Netflix belgeseli Buy Now aşırı tüketime odaklanıyor

Netflix belgeseli Buy Now aşırı tüketime odaklanıyor

Nic Stacey yönetmenliğindeki Netflix’in yeni belgeseli ‘’Buy Now: The Shopping Conspiracy’’, manipülatif şirket uygulamalarıyla tüketiciliğin nasıl yönlendirildiğine dair düşündürücü bir bakış açısı sunuyor. Hızlı tüketimin çevre ve toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.

Modern alışverişin gizli çevresel maliyetlerini keşfederek, tüketiciliğin gezegen üzerindeki olumsuz etkilerini gözler önüne seriyor. 

‘’Buy Now’’, çevreye zararlı atık, kirlilik ve kaynak tükenmesine yol açan çevrimiçi alışverişin ve hızlı modanın yükselişini derinlemesine inceliyor. Bunlara ek olarak, üretim ve taşımacılıkla bağlantılı karbon emisyonları gibi aşırı tüketimin daha geniş etkilerine değiniyor. Perakende sektöründe daha sürdürülebilir uygulamalar için çağrıda bulunuyor. 

Etkileyici görseller ve uzman görüşleriyle öne çıkan film, izleyicilere alışveriş alışkanlıklarını yeniden düşünmeleri ve satın alımlarının çevresel sonuçlarını göz önünde bulundurmaları için uyarı yapıyor.

Bu çarpıcı belgesel, şirketlerin planlı eskime ve agresif pazarlama gibi stratejiler kullanarak tüketicileri satın alıp atma döngüsüne hapsettiklerini ve tüm bunları yaparken çevresel ve toplumsal etkileri göz ardı ettiklerini ortaya koyuyor.

Unilever’in eski CEO’su Paul Polman ve eski Amazon tasarımcısı Maren Costa gibi içerden isimlerle yapılan röportajlar, ürünlerin kasıtlı olarak kısa ömürlü veya tamir edilemez şekilde tasarlandığını, böylece tüketicilerin sürekli tüketim döngüsünde kalmalarının sağlandığı anlatılıyor.

Adidas’ın eski Marka Başkanı Eric Liedtke, endüstrinin çok hızlı bir üretim temposu yakaladığını ve halihazırda üretilen giysilerin, dünya nüfusunu nesiller boyu giydirebilecek kadar fazla olduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Buna rağmen, hızlı modanın durmaksızın dönen çarkı devam ediyor ve çoğu üründe sentetik plastikler gibi zararlı maddeler kullanılıyor.

Daha da endişe verici olan konu, satılmayan stokların yok edilmesi uygulaması. ‘’Trash Walker’’ olarak bilinen Anna Sacks, birçok moda markasının, ürünlerin marka imajını korumak ve düşük fiyatlarla yeniden satılmasını ya da bağışlanmasını engellemek için, kullanılabilir durumda olan giysileri kasıtlı olarak yırtıp attıklarını savunuyor.

Bu strateji, devasa bir atığa yol açarken, toplulukların ürünleri yeniden kullanma ya da farklı amaçlarla değerlendirme fırsatlarını da ellerinden alıyor.

E-atık ve tamir hakkı mücadelesi

Belgesel, hızla büyüyen elektronik atık (e-atık) krizine de odaklanarak bu önemli sorunu kapsamlı bir şekilde ele alıyor. 

Basel Eylem Ağı’ndan Jim Puckett, geri dönüşüm için ayrıldığı söylenen birçok elektronik eşyanın, gerçekte gelişmekte olan ülkelere gönderildiğini savunuyor. Bu ülkelerde, tehlikeli koşullar altında çalışan işçiler, kurşun ve cıva gibi toksik maddeler içeren cihazları sökerek hem sağlıklarını riske atıyor hem de çevreyi kirletiyor.

Bu krizi daha da derinleştiren bir diğer sorun, elektronik cihazların neredeyse tamir edilemeyecek şekilde tasarlanması.

Framework CEO’su ve eski Apple mühendisi Nirav Patel, teknolojik ürünlerin giderek özel parçalardan ve kapalı sistemlerden üretildiğini, bu durumun tamiri zorlaştırdığını veya imkansızlaştırdığını vurguluyor. Bu da, tüketicileri bozulan ürünleri atmaya ve yenilerini satın almaya zorlayarak atık döngüsünü devam ettiriyor.

Tamir hakkı savunuculuğu öncülerinden Kyle Wiens tarafından kurulan iFixit platformu, tüketicilere cihazlarını tamir edebilmeleri için araçlar, rehberler ve kaynaklar sunuyor.Ancak bu çabalar, çoğu zaman şirketlerin direnişiyle karşılaşıyor.

Hızlı modadan elektroniğe kadar, şirketlerin tasarım tercihlerinin hepsi aynı stratejiyle tek kullanımlık kültürü besliyor. 

Tüketiciler ve politika yapıcılar, tamir hakkı haretketini destekleyerek, bu zararlı uygulamalara karşı durabilir ve atığı önemli ölçüde azaltabilir.

Belgeseldeki bir diğer tema plastik atık; toplumların ‘’neredeyse yok edilemez’’ olan bu malzemeye olan bağımlılığını vurguluyor.

Her yıl 380 milyon ton plastik üretiliyor ve yılda 10 milyondan fazla ton plastik okyanuslara atılıyor. 

Plastik bağımlılığımız, yüzyıllarca sürecek bir tahribat yaratıyor. Tek kullanımlık ürünlerden aşırı üretime kadar, denetimsiz tüketiciliğin etkileri kasadan çok daha öteye uzanıyor.

Belgesel, sistemsel değişim için güçlü bir çağrıyla sona eriyor.

Şirketlerin sorumluluk alması gerektiğini savunan Eric Liedtke, , “Eğer bir sihirli değneğim ve dünyayı yönetme şansım olsaydı, tüketici ürünü üreten her şirketin ürünlerinin yaşam sonu için bir plan yapmasını sağlardım. Bu durumu tüketiciye yüklemeyi bırakın. Bunu bizim sorumluluğumuz yapmayı bırakın. Bu sizin sorumluluğunuz” diyor.

‘’Tüketiciler olarak daha iyi bir sistem inşa etmeye yardımcı olabiliriz. Bilinçli tüketimi benimseyerek, sürdürülebilir alternatifleri destekleyerek ve şirketlerden hesap sorarak, verilen zararı tersine çevirmeye başlayabiliriz’’ diye ekliyor.

Kaynak:

https://www.environmentenergyleader.com/stories/netflix-buy-now-explores-the-environmental-cost-of-shopping,58233?newsletter=49426&utm_source=E%2B+E+Leader+Newsletter&utm_campaign=c55a0c37b0-EMAIL_CAMPAIGN_2024_11_21_COPY_01&utm_medium=email&utm_term=0_-4691aa7acc-19332335

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar