ihtiyaçlarını tespit ederek başladım. Ardından ders dışında gönüllü olarak matematik öğretmeye başladım. Derslerimizde hem dijital hem de fiziksel ortama yönelik hazırladığım büyük punto yazılı sorular, üç boyutlu materyaller gibi çeşitli dokunsal materyalleri kullandım. Hatta bazen karton vb. araçlarla yaptığım geometrik şekilleri avucuna çizerdim, o da sonrasında benim avucuma çizerdi. Sadece kurduğumuz iletişim matematik değildi; bunun yanında o bağlama çalıyordu. Bağlama benim çalmayı çok istediğim enstrümanlardan biriydi. Ben de kendime bağlama aldım ve akşamları onun olduğu kursa giderek ondan bağlama dersi öğreniyordum. Derslerimiz ara ara müziğe de yer vererek keyifli bir şekilde geçiyordu. Bir yandan birebir dersler yapılırken kendisi sınıfta da derslere aktif katılımını artırdı ve hatta arkadaşlarına yardım etmeye başladı. Bu onu çok mutlu etti ve arkadaşlarını da çok şaşırttı. Üniversite sınavına girdi ve iyi bir başarı elde etti. Aynı zamanda kamu personeli seçme sınavında da başarı elde ederek memur olarak mesleğini kazandı. Bu durum, bulunduğum ilçede başarı belgesi ile ödüllendirildi. Fakat ilçede mezun olan tek görme engelli öğrenci o olduğu için farklı şehirlerde yaşayan görme engelli öğrencilere ulaşmanın bir yolunu bulmam gerekiyordu. İşte o dönem mezun olan görme engelli öğrencim bana uzaktan eğitim yoluyla ulaşabileceğimi söyledi.
Aslına bakılırsa tüm sınıflardaki görme engelli öğrencilere ulaşmam çok zor ama onlara mekandan bağımsız bir şekilde bağlanabileceğim teknolojiyi kullanarak eğitimi kolaylaştırıcı rol üstlenebilirdim. Bu, benim onların öğretmeni olmam için büyük bir fırsattı ve bu nedenle Türkiye’nin farklı şehirlerinde ortaokul ve lisede öğrenim gören görme engelli öğrencilere yönelik çevrimiçi matematik dersleri verebileceğim Engelsiz Matematik Eğitim Platformu’nu (ENMEP) kurdum.
2. Bu süreçte ilham kaynaklarınız nelerdi? Ne gibi konularda zorlandınız?
Karşılaştığım zorluklarda umut ve inançla yola girmemi ve devam etmemi görme engelli öğrencilerim sağladı. İlk kez sınıfta karşılaştığım Ertuğrul ve sonrasında uzaktan eğitime geçtiğimde Olcay adlı görme engelli öğrencilerim benim bu yolda ilham kaynaklarım. Sınıfta ilk gün karşılaştığım görme engelli öğrencim Ertuğrul sayesinde o çaresizlik içinde ne yapacağım diyerek sınıftan çıktığım yolun sonunda ondaki değişim beni umutlandırmıştı. Çünkü onunla “Matematik hiç bilmiyorum” dediği noktadan “Gauss toplamı nasıl yapılır?” sorusuna kadar ilerlemiştik. Böylece her görme engelli öğrenciye ihtiyaçları doğrultusunda eğitim verildiğinde engellerinden dolayı kendi koydukları sınırları birlikte kaldırabileceğimizi görmüştüm. Sonrasında sınıf ortamından dijital ortama geçtiğimizde sesim ile onların zihinlerinde matematiği somutlaştırabilmek oldukça zor bir süreçti. Erişilebilir dijital belgeler nasıl hazırlarım gibi bir sürü sorularım vardı ve bu da beraberinde kaygılarımı artırmıştı. İlk haftalarda dersten sonra sınıftan bir öğrenci beni aradı ve “Hale hocam siz bizlere sürekli anlayıp anlamadığınızı soruyorsunuz lütfen endişelenmeyin, biz anlamadığımızda hele ben mutlaka sorarım onu” dedi. Ardından kendisini tanıttı ve teknolojiye merakı olduğunu bana her daim yardımcı olabileceğini söylemişti. Bu durum karşısında biraz rahatlamıştım. Geçtiğimiz günlerde kendisi her dersten sonra derse dair dönütler veriyor, kullandıkları araçları tanıtıyor ve uygulamalı olarak bana anlatıyordu. Kullandıkları ekran okuyucu uyumlu matematik dijital belgeleri hazırlamayı öğrenmiştim ve her dersten sonra onlara gönderiyordum. Artık sınıfta beni ne derecede anladıklarını değerlendirme şansım olmuştu. Yani bana görme engellilerin matematik ve teknoloji dünyasını uygulamalı olarak anlatan ilk öğretmenim sınıftaki öğrencim Olcay olmuştu. Onun motivasyonu bu hikayeyi geliştirmemde ve uzun yıllar devam etmesinde bana ilham veren şeydi. Aslında Olcay bana teknolojinin görme engellilerin hayatını nasıl kolaylaştırdığını göstermişti ve ileride gelişen teknolojinin görme organımızın yerini tutabilecek görevleri üstlenebileceğini söylemişti.
Bir yandan da bu merak sayesinde teknoloji aracılığıyla matematik öğretimini görme engelli öğrencilere nasıl yapabileceğimize dair Marmara Üniversitesi’nde başladığım matematik eğitimi yüksek lisansı 2017 yılında tamamladım. Bu süreçte okuduğum araştırmalarda karşıma çıkan Texas görme engelliler okulundaki Susan Osterhaus adındaki matematik öğretmeninin hikayesi ve süreçte yaşadıkları benim hikayeme çok benziyordu. Heyecanla kendisine e-posta attım ve 1-2 gün sonra ilk defa gördüğüm birçok eğitici video ve kaynaklarla bana geri döndü. 20 yılını sadece görme engellilere matematik öğretimine adamış bir öğretmeni ilk defa tanımıştım ve bu bana inançla neler yapabileceklerim adına güç vermişti. Kendisinin benimle paylaştığı bir yaz okulu vardı. Yaz okulunda görme engellilere bilişim yoluyla istatistik, fen bilimleri ve matematik öğretime dair eğitimler verilecekti. Bu süreçte her daim benim mentörüm olan Olcay’a söylemiştim ve o mutlaka gitmemi söylemişti. Sonrasında 2016 yılında o yaz kampına gittiğimde eğitimleri veren görme engelli akademisyenleri gördüğümde çok şaşırmış ve Türkiye’de neden bu rol modeller olmasın diyerek yaz okulu boyunca sürekli düşünmüş, hayaller kurmuştum. Hele ki bir oturumda istatistik alanında akademisyen olan kendisi de görmeyen Jonathan Godfrey’nin verdiği ders ile kurduğum hayalleri daha da somutlaştırmıştım. Kendisi de bu alanda zorluklar yaşadığından bahsetti ama şu anda karşımızda bize teknolojik araçlarla istatistik öğretiyordu.
Özetle yaşadığı zorlukların üstesinden gelen görme engelli öğrencilerim ve benzer deneyimleri yaşamış olduğum bu alanda en deneyimli matematik öğretmeni, istatistik profesörü bu hikâyenin ilham ve umut verici kaynakları arasında yer alıyor.
3. Engelsiz Matematik Eğitim Platformu’nu karşılaştığınız veya tanık olduğunuz ne gibi sorunlara çözüm bulmak için hayata geçirdiniz? Bu sorunlara nasıl çözümler bulmayı umuyorsunuz?
Türkiye’nin farklı şehirlerinde okuyan görme engelli öğrenciler, Engelsiz Matematik Eğitim Platformu’nun öğrencilerini oluşturuyor. Matematik, soyut ve görsel olduğu için görme engelliler için en zor alanlardan biridir ve gören akranlarına göre 2-3 kat daha fazla mücadele ederek bilgiye erişim sağlarlar. Matematiğin doğası dışında, öğretmenlerin yetersizlikleri, önyargıları, olumsuz tutumları ve materyal eksikliği/yüksek maliyetli oluşu, görme engelli öğrencilerin matematik öğrenimini imkânsız hale getiriyor. Böylece matematik, görme engelli bireylerin akranlarıyla eşit hayaller kurmasının ve hedeflerine ulaşmasının önündeki en büyük engel oluyor. “Görmüyor, görmeden matematik yapılabilir mi?” gibi cümlelerle birçok konu matematikte öğretilmiyor. Hatta ÖSYM’nin tercih kılavuzunda görme engelli bireylerin sayısal alan dışında sözel alanları tercih etmesine yönelik bir madde yer alıyor.
ENMEP, tüm bu durumları tamamen reddediyor ve görme engelli öğrencilere sunulan fırsatları eşitlemek ve mevcut tutumları olumluya dönüştürmek için çaba sarf ediyor. Öncelikle, ders vermeyi kabul eden ancak daha önce hiç deneyimi olmayan matematik öğretmenlerine eğitimler veriyor ve kaynaklar paylaşarak onların platformda görev almalarını destekliyoruz. Lisans mezunu öğretmen adaylarına, topluma hizmet uygulamaları kapsamında platformda görme engelli öğrencilere matematik öğretimi deneyimi kazandırma fırsatı tanıyoruz. Bu şekilde, öğretmen adayları ve mevcut öğretmenlerin platformun eğitim akademisinden faydalanarak, görme engellilere matematik öğretimi konusunda bilgi ve farkındalıklarını artırmayı umuyoruz.
Görme engelli öğrencilere yönelik önyargıları azaltmak ve hatta bunları tam tersine çevirmek için matematik olimpiyatlarına hazırlık kulübü ve programlama gibi kulüpler açıyoruz. Ayrıca, gören akranlarının platformda farkındalık kazanmalarını sağlamak amacıyla, matematik kaynaklarını seslendirme eğitimleri veriyoruz ve bu kaynakları platform öğrencileri için kendileri seslendiriyorlar.
En önemlisi, öğretmenlerden sonra en fazla vakit geçiren annelerimizin, çocuklarının eğitim hayatında daha etkin bir rol oynamalarını sağlamak amacıyla Dokunsal Anneler Topluluğu’nu kurduk. Dokunsal Anneler Topluluğu, çevrimiçi derslere katılan görme engellilerin dersten en iyi şekilde faydalanabilmesi için dokunsal materyaller hazırlamakta ve onları motive etmektedir. Annelerin ev ödevlerinde çocuklarına yardımcı olabilmesi için “Çocuğum için Braille Öğreniyorum” kursunu açtık. Ayrıca, çevrimiçi derslerde platformda gezinme ve dijital araçları daha rahat kullanmalarını desteklemeleri için ortaokul görme engelli öğrencileri ve dokunsal anneler için “Görme Engelli Çocuklar ve Aileleri için Dijital Okuryazarlık” adında 12 haftalık bir kurs açtık.
Dokunsal Anneler, görme engelli bireylerin neler yapabileceği konusunda rol modelleri bilmedikleri için çocuklarının eğitimi konusunda karamsar olabiliyorlar. Bu duruma yönelik olarak hem ulusal hem de uluslararası alanda yaşadıkları birçok zorlukla mücadele eden ve mühendislik, matematik gibi alanlarda kariyer yapan rol modellerle buluşturuyoruz. Aynı süreci, her yıl platformdan mezun olan görme engelli öğrencilerimizin bağımsız yaşam deneyimlerini paylaşmaları ve platformda öğrenim gören öğrencilere mentor olmaları için “Kariyer & Mentörlük: Benim Hikayem” etkinlikleri düzenleyerek sürdürüyoruz.
Tüm bu çalışmalarla, matematiğin aslında fırsatları engelleyen değil, fırsatları eşitleyen gücü ile görme engelli öğrencileri ve ailelerini bir araya getirerek hayallerimizi büyütüyoruz.
4. Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nda yer almak size nasıl bir fayda sağladı?
Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nda yer almak, bireysel olarak başladığım ENMEP hikayesini biz olarak ilerletmem noktasında büyük bir destek sağlayacak. Bu, hayallerimi gerçekleştireceğim günlerin yaklaştığını hissettiriyor. Bu sürece kadar hiç takdir edilmeyi beklemeden yalnız bir şekilde ilerlerken, şu anda sizleri görünür kılmaları ve yaptığınız çalışmaları herkesle paylaşmaları inanılmaz bir güç ve umut veriyor.
ENMEP’den haberi olmayan pek çok görme engelli öğrenci, Fark Yaratan Programı’nın görünürlük çalışmaları sayesinde bizlere ulaşabilecek. Hatta görme engelli öğrencisi olan öğretmenler, benim gibi bir rol modeli tanıdıkları için öğrencilerinin eğitimi konusunda bizlerle iletişime geçebilecekler, nitekim geçmeye başladıklarını söyleyebilirim.
Fark Yaratan Programı’nın sunduğu imkanlar ve yönlendirmeler doğrultusunda ENMEP’i görme engelli öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik daha nitelikli ve erişilebilir hale dönüştüreceğimize inanıyorum. Fark Yaratan Programı’nda her adımın planlı ve programlı olması, sizleri inanılmaz rahatlatıyor ve bu imkanları sunan küçük ama kocaman yürekli bir ekibin sizlerle olan iletişimi, bu süreci daha da keyifli kılıyor.
5. Engelsiz Matematik Eğitim Platformu ile gelecekte neler yapmayı hayal ediyorsunuz?
Görme engelli öğrencilerin önünde bir engel olarak görülen matematik eğitiminin, onların yaşamlarında önemli bir etkiye sahip olduğunu biliyoruz. Bu durum, meslek tercihlerinden sosyal ve toplumsal konumlarına kadar pek çok yönden etkilenmelerine neden oluyor. Bu nedenle, erişilebilir ve bireysel ihtiyaçlarını karşılayan nitelikte matematik eğitimi almalarını sağlayan örnek bir dijital okul oluşturmayı istiyorum.
Örneğin, bu platformda 5. sınıfta başlayan görme engelli bir öğrenci, her sene bir üst sınıfa geçerken kendisine hazırlanan işitsel ve dokunsal materyallerle desteklenmiş çevrimiçi derslere, uzman öğretmenler eşliğinde katıldığı bir dijital okul hayal ediyorum. Dünya Okulu kitabının yazarı ve Khan Akademi kurucusu Sal Khan’ın, görenler için oluşturduğu dijital okulu daha kapsayıcı hale getirmenin hayalini, kitabını okuduğumda kurmuştum.
Bu dijital okulda, görme engelli öğrencilerin gören akranlarına sunulan matematik kaynaklarından faydalanabileceği işitsel ve dokunsal materyallerden oluşan ENMEP Kütüphanesi’ni oluşturmak istiyorum. Ayrıca, görme engelli öğrenciler, gönüllü öğretmenler ve aileleri için dijital okulda ENMEP Eğitim Akademisi kurarak temel matematik araçlarının kullanım videoları, temel bilgi ve becerilerin kazandırılması ve özel eğitimde iletişim gibi pek çok eğitimden faydalanmalarını sağlamayı hedefliyorum.
ENMEP’te, nitelikli öğretmenler ve bilinçli, farkındalığı yüksek anneler sayesinde görme engelli öğrencilerimizin kendi hızlarında öğrenme deneyimi sağlayacağı bu dijital okulda, sayısal alanda kariyer yapacak rol modellerin olmasını çok istiyorum. İşte o zaman, şu ana kadar bahsettiğim erişilebilir ve kapsayıcı matematik dijital okuluna dair tüm hayallerimi onlarla inşa edeceğimiz projeleri hayata geçireceğimize inanıyorum. Erişilebilir bir geleceğin, artık onların da aktif bir şekilde yer aldığı topluluklarla daha rahat geleceğini biliyorum.
6. Gelecek dönemlerde Fark Yaratanlar olmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Bu programda yer almak için belirli bir önerim yok; çünkü ben bu programda yer almayı beklemeden çalışmalarımı yürüttüm. Fark Yaratan olarak seçilen bireylerle özellikle tanışarak, onların çalışmalarını dinledim ve sonrasında bu platformda ortak çalışmalar yürüttük. Yapılan faaliyetlerde edindiğim her deneyim benim için büyük bir kazançtı. Fark Yaratan olarak seçilmenin ayrıcalığını, yapılan işlerde net bir şekilde hissediyorsunuz.
Fark Yaratan Programı’na aday olarak ilk olarak görme engelli öğrencilerim tarafından gösterildim, ardından veliler de bu sürece dahil oldu. En sonunda, görme engelli öğrenciler, öğretmenleri ve velilerin aday gösterdiği bir platform olduğumuzda bu programa seçildim. Hayallerine ulaşan görme engelli birey, kendisini destekleyenlerle birlikte sizlerin farkını geç de olsa ortaya koyar. Geç de olsa, yedi yıla yakın bir süreçte yaşadığım zorlukları ve yorgunlukları, derslerde her zaman görme engelli öğrencilerime de söylediğim aşağıdaki Mevlana’nın şu sözüyle unutarak, her koşulda büyük inanç ve gayretle çalışmaya devam ettim:
“Unutma, yaparsın demiyorum sana!
Ama sen “yaparım” de kendine…
İnsanın kanatları gayretidir”