İklim değişikliği neden bir adalet meselesi?

İklim değişikliği neden bir adalet meselesi?

İklim değişikliği yalnızca çevresel bir mesele değil, aynı zamanda bir sosyal adalet meselesi. Cinsiyet, sınıf, ırk ve diğer boyutlara dayalı önceden var olan eşitsizliklerle kesişerek bu farklılıkları körüklüyor.

Hem fiziksel hem de ruh sağlığı riskleri oluşturan iklim değişikliğinin, özellikle sosyal ve ekonomik açıdan dezavantajlı gruplar üzerindeki etkisi daha fazla.

Bu eşitsizlikler etnik köken, ırk ve cinsiyet gibi yapısal faktörlerin yanı sıra aşırı hava olaylarının yarattığı tehlikelere maruz kalma, sağlık koşulları, gelir düzeyleri ve kaynaklara sınırlı erişim gibi diğer sosyoekonomik faktörlerden kaynaklanıyor.

İklim Değişikliği ve Irksal Eşitsizlik

Minnesota Üniversitesi tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırma, beyaz bireylerin, ürettiklerinden yaklaşık yüzde 17 daha az kirliliğe maruz kaldıklarını ortaya koydu. Buna karşılık, Hispanik bireyler ürettiklerinden yüzde 63, siyahi bireyler ise yüzde 56 daha fazla kirlilik ile karşı karşıya.

Yaşanılan bölge bu eşitsizliklerde önemli bir rol oynuyor. Birleşmiş Milletler tarafından açıklandığı üzere; Siyah ve Hispanik kökenli insanlar, kötü hava kalitesine ve kirletici endüstrilerden kaynaklanan su kirliliğine maruz kalma riskinin daha yüksek olduğu bölgelerde yaşamını sürdürme eğiliminde.

Azınlık etnik gruplar, hava kirliliğinin yanı sıra aşırı sıcaklardan da önemli ölçüde etkileniyor.

ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) 2021 yılında iklim değişikliğinin altı etkisini inceledi: Bunlar, hava kalitesi ve sağlık, aşırı sıcaklık ve sağlık, aşırı sıcaklık ve işgücü, kıyı taşkınları ve trafik, kıyı taşkınları ve mülkiyet ve iç kesimlerde taşkınlar ve mülkiyet.

Siyah ve Afro-Amerikan bireylerin iklim değişikliğinin en büyük etkilerini ülkedeki diğer demografik gruplardan daha fazla yaşama beklentisini vurguluyor. 

Ayrıca, çocukluk çağı astım vakalarında öngörülen artışın en yüksek olduğu bölgelerde yaşama olasılıkları yüzde 34 daha fazla.

Dolayısıyla bu ve benzer bulgular, iklim değişikliği ve ırksal farklılıklar arasında derin bir bağlantı olduğunu gösteriyor.

Kişisel etkileşimlerin ötesine geçen ırkçılık, beyaz olmayan bireylerin hizmet ve bakım konusunda eşitsizliklerle karşılaştığı kurumsal alanlarda da kendini gösteriyor. Toplumda kökleşmiş olan kurumsal ırkçılık, marjinalleşmiş toplulukları iklim değişikliğinin etkileriyle yüzleşirken daha yüksek risk altında bırakıyor.

Bu durum, iklim değişikliğinin yalnızca çevresel bir mesele olamayacağını, her zaman sistemik ırksal adaletsizliklerle iç içe olacağını ortaya koyuyor.

İklim Değişikliği ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği

Irk temelinde insanları etkileyen ve eşitsizlikler yaratan iklim değişikliği, cinsiyet açısından da eşitsizliklere neden oluyor.

Geleneksel toplumsal cinsiyet modeli altında, kadınlar ev işleri ve çocuk bakımı ile yükümlü olma eğiliminde; bu durum evlerine hapsolma olasılıklarını artırıyor. Buna bir örnek vermek gerekirse; 2004 yılında yaşanan Hint Okyanusu tsunamisi sırasında ölenlerin yüzde 70’i evlerinde bakım işleriyle uğraşan kadınlardı buna karşılık erkeklerin çoğu dışarıdaydı.

Hayatta kalma şansının azalmasının yanı sıra, iklim değişikliği kadınların geçim kaynaklarını sürdürmelerini de zorlaştırabiliyor.

Kadınların yaygın olarak tarımla uğraştığı Asya ve Pasifik’te, değişen hava koşulları, kuraklıklar ve seller iklimle ilgili felaketlerin yoğunlaşması kırsal alanları giderek daha fazla bozuyor, ürün kıtlığına yol açıyor. Sonuç olarak, tarıma dayalı yaşayan insanların geçim kaynaklarını tehlikeye atıyor.

İklim Değişikliği ve Sosyoekonomik Eşitsizlik

Oxfam Hong Kong tarafından 2021 yılında yapılan ‘’Aşırı hava koşullarının apartman sakinleri üzerindeki etkileri’’ başlıklı araştırmaya göre, kentteki apartman dairelerinin yarısının iç ısısı dışarıdan daha sıcak. 

Araştırmaya katılanların yüzde 70’i, bu bunaltıcı koşullarda fiziksel olarak kötü hissettiklerini, çalışmaya odaklanmakta zorlandıklarını ve artan zihinsel stres yaşadıklarını bildirdi.

Ayrıca, sınırlı alan nedeniyle, alt katlarda yaşayan sakinler klima üniteleri kurmakta zorlanıyor ve bu da birçok yoksul Hong Kong sakininin sıcak aylarda rahatsız edici ve yetersiz havalandırmalı koşullara katlanmasına neden oluyor.

İklim değişikliği, düşük gelirli bireyler üzerinde de ciddi bir etkiye sahip. 

Oxfam Hong Kong’un 2022 yılında şehirdeki atık toplama merkezlerindeki çalışma koşullarını ele aldığı araştırma,  bu tesislerdeki sıcaklıkların ortalama 32,2C derece olduğunu ve Temmuz ayı ortalamasını iki derece aştığını ortaya koyuyor. Kötü havalandırma, ısı, nem, haşereler, kötü kokular ve dinlenme alanlarının eksikliği gibi olumsuzluklar atık toplama merkezlerininin yaygın sorunları arasında yer alıyor. Bu koşullar altında çalışan temizlik görevlilerinin yüzde 60’ından fazlası görev sırasında; yorgunluk, susuzluk, baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı ve vücut ısısında artış gibi rahatsızlık yaşadıklarını ifade ediyor ve bu durumun iyileştirilmesini istiyor.

İklim değişikliği neden bir adalet meselesi?

İklim değişikliği herkesi eşit şekilde etkilemiyor. Sosyoekonomik durum, ırk, cinsiyet ve coğrafi konum gibi faktörlere dayanan önceden var olan eşitsizliklere katkıda bulunarak daha da kötüleşmesine neden oluyor.

Irksal ve etnik azınlıklar, ekonomik olarak dezavantajlı gruplar, kadınlar ve diğer azınlıklar dahil olmak üzere savunmasız ve marjinalleşmiş topluluklar üzerinde orantısız bir yük oluşuyor. Yapısal sosyal eşitsizlikler nedeniyle, değişen iklime uyum sağlayacak kaynaklardan ve dirençten yoksunlar. 

Mevcut durum, iklim değişikliğinin eşitsizlik çerçevesinde anlaşılması ve iklim krizinin sosyal adalet merceğinden ele alınması yönündeki kritik ihtiyacı net bir şekilde ortaya koyuyor.

Son söz olarak, bu eşitsizliklerin farkındalığı ile ve bunları bilinçli olarak hesaba katarak yapılan mücadele iklim adaletini sağlayabilir ve ancak o zaman kritik iklim zorlukları karışında daha eşitlikçi, dirençli ve kapsayıcı bir toplum inşa edelebilir.

Daha sürdürülebilir bir gezegene katkıda bulunmak için atılacak basit adımlar:

·      İklim değişikliğinin hafifletilmesi ve çevrenin korunmasına öncelik veren adayları ve politikaları destekleyin. İklim eylemi için oy verin.  https://earth.org/tag/elections-2024/ linkten bilgi edinin.

·      Karbon ayak izini azaltmak için bilinçli seçimler yapın. Yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edin, evde enerji tasarrufu yapın, toplu taşım kullanın veya araç paylaşımı yapın. Geri dönüşüm ve kompostlama gibi sürdürülebilir uygulamaları benimseyin.

·      Çevre sorunları ve çözümleri konusunda halkı eğiten, koruma çabalarını destekleyen sivil toplum kuruluşları ile güçlerinizi birleştirin.

·      Günlük yaşamda sürdürülebilir alışkanlıkları benimseyin. Tek kullanımlık plastikleri azaltın, çevre dostu ürünler seçin, bitki bazlı beslenmeye öncelik verin ve et tüketimini azaltın. Sürdürülebilir moda ve sürdürülebilir ulaşım seçeneklerini tercih edin.

·      İklim krizi ve çevre yönetiminin önemi hakkında farkındalık yaratın. Konferanslara katılın, bilgi paylaşın ve çevrenizdekilerin de harekete geçmesi için ilham olun.

·      İklim eyleminin ön saflarında yer alan aktivistlere desteğinizi gösterin. Barışçıl protestolara, mitinglere ve yürüyüşlere katılın veya farkındalığı artırmak ve politika değişiklikleri talep etmek için online kampanyalara katılın.

Kaynak:

https://earth.org/why-is-climate-change-a-matter-of-justice/?mc_cid=488278be34&mc_eid=7fe4053e85

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar