Yeni bir çalışma, İsviçre Alpleri’nden Sidney Opera Binası’na kadar dünyanın en ikonik UNESCO Dünya Mirası Alanlarından bazılarının iklim değişikliği nedeniyle yok olabileceğini gösteriyor. Sel, kıyı erozyonu, toprak kaymaları, şiddetli rüzgarlar, aşırı sıcaklar, fırtınalar ve kasırgalar, dünyanın dört bir yanındaki ikonik alanları vuran iklimle ilgili tehlikelerden sadece bir kaçı. İklim riski veri analiz şirketi Climate X,
Yeni bir çalışma, İsviçre Alpleri’nden Sidney Opera Binası’na kadar dünyanın en ikonik UNESCO Dünya Mirası Alanlarından bazılarının iklim değişikliği nedeniyle yok olabileceğini gösteriyor.
Sel, kıyı erozyonu, toprak kaymaları, şiddetli rüzgarlar, aşırı sıcaklar, fırtınalar ve kasırgalar, dünyanın dört bir yanındaki ikonik alanları vuran iklimle ilgili tehlikelerden sadece bir kaçı.
İklim riski veri analiz şirketi Climate X, sera gazı emisyonlarının büyük ölçüde azaltılmaması halinde 2050 yılına kadar en fazla risk altında olan ilk 50’yi belirleyerek, bunların nasıl etkilenebileceğini modelledi.
Listede toplam 17 Avrupa Dünya Mirası Alanı yer alıyor ve kıta genelinde sel ve kuraklık önde gelen riskler arasında sıralanıyor.
Avrupa’nın en yüksek risk altındaki Dünya Mirası Alanlarına İsveç ve Fransa ev sahipliği yapıyor
Dünyanın en iyi 50 miras alanı listesinde dördüncü sırada yer alan İsveç’in Engelsberg Demir Fabrikası, yüzey ve nehir taşkınları tehdidi nedeniyle en fazla risk altında olan alanı temsil ediyor.
Tarihi 17. yüzyıla kadar uzanan bu tesis, Avrupa sanayi kompleksinin seçkin bir örneği ve iki yüzyıl boyunca İsveç’in refahını artıran İsveç demir işleme tesislerinin en iyi korunmuş örneği olarak kabul ediliyor.
Engelsberg Demir Fabrikasını, listenin altıncı sırasında yer alan Fransa Ardeche’deki Grotte Chauvet-Pont d’Arc takip ediyor. Yüzey taşkınları ve toprak kaymaları nedeniyle tehdit altında olan bu süslü mağarada, 32.000 yıl öncesine kadar uzanan, dünyanın en eski ve en iyi korunmuş figüratif çizimleri yer alıyor.
Avrupa Miras Alanları’ndan hangileri iklim tehdidi ile karşı karşıya?
Avrupa’nın en büyük buzuluna ev sahipliği yapan ve 11. sırada yer alan İsviçre Alpleri’nin Jungfrau-Aletsch bölgesi, nehir taşkınları nedeniyle risk altında.
12. sırada yer alan Almanya’nın Essen kentindeki Zollverein Kömür Madeni Sanayi Kompleksi benzer tehditlerle karşı karşıya. Azotlu gübre üretiminde hidroelektrik kullanan ve 13. sırada yer alan Norveç’teki Rjukan-Notodden Endüstriyel Miras Alanı da aynı şekilde yüzey taşkınları nedeniyle risk altında.
1119 yılında kurulan Fransa’daki Fontenay Sistersiyen Manastırı da(17. sırada) sera gazı emsiyonları azaltılmazsa yüzey taşkınları nedeniyle yok olabilecek alanlar arasında yer alıyor.
Yaklaşık 100 kuş türünün üreme alanı olan 600 hektarlık bir tatlı su gölü olan Bulgaristan’ın Srebarna Doğa Koruma Alanı (20.sırada) ve Romanya’da bulunan biyolojik çeşitliliğe sahip Tuna Deltası (27.sırada) nehir taşkınlarının tehdidi altında.
Almanya’daki Stralsund ve Wismar’ın Ortaçağ’dan kalma tarihi merkezlerinin (22.sırada) ve İngiltere’deki Studley Kraliyet Parkı’nın muhteşem su bahçelerinin (24.sırada) karşı karşıya kaldığı risklere fırtınalar da ekleniyor.
Ayrıca Birleşik Krallık’ta, uzak takımadalardan St. Kilda’daki (45.sırada) kıyı taşkınlarından 18. yüzyıldan kalma değirmen köyü New Lanark’taki (44.sırada) toprak kaymalarına kadar çeşitli İskoç bölgeleri iklim tehditleriyle karşı karşıya.
Norveç’in Bryggen (31.sırada) tarihi liman bölgesi, kıyı sel ve kuraklık riskleri altındayken; Fransa’nın Champagne kentindeki Ortaçağ Panayırları Kasabası Provins (31.sırada) nehir taşkınları tehdidi ile yüzleşiyor.
Batı Norveç Fiyortları (40.sırada) ve İspanya’nın Vizcaya Köprüsü de (43.sırada) kıyı taşkınları riski altında.
Hükümetler, korumacılar ve küresel toplum için çarpıcı bir uyarı
Fiziksel varlıkların iklim risklerini değerlendirme alanında faaliyet gösteren bir İngiliz girişimi olan Climate X, kültürel veya doğal önemleri nedeniyle seçilen UNESCO Dünya Mirası Alanlarının kaybedilmesinin yıkıcı bir darbe olacağı, aynı zamanda karşı karşıya oldukları iklim tehditlerinin halihazırda dünyanın dört bir yanındaki toplulukları ve ekonomileri etkilediği konusunda uyarıyor.
Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Lukky Ahmed, ‘’Bulgularımız, hükümetler, korumacılar ve küresel toplum için gezegenimizin korunmasına öncelik vermeleri ve yaşamı bugün ve gelecekte yaşanabilir halde tutmaları için keskin bir uyarı niteliğinde’’ diyor.
Climate X, dijital ikizler oluşturarak, gerçek dünyadaki varlıklara yönelik iklim riskini modelliyor ve aynı zamanda paydaşların, iklim değişikliğinin varlıklar ve gayrimenkuller üzerindeki etkisini değerlendirmelerine olanak tanıyan geleceğe yönelik içgörüler sağlıyor.
Kaynak:















