18. İstanbul Bienali’nin başlığı: Üç Ayaklı Kedi

Christine Tohmé’nin küratörlüğünde üç yıla yayılan bir program sunacak 18. İstanbul Bienali, 20 Eylül-23 Kasım 2025 tarihleri arasında 40’tan fazla sanatçının eserlerini bir araya getirecek bienal sergileri ile başlıyor. Performanslar, gösterimler ve söyleşilerden oluşan kamusal bir program da sergilere eşlik edecek.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2007-2036 Bienal Sponsoru Koç Holding’in desteğiyle düzenlenecek 18. İstanbul Bienali’nin başlığı ve kavramsal çerçevesi açıklandı: ‘’Üç Ayaklı Kedi’’

Christine  Tohmé, kaleme aldığı küratoryal metinde bienalin üç yıla yayılan yapısını şöyle açıklıyor:

‘’Üç ayağı üzerinde 2025’ten 2027’ye uzanan 18. İstanbul Bienali, her yönüyle bir kediyi andırıyor. Zaman içinde esneyerek ayaklarını yere basıyor; sohbetlerden, egzersizlerden ve aralıksız haber akışından beslenen bir ritmi benimsiyor.’’

Tema olarak kendini koruma ile gelecek olasılıklarını merkeze alan bienalin ilk ayağı, 20 Eylül–23 Kasım 2025 tarihleri arasında 40’tan fazla sanatçının eserini içeren bir sergiyle birlikte performanslar, gösterimler ve konuşmalar sunuyor.

2026’daki ikinci ayak, bir akademi oluşturmaya ve yerel inisiyatiflerle işbirliği içinde bir kamusal program dizisi geliştirmeye odaklanıyor.

2027’de ise bienal üçüncü ayağına yaslanarak dinleniyor; yol boyunca karşılaştıklarını bir araya getiren son bir sergi ve atölye programıyla tamamlanıyor.

18. İstanbul Bienali’nin ‘’Üç Ayaklı Kedi’’ ismiyle düzenlenecek etkinlik mekanları geçtiğimiz hafta açıklandı.

·      Galata Rum Okulu: Bienal ziyaretçilerinin uğrak yerlerinden biri olan Galata Rum Okulu, resmi olarak 1910-1988 yılları arasında eğitim kurumu olarak hizmet verirken 2012 yılından bu yana kültür-sanat mekanı olarak varlığını sürdürüyor.

·      Külah Fabrikası: Karaköy’ün arka sokaklarına gizlenmiş eski bir yap da mekanlar arasında. 20. Yüzyılın başlarında inşa edilen, şekerleme ve dondurma külahı üretimi yapan Külah Fabrikası, şu sıralar bir kültürel etkileşim alanı olarak hizmet veriyor ve bienale ev sahipliği yapmak için hazırlanıyor.

·      Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi: 1896 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Aziz Vincent de Paul’ün Hayırsever Kızları Cemiyeti’ne yetimhane olan bu yapı, 2015’teki bienale de ev sahipliği yaptı. 

·      Elhamra Han: 1827 yılında tiyatro salonu olarak inşa edilen ve Osmanlı ve Avrupa mimarisinin güçlü bir harmanı olan Elhamra Han, bu sene ilk kez İstanbul bienalinin mekanlarından biri oluyor.

·      Muradiye Han: Tarihi dokusuyla, 20. yüzyıl başlarının önemli yapılarından biri olan Muradiye Han, 2021’de biten restorasyonunun ardından bu sene zemin katını bienal ziyeretçilerine açıyor.

·      Zihni Han: Geçmişte ticaretin kalbinde yer alan ve liman bölgesinde bulunan bu han, Karaköy’de bir bienal mekanı olarak ilk kez kapılarını açıyor.

·      Meclis-i Mebusan Caddesi, 25 Numara: Zihni Han’a yakın konumdaki binanın zemin katı, en son 2016 yılında 3. İstanbul Tasarım Bienali’ne ev sahipliği yapmıştı. Bu yıl yeniden bir sanat alanı olarak değerlendiriliyor ve sanatseverlerle buluşuyor.