Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) açıklamasına göre, dünyanın birçok kentinde, geleneksel gaz ve dizel yakıtlı otobüslerin neden olduğu hava kirliliği ve gürültüye alternatif olarak elektrikli otobüsler yaygınlaşıyor. Hindistan’ın Pune şehrinde yolcular, dizel otobüsleri beklemeyip doğrudan elektrikli otobüsleri tercih ederken, Şili’nin başkenti Santiago’da da elektrikli otobüsler toplu taşımada daha olumlu değerlendiriliyor. Şehir içi toplu taşımada kullanılan otobüsler, dünya genelindeki
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) açıklamasına göre, dünyanın birçok kentinde, geleneksel gaz ve dizel yakıtlı otobüslerin neden olduğu hava kirliliği ve gürültüye alternatif olarak elektrikli otobüsler yaygınlaşıyor.
Hindistan’ın Pune şehrinde yolcular, dizel otobüsleri beklemeyip doğrudan elektrikli otobüsleri tercih ederken, Şili’nin başkenti Santiago’da da elektrikli otobüsler toplu taşımada daha olumlu değerlendiriliyor.
Şehir içi toplu taşımada kullanılan otobüsler, dünya genelindeki ulaşım sektörünün karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 5’ini oluşturuyor. Otobüs filosunun elektriklendirilmesi, kamyonlar gibi yüksek emisyonlu diğer araç türlerinin elektrifikasyonu için de model teşkil ediyor. Özellikle kamyonlar, ulaşım sektöründeki emisyonların dörtte birini oluşturuyor.
Elektrikli otobüslerin yükselişine liderlik eden ülkeler
2024 itibarıyla, dünya genelinde yaklaşık 780 bin elektrikli otobüs bulunuyor. Bunların yüzde 94’ünü akülü elektrikli otobüsler oluşturuyor ve bu teknoloji sektörde hakimiyetini sürdürüyor.
Elektrikli otobüslerin yüzde 90’dan fazlası Çin’de yer alırken, Çin’i Hollanda, Finlandiya, İsviçre ve Danimarka gibi ülkeler takip ediyor. Bu beş ülke, elektrikli otobüs satışlarını altı yıl içinde toplam satışların yüzde 6’dan yüzde 60’ın üzerine çıkararak, küresel iklim hedefleri doğrultusunda örnek bir hız yakalamış durumda.
Dünya genelinde ise 2024-2030 döneminde elektrikli otobüslerin toplam otobüs satışları içindeki payının yüzde 6’dan yüzde 56’ya yükseltilmesi gerekiyor. Bu, net sıfır emisyon hedefine ve küresel ısınmanın 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılması hedeflerine ulaşmak için kritik.
Çin, 10 yılı aşkın süredir elektrikli otobüsleri devreye alarak bu alanda pazar liderliğini elinde tutuyor. Bununla birlikte, Çin’de özel mülkiyete ait otobüs pazarında elektrikli araçların oranı halen düşük kalıyor; uzun menzil gereksinimleri ve şarj altyapısı gibi teknik zorluklar devam ediyor. Ancak Çinli üreticiler dünya pazarında güçlü bir konumda; en iyi 10 elektrikli otobüs üreticisinin tamamı Çinli olup, Avrupa ve Latin Amerika pazarlarında önemli ihracat paylarına sahipler.
Hollanda, 2016 yılında tüm yeni otobüslerin 2025’e kadar sıfır emisyonlu olmasını ve tüm filonun 2030’a kadar elektrikliye dönüşmesini hedefleyerek Avrupa’da öncü oldu. 2 bin 100’den fazla elektrikli otobüsle dikkat çeken ülkede, toplu taşıma şirketlerine uzun vadeli sözleşmeler verilerek yatırımlar desteklendi. Ayrıca, şarj altyapısı ve güzergah planlamalarında yenilikçi uygulamalar kullanıldı.Ancak COVID-19 salgını sonrası finansal kısıtlamalar ve teknik altyapı zorlukları nedeniyle geçiş hızı yavaşladı.
Avrupa Birliği genelinde ise elektrikli otobüs satışları 2018’de yüzde 2 iken, 2024’te yüzde 19’a ulaştı.
Şili, 2025 Nisan itibarıyla 2 bin 700’den fazla elektrikli otobüse sahip olup, başkent Santiago’daki 2 bin 500 araç Latin Amerika’daki en büyük elektrikli otobüs filosunu oluşturuyor. 2017’de ulusal elektromobilite stratejisi belirleyen Şili, 2035 yılına kadar otobüslerin tamamını elektrikliye dönüştürmeyi amaçlıyor.
Hindistan, düşük gelirli ülkeler arasında elektrikli otobüslerde öncü konumda. Yollarda 10 binin üzerinde elektrikli otobüs bulunurken, hükümet 2024 sonunda 14 bin yeni araç alımını destekleyecek büyük bir girişimi onayladı. 2027 yılı hedefi ise 50 bin elektrikli otobüs olarak belirlenmiş durumda.
Elektrikli otobüsler, ulaşım sektörünün karbon ayak izinin azaltılmasında önemli bir araç. Ancak sürdürülebilir ulaşım için “Avoid-Shift-Improve” (Kaçın-Değiştir-İyileştir) stratejisi kapsamında şehirlerin kompakt ve toplu taşımaya uygun planlanması, özel araç kullanımı yerine yürüyüş, bisiklet ve toplu taşıma teşvik edilmesi gerekiyor.
Elektrikli otobüsler, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlarken, hava kalitesinin iyileşmesi, yolcu konforu, trafik yoğunluğunun azalması ve dezavantajlı grupların hizmetlere erişiminin artması gibi sosyal faydalar da sunuyor.