Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), ‘’Temiz enerjiye geçiş, temel insan hakkı olan cinsiyet eşitliği dahil olmak üzere tüm sosyal değerleri dikkate alan ve bu vizyonla gelecekteki toplumu şekillendiren bir doğrultuda yol almalıdır’’ diyor. Avrupa Birliği’nin açık deniz yenilenebilir enerji kapasitesinin 2022-2030 yılları arasında yüzde 625 oranında artması bekleniyor. Temiz enerji ve gelişen denizcilik topluluğun en
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), ‘’Temiz enerjiye geçiş, temel insan hakkı olan cinsiyet eşitliği dahil olmak üzere tüm sosyal değerleri dikkate alan ve bu vizyonla gelecekteki toplumu şekillendiren bir doğrultuda yol almalıdır’’ diyor.
Avrupa Birliği’nin açık deniz yenilenebilir enerji kapasitesinin 2022-2030 yılları arasında yüzde 625 oranında artması bekleniyor. Temiz enerji ve gelişen denizcilik topluluğun en hızlı büyüyen sektörlerini oluşturmasına rağmen, açık deniz yenilenebilir enerji sektörü kadınları eşit ve eşitlikçi bir şekilde sisteme dahil etmekte yetersiz kalıyor.
Enerji sektörünün tarihsel gelişimine bakıldığında köklü bir cinsiyet eşitsizliğinin varlığı ve dengesizliği net bir şekilde ortada. AB enerji sektörü ücretlendirme politikalarında yüzde 20 oranında cinsiyet eşitsizliği göze çarpıyor. Buna ek olarak, üst düzey pozisyonlarda kadın temsili yüzde 20’lerde seyrediyor.
Küresel kara ve açık deniz rüzgar enerjisi sektöründe kadınların toplam işgücü içindeki oranı yalnızca yüzde 21
Kadınların yetersiz temsili işgücünün ötesine geçerek karar alma süreçlerine kadar uzanıyor. Avrupa Konseyi’nde sadece 4 kadının karar mekanizmasında yer alması bu tezi doğruluyor. Avrupa Parlamentosu üye sayısının yüzde 40’ı kadınlardan oluşmasına rağmen, iklim ve enerji yasama dosyalarının yüzde 10’undan azı kadınlar tarafından yönetiliyor.
‘’Enerji sistemleri için yasal çerçevelerin geliştirilmesinde ve uygulanmasında erkeklerin ve kadınların eşit temsili esas alınmalıdır’’ diyen WWF, bu uygulamaların cinsiyetten bağımsız olarak tüm vatandaşları kapsadığını ve etkilediğini hatırlatıyor.
Araştırmalar, üst düzey pozisyonlarda en az yüzde 30 kadın temsili olan kuruluşların genel anlamda daha etkin performans sergilediklerini ortaya koyuyor. Bu nedenle, kadınların, temiz enerji işgücünden ve karar mekanizmalarından dışlanmasının yanlış bir adım olduğu savunuluyor.
Ayrıca, AB’deki üniversite mezunu gençlerin yarısını kadınların oluşturduğu göz önüne alındığında, onların sektöre entegrasyonu giderek artan yetenekli işgücü açığını hafifletebilir.
Avrupa Birliği, yenilenebilir enerji politikalarını geliştirme ve uygulamanın her aşamasına toplumsal cinsiyet eşitliğini dahil ederek, insan kaynaklı iklim değişikliğinin giderek büyüttüğü sosyal sorunlara daha iyi yanıt verebilir.
Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (WWF), düşük karbonlu enerji sistemlerine geçiş yolunda hızla genişleyen açık deniz yenilenebilir enerji sektöründe cinsiyet dengesini önemli ölçüde iyileştirmesi için Avrupa Birliği’ne çağrıda bulunuyor.
Bu çağrı sadece acil ihtiyaç duyulan ek yetenekleri çekmekle kalmayacak, aynı zamanda kadınların karşı karşıya olduğu sosyo-demografik eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına da yardımcı olacak.
WWF, ‘’AB ve Üye Devlet politikacıları, toplumsal cinsiyet eşitliğini temel ilke olarak gözetmeli ve desteklemeli ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi 2020-2025’i tam olarak uygulamalıdır. Bunun için, enerji geçişinde kadınları aktif katılımcılar olarak güçlendiren, adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir geleceği teşvik eden, cinsiyete duyarlı girişimlerin hayata geçirilmesine gerek vardır’’ ifadeleriyle konuya ilişkin görüşlerini vurguluyor.
Kaynak:
