Görüyorum sanılan her şeyi en baştan görmek: Sosyal girişimcilik

Görüyorum sanılan her şeyi en baştan görmek: Sosyal girişimcilik

Sosyal girişimcilik altın değerinde ve gelişimi devam etmeli…

Bundan birkaç yıl önceki bir CNN haberinde beyinlerine alıcı implant edilmiş maymunların, bir robot kolunu düşünceleriyle denetlemeyi öğrendikleri, bunu meyve ve şekerleme yemek için kullandıkları bilgisi yer almıştı. Bunun sakat ya da dejeneratif rahatsızlıklar yaşayan hastalara yönelik protez uzuvların yaratılmasının önünü açtığı belirtiliyor.

Artık aramızda olmayan bilim insanı Stephen Hawking’in felçli vücudunda kıpırdatabildiği tek yer, ünlü küçük parmağı, zihniyle dış dünya arasında bir köprü vazifesi gördü yıllarca. Ancak bilimle birlikte gelecekte zihin nesneleri hareket ettirmekten TV’nin açılıp kapatılmasına kadar bir tür uzaktan kumanda işlevi sunacak. Üstelik hedefte sadece hasta insanlar yok, tüm insanların protezlerle bu ilginç yetiyi kazanabilecekleri düşünülüyor.

Aslında bu fütüristik ama son derece realist hedef, Immanuel Kant’ın intellektuelle Anschauung yani entellektüel sezgi adını verdiği kimi insanlarda görülen yeteneğin bir sonucu.

Sonsuzca talepkar dünya, dünyanın ve tabii ki insanın birçok yönden etkilediği sayısız şey. Savaşlar, mülteci sorunları, hayvanlara yönelik şiddet, kadına yönelik şiddet, gıda sorunları, açlık, susuzluk, fakirlik… Temelde sıradan gerçekliğin çok ötesinde ama bir o kadar da insana yakın sayısız problem. Ve bu sorunları gören, belki de entellektüel sezgisiyle herkesin ‘görüyorum sandığı şeyleri’ en baştan ele alan, gören, duyan, hisseden sosyal girişimciler…

Sosyal girişimcilikte geçmiş önemli bir kaynak. Karşılaştığı çocukluk, gençlik sorunlarını, öğrenciyken yaşadığı problemleri, duyduğu, zihninde ışıkların yandığı, çalışma hayatında gördüklerini kamu ya da özel sektörün düzeltmesini beklemeden ele alan, sorunları gidermeye gayret edenlerin, projeler geliştirenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

“Tamamlayıcı bir yöneliş” olarak da tanımlanabilen sosyal girişimcilik, toplumsal sorunlara getirilen çözümler noktasında önemli ölçüde ivme yakalamış durumda. Bu kesinlikle doğru. Her geçen gün yeni sosyal girişimler ortaya çıkarken, bu alanda sağlanan destekler de dikkat çekici.

En genel haliyle sosyal girişimcilik, bu önemli ‘karar’ ve ‘yönelim’ destekleniyor. Bu harika. Üstelik farkındalık da artıyor. Örneğin ülkemizde öğrencilere yönelik sosyal girişim kulüplerinin sayısı hızla artıyor. Sosyal girişimcilik, startup yarışmalarında, hackathon’larda konu ediliyor.

Ulusal ve uluslararası alanlardaki sosyal girişimlerin yarattıkları sosyal etki harikulade. Katılım sağlanıyor, sorunların çözümüne yönelik beyin fırtınalarının harika tınısını hissetmemek mümkün değil.

Bununla birlikte sosyal girişimciliğin daha fazla gelişmesi gerekiyor. Sorunların çözümü noktasında daha fazla çaba, daha fazla destek, daha fazla güç ve birliktelik gerekiyor.

Peki bunun için neler yapılabilir?

  • Sosyal girişimcilikle ilgili özel teşvikler olabilir,
  • Kamu ve özel kuruluşların bu alanda sağlayacağı katkı son derece önemli,
  • Sosyal girişimciliğin, sadece yardım amaçlı olmadığı, sürdürülebilir bir iş modeli de gerekli kıldığının bilincinde olunması gerekli,
  • Sosyal girişimcilerin daha fazla kişiye erişim için gösterdikleri tanıtım faaliyetleri, dijital varlıkları ve benzer konuların es geçilmemesi gerekli,
  • Daha fazla sayıda etkinlik planlanmalı, yarışmalar ve seminerler büyük önem taşıyor,
  • Genç bir nüfusa sahibiz; öğrencilerin buluştuğu sosyal girişimcilik kulüplerinin sayısı artmalı,
  • Öğretmenlerin sosyal girişimcilikle ilgili bilgilendirilmeleri, sınıflarda çeşitli projeleri teşvik etmeleri geleceğin sosyal girişimcileri için altın değerinde,
  • Sosyal etki için tutarlı ve planlı hareket edilmeli,
  • Ekip çalışması, katılımcı, pozitif ve birlikte hareket odaklı olmak asla es geçilmemeli, “birlikten güç doğar.”
  • Ve daha birçok şey…

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar