Moda tutkunu veya sadece bilinçli bir tüketici olarak, kumaş seçiminde fark yaratmak hem cebimizi hem de gezegeni korumanın ilk adımı olabilir. Örneğin, Eco-polyester’i EcoVero’dan ayırt edebiliyor musunuz? Kumaşlarda “yeşil yıkamayı” fark edebiliyor musunuz? Sürdürülebilir moda uzmanlarının önerileri doğrultusunda; hangi kumaşlardan uzak durmak gerektiğini, hangilerinin tercih edilebileceğini ve polyesterin gerçekten de moda dünyasının “kötü çocuğu” olup
Moda tutkunu veya sadece bilinçli bir tüketici olarak, kumaş seçiminde fark yaratmak hem cebimizi hem de gezegeni korumanın ilk adımı olabilir.
Örneğin, Eco-polyester’i EcoVero’dan ayırt edebiliyor musunuz? Kumaşlarda “yeşil yıkamayı” fark edebiliyor musunuz? Sürdürülebilir moda uzmanlarının önerileri doğrultusunda; hangi kumaşlardan uzak durmak gerektiğini, hangilerinin tercih edilebileceğini ve polyesterin gerçekten de moda dünyasının “kötü çocuğu” olup olmadığını öğrenmek istiyor musunuz?
Bu gibi hayatımızın içinde olan konulara ait soruların yanıtlarını aşağıda bir parça özetlemeye çalıştım.
Daha sürdürülebilir kumaş seçmenin püf noktaları
Kaçınılması gerekenler:
Uzmanlar, petrol bazlı, biyolojik olarak çözünmeyen ve kalitesi düşük insan yapımı liflerden uzak durulması gerektiğini öneriyor.
Sustainably Influenced’in kurucusu Bianca Alleyne’e göre, “En kötü seçenekler saf (virgin) polyester ve akrilik. Her ikisi de mikroplastik salıyor ve karbon ayak izi ise çok yüksek.”
Tercih edilebilecek kumaşlar:
Doğal lifler, özellikle keten, organik pamuk ve yün, sürdürülebilir moda için öncelikli seçenekler arasında. Global Organic Textile Standard (GOTS) gibi tanınmış sertifikalara sahip ürünlerin tercih edilmesi bu noktada önemli.
Bianca Alleyne, ketenin üretim sürecinin çevreye en az zarar veren kumaşlardan biri olduğunu söylüyor: Pestisit gerektirmiyor, minimum su kullanıyor, fakir topraklarda yetişiyor ve zamanla yumuşayıp giyildikçe keyif veriyor. Ayrıca, Tencel ve EcoVero gibi yarı sentetik viskon kumaşlar, normal viskoya göre daha az karbon ve su tüketiyor. Circulose ise %100 geri dönüştürülmüş pamuk atığından üretiliyor.
Polyester: Moda dünyasının ‘’kötü çocuğu’’
Dünya genelinde üretilen liflerin yaklaşık %57’si polyester. Ucuz ve daha pahalı kumaşları taklit edebiliyor. Peki neden sorunlu?
Alleyne’e göre, “Polyester nefes almaz; ısı ve teri hapseder, giysiyi rahatsız edici hale getirir.”
Polyester, petrol bazlı olduğu için çevresel etkisi çok büyük ve her yıkamada mikroplastik salıyor.
Moda ve perakende sektöründe 20 yılı aşkın deneyime sahip bir sürdürülebilirlik ve ürün geliştirme danışmanı olan Leigh Morris, “Polyesterin lif haline gelmesi için eğirmeden boyamaya kadar son derece kimyasal içerikli bir süreç gerekiyor. Yüzlerce yıl çözünmüyor ve bu süreçte toprağa toksinler salıyor” diyor.
Yeşil yıkama nasıl fark edilir?
Morris’e göre, “Bir ürün doğal lif olarak pazarlanıyorsa, bakım etiketi kontrol edilmeli; polyester, naylon veya akrilik gibi plastik sentetiklerle karıştırılmış olabilir. Bu, özellikle hızlı moda markalarının sıkça başvurduğu bir taktik. Doğal lif görünümü verirken maliyeti düşürüp karı maksimize ediyorlar.”
“Vegan deri” gibi kulağa hoş gelen ama aslında poliüretan olan ürünler ve ‘eco’ polyester gibi ifadeler konusunda dikkatli olunmasını öneren Hasseck, “Yeşil yıkama, müşteriyi yanıltmak için popüler kelimeler kullanıyor” diyor.
Karışık lifler: Avantaj ve dezavantaj
Blended (karışık) lifler, giysiyi dayanıklı kılabilir ama genellikle geri dönüştürülmesi veya kompostlanmasını zorlaştırıyor.
Bir ürün ‘ipek’ etiketi ile satılabilir ama içinde %15 ipek, %40 pamuk ve geri kalanı elastan olabilir. Lüks markalar karışımı gizleyip safmış gibi fiyatlandırabiliyor. Bu noktada, giysi satın alırken iç etiketlerin okunmasının önemi ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla karışımların içinde polyester kullanımı markalar için kârı artırıyor olsa da, aslında düşük kaliteli bir ürün satın alıyoruz ve bu durum çevre üzerinde ciddi bir etki yaratıyor.
Triko ve Yün: Doğal mı, sentetik mi?
Triko ürünler her zaman yün olmuyor. Markalar maliyeti düşürmek için yünü sentetiklerle karıştırıyor. Bu durum yalnızca fiyatı erişilebilir kılmakla ilgili değil, esas amaç kar maksimizasyonu.
Gerçek yün nefes alır, vücut ısısını dengeler, antibakteriyel ve hipoalerjeniktir, ayrıca biyolojik olarak çözünür. Sentetikle değiştirmek veya karıştırmak tüm bu avantajları yok ediyor. Doğal ve vegan bir alternatif olarak ise pamuk triko öneriliyor.
Sonuç olarak, daha az ama kaliteli ürün almak ve ömrü dolduğunda sorumlu bir şekilde elden çıkarmak en sürdürülebilir yaklaşım olarak öne çıkıyor.
İster moda tutkunu olun, ister sadece bilinçli tüketici, kumaş seçiminde fark yaratmak hem cebimizi hem de gezegenimizi korumanın ilk adımı.
Not: Bu yazıyı okuduktan sonra listede adı geçen kumaşlara sahipseniz, onları hemen atmaktan kaçının. Mümkün olduğunca uzun süre giyin ve ömrü dolduğunda geri dönüşüme gönderin.