“Türkiye’de sosyal girişimcilik bilinmiyor”

“Türkiye’de sosyal girişimcilik bilinmiyor”

Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı projesinin çıktıları arasında yer alan Türkiye Sosyal Girişimcilik Ekosistemi Durum Analizi raporu, 16 Nisan Perşembe günü gerçekleştirilen webinar ile kamuoyuna tanıtıldı. Rapor, Türkiye’deki sosyal girişimcilik ekosisteminin mevcut durumunun tespit edilmesi ve bu alanın Türkiye’de gelişmesinin önündeki engellerin ve ihtiyaçların belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi.

Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı proje ortakları arasında yer alan İstasyon TEDÜ ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yenilikçi Çözümler Derneği liderliğinde; Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu ve Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmanın yöntemleri arasında Van, Gaziantep, Muğla, Samsun, Bursa ve Kayseri illerinde gerçekleştirilen danışma toplantıları, masabaşı araştırma, 46 kişiyle derinlemesine görüşme, 166 kişiyle online anket ve canlı anket yer alıyor.

Katılımcıları çoğu kadın ve iyi eğitimli

Heterojen bir grupla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, sosyal girişimcilik; sosyal/çevresel misyon odaklı olunması, ticaretten gelir elde edilmesi ve elde edilen karın tekrar misyona yatırılması kriterleriyle tanımlanıyor. Demografik profile baktığımızda ise online katılımcıların yüzde 69’u 25-44 yaş arasında yer alıyor. Katılımcıların yüzde 58,4 ile büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor ve yüzde 88’i yüksekokul/üniversite ve üzeri eğitim almış. Ayrıca, İstanbul ağırlıklı olmak üzere sivil toplumdan geliyorlar. Danışma toplantılarına katılanların arasında sivil toplum katılımcı sayısı yüzde 43,7 ile en önde yer alıyor. Bu da sosyal girişimcilik konusunda faaliyet gösteren insanların sivil toplum arka planına sahip olduğunu ya da sivil toplumun bir parçası olduğunu gösteriyor.

Halk sosyal girişimciliği bilmiyor

Sosyal girişimcilik kültürüne baktığımızda, online anket katılımcılarının yüzde 92’si sosyal girişimciliğin halk tarafından anlaşılan/ bilinen bir kavram olmadığını, yüzde 74’ü sosyal girişimcilik alanında farkındalık artırma aktiviteleri yapıldığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 84 gibi büyük bir çoğunluğu Türkiye’de sosyal girişimciliğin ivme kazandığına inanıyor.

Yasal çerçeve engel oluşturuyor

Kurumsal çerçeveye göre, katılımcıların yüzde 65’i Türkiye’de sosyal girişimcilik ekosistemini geliştiren aktif destek kuruluşları bulunduğunu, yüzde 57,8’i ise sosyal girişimlerin iş geliştirmesini destekleyen/kolaylaştıran yapılar bulunduğunu düşünüyor. Yasal çerçeve konusunda ise katılımcıların yüzde 70’i sosyal girişimlerin örgütlenmesinin/faaliyet göstermesinin önünde mevzuattan kaynaklanan engeller olduğunu düşünüyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 77’si ilgili bürokratik ve yasal işlemlerin erişilebilir ve anlaşılabilir olmadığını söylüyor.

Finansmana ve pazara erişim zor

Finansmana erişime baktığımızda katılımcıların yüzde 87’si sosyal girişimlerin finansmana erişemediğini, yüzde 76’sı sosyal girişimlerin başvurabilecekleri finansman kaynakları ile ilgili bilgiye dahi erişemediklerini düşünüyor. Pazara erişim konusunda ise katılımcıların yüzde 71’i sosyal girişimlerin pazara ürün ve hizmet satabilmesini destekleyen mekanizmaların bulunmadığını söylüyor.

Sosyal girişimlerin yüzde 65’i mentorluk ya da koçluk desteklerine erişemiyor

Yetenek ve iş geliştirme desteği konusunda katılımcıların yüzde 59,6’sı sosyal girişimlerin gelişimi için yeterli ve kalifiye iş gücünün mevcut olmadığını, yüzde 65’i sosyal girişimlerin mentorluk ya da koçluk desteklerine erişemediklerini, yüzde 66’sı üniversitelerin/akademik çevrelerin sosyal girişimcilik alanında aktif faaliyet göstermediklerini ve yüzde 59,6’sı sosyal girişimlere özel eğitim programları olmadığını belirtiyor.

Son olarak etki yönetimi, ölçümü ve raporlaması konusunda katılımcıların yüzde 60’ı sosyal etki ölçümü ve raporlama konusunda farkındalık artırma çalışmaları yapan kuruluşların bulunduğunu, yüzde 50’si sosyal etki ölçümü ve raporlama meselelerinin, izleme-değerlendirme ve benzeri çalışmalar kapsamında kamu nezdinde önem kazandığını, yüzde 64’ü sosyal girişimlerin etkilerini ölçecek ya da raporlayacak yöntemlere erişemediğini düşünüyor.

Sosyal girişimciliğin önündeki fırsatlar ve engeller neler?

Rapora göre, sosyal girişimciliğe yönelik farkındalığın ve bu alandaki iyi örneklerin artması, toplumsal sorunların sosyal girişimciliğe yönelimi artırması, Türkiye’nin genç nüfus yoğunluğu, girişimciliğin genel olarak yaygınlaşması, insanların işlerini yaparken sosyal fayda üretmek istemesi ve dijital teknolojilerle bilgi erişiminin kolaylaşması sosyal girişimcilik alanındaki fırsatlar olarak görülüyor. Buna karşılık, hukuki zeminin ve devlet politikalarının bulunmaması, kamu sektöründeki bilgi ve destek eksikliği, toplumun bilgi ve farkındalığının düşük olması, fon ve yatırım kaynaklarının kısıtlı olması ve var olanlara erişimin zorluğu, bilgi, tecrübe ve insan eksikliği, büyük şehirler dışında ilgili çalışmaların kısıtlı oluşu ve alanla ilgili bilgi alınabilecek platformlara dair bilgi eksikliği de sosyal girişimcilik konusundaki engeller olarak belirtiliyor.

Neler öneriliyor?

Rapordaki öneriler ise ekosistem aktörleri arasında iletişim ve etkileşimin geliştirilmesi, sosyal girişimcilik alanında farkındalık ve bilgi seviyesinin artırılması, desteklerin ve desteklere erişimin artırılması, politika ve hukuki/mali düzenleme eksiklerinin giderilmesi, yakın alanların güçlendirilmesi ve sistem seviyesine müdahaleler olarak sıralanıyor.

Raporun tamamını incelemek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

https://www.sosyalgirisimcilikagi.org/t-rkiye-sosyal-giri-imcilik-ekosistem-durum-raporu-yay-nda

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar