“Sorunun içinde biri olarak aslında çözümü en iyi biz biliyoruz” 

“Sorunun içinde biri olarak aslında çözümü en iyi biz biliyoruz” 

Genetik bir farklılık olan albinizmin milyonda bir görülen bir türüne sahip olan Ayşenur Sena Tarakçı, albinizm konusunda farkındalık yaratmak amacıyla harekete geçti. “Pigmentsiz İnsan” ismiyle sosyal medyada videolar çekmeye başlayan Ayşenur, albino bireylerin kullanabileceği teknolojik yöntemlerden, uğradıkları zorbalığa kadar çeşitli konularda içerikler üretiyor. Zamanla daha eğlenceli içerikler oluşturarak albino bireylerin de herkes gibi aktif bir yaşam sürebileceğini gösteren Ayşenur, aynı zamanda var olan güzellik algısına karşı çıkmak için kozmetik ürün videoları da çekmeye başladı. 

Sabancı Vakfı’nın 15. Sezon Fark Yaratanlarını ağırladığımız özel söyleşi serimizin ilk bölümünde Pigmentsiz İnsan’ın kurucusu Ayşenur Sena Tarakçı ile Pigmentsiz İnsan fikrinin hikâyesi, Fark Yaratanlar Programı ve gelecekte yapmak istedikleri üzerine konuştuk. 

1. Pigmentsiz İnsan’dan ve projenizin başlangıç hikâyesinden bahsedebilir misiniz? 

Merhaba, ben Ayşenur Sena Tarakçı. Albinoyum. Aslında bütün süreç doğumumla başladı. Albino bir çocuk olarak dünyaya geldim. Herkesten farklı beyaz saçlar, güneşe hassas bir cilt ve ileri derece bir görme kaybıyla adaptasyon…  

Aslında çocukluğumdan beri her albinizmli insan gibi albinizmi benimsemek, insanlara anlatmak, zorbalıkla başa çıkmak, okul ortamında tahtayı, sınav kağıdını, kitapları okuyabilmek, bağımsız bir yaşam yaratmaya çalışmak benim de ana sorunumdu. Zamanla bu sorunlara çözümler ve cevap cevaplar buldum. Ardından albinizmi gerçekten kabullendiğim bir dönemde albinizm türümün çok nadir ve dikkat edilmesi gereken bir tür olduğunu ve bilmediğim başka yönlerinin olduğunu öğrenince yeni bir kabulleniş süreci başladı. Tam bu noktada sosyal medyada albinizmi anlatarak hem kendime ve benim gibi albino çocuklara motivasyon sağlamak hem de albinizmi ve zorluklarını bilmeyen toplumun her kesiminden insana ulaşarak bu genetik farklılığa dair farkındalık kazandırmak istedim. 

2. Bu süreçte ilham kaynaklarınız nelerdi? Ne gibi konularda zorlandınız? 

Albino bir bireyin ilerde özgür ve bağımsız bir yaşantısı olup olamayacağı sorusu her albino çocuğun ve ailesinin en önemli sorularından biridir. Benim de öyleydi. Bu nedenle kendimi her alanda ilerletmeye, bilgili, sosyal ilişkileri yüksek, entelektüel, çözüm odaklı bir noktaya dönüştürmeye ve hayal ettiğim bağımsız yaşama ulaşmak için geliştirmeye çalıştım. Bu noktada bana rol model olan kendisine bağımsız bir yaşam kurmuş albinolardan biri olan Moti Romi çok önemli bir örnekti. Bunun yanında kendimi geliştirme konusunda Nurhan Atasoy, Zeki Kayahan Coşkun ve Muazzez İlmiye Çığ da bana yol gösteren önemli rol modellerimdendi. 

3. Pigmentsiz İnsan karşılaştığınız veya tanık olduğunuz ne gibi sorunlara çözüm bulmak için hayata geçirildi? Bu sorunlara nasıl çözümler bulmayı umuyorsunuz? 

Aslında doğduğum andan bugüne istisnasız her gün olumlu olumsuz birçok soruyla ve sorunla karşılaştık. Aileme sık sık “Yabancı mısınız? Eşiniz Alman mı? Bu çocuk niye böyle? Bu yaşta çocuğun saçlarını mı boyattınız? Aa bu yaşta peruk mu taktı?” gibi sorular soruyorlarmış. Ailem başta uzun uzun durumu açıklıyormuş ancak bir noktada annemin sabrı kalmamış olacak ki “Çamaşır suyuna düşürdüm böyle beyaz oldu” gibi komik bir cevap vermiş. Ya da babam ara ara “Allah bana bir gece rüyamda tüm kız çocuklarını gösterip içinden birini seç, senin kızın olsun dedi, ben de baktım orda bir bebek bembeyaz parlıyor. Allah’a dedim ki o beyaz bebeği verirsen anlaşırız” hikâyesini anlatır. Çocukken çok hoşuma giderdi. Beni ailem özel seçmiş, beni seviyorlar demek ki fikri çok güzel bir düşünceydi gerçekten. Şu an 28 yaşındayım ve hâlâ her gün birçok soruyla karşılaşıyorum. Bana albinizmi sorulduğunda anlattığım bazı kişiler, “Bak sen Allah’ın işine her geçen gün yeni bir şey çıkıyor”, “Bak havuç suyu iç gözüm, düzelir bana dua edersin”, “Albinizm asimile bir ırktır, araştırmanı öneririm” gibi ilginç ve ibretlik cevaplar verebiliyorlar.  

Zamanla herkesin albinizme dair doğruları ve doğru tutumu öğrenmesi en büyük temennim tabii. Bunun için de sosyal medyada Pigmentsiz İnsan hesabımda temel amacım albinizmi anlatmak, farkındalık oluşturmak ve az gören albino biri deyince akla gelen kısıtlı, zorlu hatta belki hep desteğe muhtaç hayat imajını değiştirmek. Albino birinin yüzde 5 görmesine rağmen neler neler yapabileceğini anlatmayı hep önemli buldum, hâlâ da bu yönde içerikler üreterek hem albinizmi hiç bilmeyen insanlara ulaşıyorum hem de benim gibi albino bireylere ilham vermeye, günlük hayatımı kolaylaştıran pratik çözümlerimi onlara da aktarmaya çalışıyorum.  

4. Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nda yer almak size nasıl bir fayda sağladı? 

Sabancı Vakfı ile sürekli büyüyen, kendini geliştiren, vizyoner ve kesinlikle eğlenceli bir topluluğun parçası olmak harika bir duygu. Dünyayı pozitif yönde değiştirmeye çalışan bir sürü arkadaşım var artık. Herhangi bir projeyi düşündüğüm zaman fikir alabileceğim, beni anlayacak, benim gibi hissedecek, her zaman işbirliği yapabileceğim ve birbirimize karşılıklı katkılar sağlayabileceğimiz büyük bir ailemizin olması sanırım en büyük katkılardan biri. Bunun yanında Pigmentsiz İnsan projesini geliştirirken beni anlayan, bu projeyi benim kadar önemseyen ve proje içinde koşuşturmada kaçırdığım noktaları gösteren program ekibi sayesinde çok daha güvende hissediyorum.  

 5. Pigmentsiz İnsan ile gelecekte neler yapmayı hayal ediyorsunuz?  

Şu an sosyal medyada yaptığım farkındalık çalışmasının yanı sıra dijital platformlarda veya televizyonda albinizm üzerine içerikler hazırlamak ve bunu Türkiye ve dünyada milyonlara ulaştırmak istiyorum. Böylece farkındalığı daha büyük kitlelere yayabilmek ana hedeflerimden biri.   Kim bilir belki albinizm üzerine bir film ya da bir belgesel hazırlayabilir veya eğlenceli bir talk show ile daha eğlenceli bir farkındalık çalışması hazırlayabiliriz. 

6. Gelecek dönemlerde Fark Yaratanlar olmak isteyenlere neler önerirsiniz? 

Her birimiz günlük hayatta bizi, sevdiklerimizi veya genel hayat akışımızı etkileyen pek çok sorunla karşılaşıyoruz. “Keşke böyle olmasa, keşke bir çözüm olsa, bu nasıl bir sistem?” gibi düşünceler ve serzenişler duyuyor olabiliriz. Sorun ve çözüm bize çok karmaşık ve zorlu görünüyor olabilir. Aslında her sorun içinde bir fırsat saklar. Bir şeye canınız sıkılıyorsa inanın altında sizi çok tatmin edecek bir çözüm hayata bir armağan çıkabilir. Her bir sorun çözülecek yeni yeni bir bilmece, iç huzurumuz için yeni bir amaç, yeni bir başarı hikayesi demek.  Neden dışardan çözüm bekleyerek ve sürekli sorundan bahsederek zaman kaybediyoruz ki?  Sorunun içinde biri olarak aslında çözümü en iyi biz biliyoruz. İnanın çözüm için yola çıkınca tahmin edemeyeceğiniz kadar çok kolaylıkla karşılaşacaksınız. 

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar