Fransız merkezli teknoloji girişimi Lokki, kürtaj geçiren çalışanlarına iki gün ücretli izin hakkı tanıyan yeni şirket politikasını başlattı. Uygulamanın arkasında oldukça kişisel ve çarpıcı bir hikaye var. Kiralama şirketlerine dijital altyapı sunan Lokki, geleneksel izin yaklaşımlarını bir kenara bırakarak, kürtaj gibi hassas konulara özel destek mekanizmaları geliştirme kararı aldı. Şirketin kurucu ortaklarındanBenoît Prigent,uygulamanın ardındaki ilhamın
Fransız merkezli teknoloji girişimi Lokki, kürtaj geçiren çalışanlarına iki gün ücretli izin hakkı tanıyan yeni şirket politikasını başlattı. Uygulamanın arkasında oldukça kişisel ve çarpıcı bir hikaye var.
Kiralama şirketlerine dijital altyapı sunan Lokki, geleneksel izin yaklaşımlarını bir kenara bırakarak, kürtaj gibi hassas konulara özel destek mekanizmaları geliştirme kararı aldı. Şirketin kurucu ortaklarındanBenoît Prigent,uygulamanın ardındaki ilhamın kişisel bir hikayeye dayandığını söyledi:
‘’Yakın bir arkadaşım, kürtaj sürecinde kimseye bir şey söyleyemedi. Yıllık iznini kullanarak olanları gizlemek zorunda kaldı. Zaten zor bir dönemde, yalnız bırakılmıştı. Dolayısıyla bu hikaye, şirket kültürümüzde bir şeyleri değiştirme ihtiyacını uyandırdı.’’
Bu kişisel deneyim, Lokki’nin kürtaj konusunda çalışanlara yalnızca izin değil, aynı zamanda gizlilik hakkı tanıyan bir politika geliştirmesine ilham verdi.
Yeni düzenleme kapsamında çalışanlar isterlerse kürtajla ilgili hiçbir bilgi vermeden ücretli izin kullanabiliyor.
Prigent, bu adımın kürtaj konusundaki toplumsal damgalamayı kırmaya ve iş yerinde daha fazla empati ve anlayış ortamı yaratmaya yönelik olduğunu vurguladı.
Lokki’nin bu hamlesi, özellikle Avrupa’da nadir görülen türden bir kurumsal farkındalık örneği olarak değerlendiriliyor. Şirket, çalışanların yalnızca üretkenliğini değil, aynı zamanda duygusal refahını da önemseyen bir model sunuyor.
Kürtaj izni politikası, iş yerlerinde hala tabu olarak kalan birçok kişisel deneyimin, açıkça tanımlanması ve desteklenmesi gerektiğini savunanlar için ilham verici bir örnek. Radikal empati, artık sadece bireysel bir erdem değil, kurumsal bir sorumluluk haline geliyor.
Özellikle genç kuşaklar arasında iş ve özel hayat arasındaki geleneksel sınırlar yeniden çizilirken, çalışanlar işverenlerden gerçekçi ve samimi bir yaklaşım bekliyor.
Psikolojik güvenlik ve içten destek sunan şirketler, bu anlayışları sayesinde yetenek çekme ve korumada öne geçiyor.
Kaynak:
