Technion ve Weizmann Bilim Enstitüsü’nün ortak projesi TreeSoil, eski tarım hafizasını robotik teknolojilerle birleştirerek genç ağaçların zorlu iklim koşullarında hayatta kalmasını sağlayan, biyolojik olarak çözünebilen barınaklar üretiyor. Binlerce yıllık tarım bilgeliğini robotlar, 3D yazıcılar ve hesaplama gücü ile yeniden yorumlayan TreeSoil projesi, doğa ile teknolojinin kesiştiği noktada heyecan verici yeniliklere kapı aralıyor. Technion Üniversitesi’ndeki Material
Technion ve Weizmann Bilim Enstitüsü’nün ortak projesi TreeSoil, eski tarım hafizasını robotik teknolojilerle birleştirerek genç ağaçların zorlu iklim koşullarında hayatta kalmasını sağlayan, biyolojik olarak çözünebilen barınaklar üretiyor.
Binlerce yıllık tarım bilgeliğini robotlar, 3D yazıcılar ve hesaplama gücü ile yeniden yorumlayan TreeSoil projesi, doğa ile teknolojinin kesiştiği noktada heyecan verici yeniliklere kapı aralıyor.
Technion Üniversitesi’ndeki Material Topology Research Lab (MTRL) ve Weizmann Bilim Enstitüsü’ndeki Tree Lab ortaklığında geliştirilen proje, mimarlık, malzeme bilimi ve bitki biyolojisini bir araya getiriyor.
İklim değişikliği nedeniyle genç ağaçlar kolayca yok olup gidiyor. Kuraklık, ormansızlaşma veya sert hava koşullarından etkilenen bölgelerde dikilen fidanlar, genellikle çevresel strese dayanamayarak yok oluyor. Tam da bu noktada TreeSoil, genç ağaçlara destek vermeyi hedefliyor.
TreeSoil, genç ağaçların erken büyüme dönemlerinde hayatta kalmalarını desteklemek üzere mikroiklimler yaratan robotik 3D baskı toprak barınaklardan oluşuyor. Fikir aslında basit ve kökeni antik dönemlere dayanıyor. Kurak bölgelerde binlerce yıldır kullanılan taş ya da toprak çevre duvarları, bitkileri rüzgar, güneş ve buharlaşmadan koruyarak hayatta kalmalarını sağlıyor.
TreeSoil, bu kadim yöntemi günümüz teknolojisi buluşturuyor ve bu noktada devreye robotlar giriyor. Her yapı, büyük ölçekli robotik ekstrüzyon yöntemiyle üretilen modüler tuğlalardan oluşuyor. Endüstriyel bir robot kolu, özel bir ekstrüderle katman katman toprak malzeme ekleyerek birbirine geçen tuğla birimleri inşa ediyor. Her TreeSoil prototipi, yerel iklim verilerine göre şekilleniyor; hava akışını, güneş ışınımını ve nem tutulumunu optimize edecek şekilde tasarlanıyor. Tuğlaların birbirine geçmeli geometrisi, modülerlik ve yapısal dayanıklılık sağlarken sahada kolay montaj imkânı sunuyor.
Kullanılan malzeme de en az tasarım kadar dikkat çekici. Yerel topraktan üretilen karışım, atık kaynaklı gübreler ve biyolojik bağlayıcılarla zenginleştirilmiş. Böylece barınak, yalnızca fidanı korumakla kalmıyor; aynı zamanda bulunduğu toprağın koşullarına ve ağacın besin ihtiyacına yanıt veriyor. Üstelik tamamen biyolojik olarak çözünebilen bu yapılar, zamanla toprağa karışarak onu zenginleştiriyor.
TreeSoil, özellikle iklim değişikliğinin yeniden ağaçlandırmayı zorlaştırdığı bir dönemde büyük önem taşıyor. Projenin en etkileyici yönü, doğa ile teknolojiyi birbirine rakip değil, birbirini tamamlayan güçler olarak görmesi.
İklim değişikliği yeniden ormanlaştırmayı her geçen gün zorlaştırırken, TreeSoil gibi yenilikler tasarım, teknoloji ve biyolojinin iş birliğiyle doğaya yeniden nefes alma şansı veriyor.
