Mühendisliğin Nobel’i olarak görülen Kraliçe Elizabeth Ödülü bu yıl, rüzgar enerjisi türbinlerinde verimliliği artıran teknolojilere imza atan Henrik Stiesdal ve Andrew Gerrad’a verildi. Henrik Stiesdal ve Andrew Garrad, rüzgar enerjisi türbinlerinin gelişimine yaptıkları önemli katkılar nedeniyle ödülü almaya hak kazandılar. Modern rüzgar enerjisinin öncülerinden olan Stiesdal ve Garrad ikilisi, rüzgar enerjisinin küresel elektrik üretimine önemli
Mühendisliğin Nobel’i olarak görülen Kraliçe Elizabeth Ödülü bu yıl, rüzgar enerjisi türbinlerinde verimliliği artıran teknolojilere imza atan Henrik Stiesdal ve Andrew Gerrad’a verildi.
Henrik Stiesdal ve Andrew Garrad, rüzgar enerjisi türbinlerinin gelişimine yaptıkları önemli katkılar nedeniyle ödülü almaya hak kazandılar.
Modern rüzgar enerjisinin öncülerinden olan Stiesdal ve Garrad ikilisi, rüzgar enerjisinin küresel elektrik üretimine önemli bir katkı sağlamasına ve küresel enerji karışımının çeşitlendirilmesinde dönüşümsel etki yaratmasına olanak tanıyan yüksek performanslı rüzgar türbinlerinin tasarımı, üretimi ve dağıtımının ilerletilmesindeki kırk yıllık başarılarıyla biliniyor.
Stiesdal ve Garrad, rüzgar enerjisinin elektrikteki yerini iyileştirme arayışlarına 1970’lerde küçük türbinler inşa ederek başladı.
Stiesdal, özellikle Danimarka Konsepti olarak bilinen ve bugün küresel endüstriye hakim olan makineler için bir taslak görevi gören türbini tasarlamadaki rolüyle tanınıyor.
Garrad son yıllarda yeni bir türbinin başarılı bir şekilde nasıl çalışacağını kavramak adına yazılım geliştirme üzerinde çalıştı ve sektörün riskten arındırılmasında önemli bir rol oynadı.
On beş sene öncesine kadar insanların rüzgar enerjisi düşüncesinin tutarsız bir fikir olduğunu söylediğini hatırlatan Kraliçe Elizabeth Mühendislik Vakfı Başkanı John Browne, Stiesdal ve Garrad sayesinde rüzgar enerjisine karşı önyargının yıllar içinde kırıldığını söyledi.
‘’Garrad ile birlikte Kraliçe Elizabeth Mühendislik Ödülü’nü almak benim için bir onurdur’’ diyen Stiendal, ödülün kişisel takdirden çok daha fazlasını temsil ettiğini, rüzgar enerjisi alanındaki öncülerin ve mühendislerin kolektif çabalarına bir övgü olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, yüzen türbinlerde devam eden yenilikler sayesinde yakında rüzgar santrallerinin her zamankinden daha derin sulara açılacağını ve kanatların daha da uzun hale geleceğini bildiriyor.
Kaynak: