Bilim insanları, Güney Kore’nin eşsiz kadın topluluğu Haenyeoların, yıllardır solunum ekipmanı olmadan dalış yapmalarıyla evrimleştiklerini ve benzersiz genetik farklılıklar geliştirdiklerini ortaya çıkardı. Kore Yarımadası’nın güney ucunun 80 kilometre açığındaki bir ada, eşsiz ve ünlü bir kadın topluluğu olan Haenyeolara ev sahipliği yapıyor. Bu kadınlar yıl boyunca Jeju Adası açıklarında dalarak okyanus tabanından deniz kestanesi, deniz
Bilim insanları, Güney Kore’nin eşsiz kadın topluluğu Haenyeoların, yıllardır solunum ekipmanı olmadan dalış yapmalarıyla evrimleştiklerini ve benzersiz genetik farklılıklar geliştirdiklerini ortaya çıkardı.
Kore Yarımadası’nın güney ucunun 80 kilometre açığındaki bir ada, eşsiz ve ünlü bir kadın topluluğu olan Haenyeolara ev sahipliği yapıyor.
Bu kadınlar yıl boyunca Jeju Adası açıklarında dalarak okyanus tabanından deniz kestanesi, deniz kulağı ve diğer deniz ürünlerini topluyor. Solunum ekipmanı kullanmadan, sadece ıslak elbise ile 18 metreye kadar dalan bu kadınlar, günde ortalama 4 ila 5 saati su altında geçiriyor. Üstelik bu dalışları hamilelik ve yaşlılık dönemlerinde de sürdürüyor.
Utah Üniversitesi’nde biyomedikel bilişim alanında yardımcı doçent ve genetikçi olan Melissa Ann Ilardo liderliğindeki araştırma ekibi, Haenyeo kadınlarının olağanüstü dalış kapasitesinin genetik mi yoksa eğitime mi bağlı olduğunu anlamak için Güney Kore, Danimarka ve ABD’den bilim insanlarıyla iş birliği yaptı.
2 Mayıs tarihinde Cell Reports dergisinde yayımlanan çalışmada, ‘’Binlerce yıldır, çok genç yaşta annelerinden nasıl dalınacağını öğrendikleri bu inanılmaz, anasoylu şeyi yaptıklarını düşünüyoruz. Zamanlarının gerçekten büyük bir yüzdesini su altında geçiriyorlar’’ açıklaması yer aldı.
Araştırmacılar, Haenyeoların serbest dalışın fizyolojik stresiyle başa çıkmak için evrimleştirdikleri benzersiz genetik farklılıkları ortaya çıkardı.
Dalış, uzun yıllardır Jeju kütürünün bir parçası.
Ilardo, hangi noktada sadece kadınlara yönelik bir faaliyet haline geldiğinin belli olmadığını belirterek, belli başlı teorilerin erkek dalgıçlara uygulanan vergi veya erkek kıtlığına işaret ettiğini söylüyor.
Ilardo ve meslektaşları araştırmaları için 30 Haenyeo dalgıç, Jeju’dan 30 dalgıç olmayan kadın ve Güney Kore anakarasından 31 kadını işe aldı. Katılımcıların kalp atış hızlarını, kan basınçlarını ve dalak boyutlarını karşılaştırdı ve kan örneklerinden genomlarını sıraladı.
Ekibin analizi, Jeju’dan gelen katılımcıların (hem dalgıçlar hem de dalgıç olmayanlar) daha düşük kan basıncıyla ilişkili bir genetik varyanta sahip olma olasılığının anakara Korelilerinden 4 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Ilardo, “Daldıkça kan basıncınız artar. Onların (Jeju sakinlerinin) kan basıncı daha az artıyor” açıklamasını yaptı.
Ekip ayrıca Jeju katılımcılarının daha önceki araştırmaların soğuk ve ağrı toleransı ile ilişkilendirdiği bir genetik varyasyona sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.
Arizona Eyalet Üniversitesi’nden Ben Trumble, bu genetik farklılıkların tansiyon tedavisinde yeni ilaçların geliştirilmesine katkı sunabileceğini belirtti.
Haenyeo kültürünün tehlikede olduğunu vurgulayan araştırmacılar, ortalama yaşı 70 olan dalgıç kadınların yeni nesil tarafından takip edilmediğini ortaya çıkardı. Bu da söz konusu kültürel mirasın son nesli olabileceği endişesini doğuruyor.