Tereyağ başta olmak üzere tüm yağlar, yiyeceklere lezzet ve doku kazandırma özelliğiyle yemek ve tatlıların olmazsa olmazları. Ancak, hayvanlardan elde edilen yağlar büyük bir çevresel ve etik maliyete yol açıyor. Bu durumun üstesinden gelmek isteyen Bill Gates’in destekli Savor adlı start-up, karbondioksit ve biraz kimya kullanarak, herhangi bir çiftlik hayvanı olmadan terayağ üretmenin yolunu buldu.
Tereyağ başta olmak üzere tüm yağlar, yiyeceklere lezzet ve doku kazandırma özelliğiyle yemek ve tatlıların olmazsa olmazları. Ancak, hayvanlardan elde edilen yağlar büyük bir çevresel ve etik maliyete yol açıyor.
Bu durumun üstesinden gelmek isteyen Bill Gates’in destekli Savor adlı start-up, karbondioksit ve biraz kimya kullanarak, herhangi bir çiftlik hayvanı olmadan terayağ üretmenin yolunu buldu.
Kaliforniya merkezli bir gıda teknolojisi şirketi olan Savor, karbondioksit ve hidrojeni ısıtıyor, ardından bunları oksijenle karıştırarak yağ molekülleri oluşturuyor. Kimyasal olarak, elde edilen ürün hayvanlardan veya bitkisel yağlardan elde edilen yağlarla aynı tada ve dokuya sahip.
Savor CEO’su tarafından kaleme alınan ve Nature dergisinde yayımlanan makalede, yeni nesil ‘’tereyağının’’ kalori başına 0,8 gramdan daha az karbondioksit eşdeğeri üreteceğini tahmin ettiklerini söylüyor. Buna karşılık, normal tereyağı kalori başına yaklaşık 2,4 gram karbondioksit üretiyor. Bitkisel yağlar da benzer şekilde büyük bir karbon ayak izine sahip olabiliyor.
Nature dergisi araştırmacısına göre, Afrika’da yetiştirilen palm yağı kalori başına 3 gram karbondioksit üretebiliyor.
Savor girişiminin yatırımcılarından biri olan Gates, karbon bazlı tereyağını denediğini ve gerçek tereyağından hiç bir farkı olmadığını söylüyor.
Halihazırda yağ üretimine odaklanan Savor, karbonhidrat ve proteinlerin de tarım yapılmadan üretilme potansiyelini araştırıyor.
Savor, ürünlerinin ticari olarak başarılı olmasının önündeki potansiyel engellerden birinin tüketici kabulu olduğunu söylüyor. Ayrıca istenmeyen sonuçların ortaya çıkma riski de başka bir konu.
Nature çalışmasının yazarlarının da belirttiği gibi, ‘’sentetik gıda üretiminin, geleneksel tarıma göre daha fazla miktarda derin maden minerali ve metal gerektirmesinin mümkün olduğu, öte yandan geleneksel gıda üretiminin de gübre fabrikaları, daha fazla arazi ve tarım makineleri gibi önemli meseleler barındırması nedeniyle konunun oldukça tartışmalı olduğu belirtiliyor.