“Sivil toplum, toplumsal barışın tesis edilmesinde hayati bir rol oynuyor”

“Sivil toplum, toplumsal barışın tesis edilmesinde hayati bir rol oynuyor”

İbrahim Betil’le Sivil Düşünce podcast serisinin 10 Temmuz’da yayımlanan yeni bölümünde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 16’ncısı olan “Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar” konuşuldu. İbrahim Betil’in moderatörlüğünde gerçekleşen bölümün konuğu Hrant Dink Vakfı’nın Program Koordinatörü Nayat Karaköse; Türkiye’nin barış, demokrasi ve özgürlük gibi alanlardaki durumunu ve pozitif barış ile negatif barış arasındaki farkı dinleyicilerle paylaştı.

Türkiye’nin 2000’li yıllardan itibaren barış, demokrasi ve ifade özgürlüğü gibi konularda elde ettiği kazanımlarının son yıllarda kayba uğradığını belirten Hrant Dink Vakfı’nın Program Koordinatörü Nayat Karaköse, “Özellikle 2000’li yıllar, Avrupa Birliği giriş süreci olduğundan uyum yasaları ve demokratikleşme adımlarıyla umut vericiydi. Ancak bu süreçten uzaklaşılınca demokratikleşmeden de uzaklaşıldı, farklı farklı hak ihlalleri yeniden gündeme geldi. Bir barış süreci vardı ve savaştan çok barış konuşuluyordu fakat oradan da uzaklaştık ve darbe kalkışması, OHAL gibi birçok şey yaşandı. Bu durumlar, ifade özgürlüğünün ihlaline yol açtı. Şu an hükümlü ve tutuklu sayısı 260 binin üzerinde ve 55 binin üzerinde de sadece tutuklu kişi var. Yine OHAL yüzünden birçok kişi işini kaybetti, tasfiyeler oldu, kayyumlar atandı. Umutlu giderken, yokuş aşağı bir iniş oldu. Ancak, bu durum sadece Türkiye’ye özel değil. Dünyaya baktığımızda Macaristan, Polonya gibi Avrupa’da da çeşitli ülkelerde milliyetçiliğin, antisemitizmin, özellikle göçmenlere yönelik tavra baktığımızda yabancı düşmanlığının yükselmesi söz konusu. Türkiye’nin yaptığı iyi işlerden birisi göçmenler konusunda oldu. Türkiye’de şu an 4 milyona yakın mülteci bulunuyor ve Türkiye bu anlamda en yüksek nüfusu barındırıyor. ABD’ye baktığımızdaysa Floyd’un öldürülmesinden sonra ırkçılık tartışmalarının da artmasıyla gidişat kötü gözüküyor; çünkü hâlâ idam cezası mevcut. Türkiye’nin kazanımlarından bir tanesiyse idamın artık olmaması. İlerleme raporlarına göre, işkencede de daha iyi bir noktaya gelindi. Sivil toplum olarak sadece negatife değil pozitife de bakmak ve umutlu olmak da gerekiyor” dedi.

“Barış süreçlerinde başarıya ulaşılamamasının nedeni negatif barış”

Pozitif barış ve negatif barış arasındaki farka da değinen Karaköse, “Negatif barış şiddetin olmaması ve şiddeti doğuracak unsurların ortadan kalkmamış olmasıdır. Bu, o toplumun her an yeni şiddet sarmalına, çatışmaya girebileceği anlamına gelir. Pozitif barış ise hem şiddetin hem de şiddete sebebiyet verecek, çatışmaya yol açabilecek sorunların ortadan kalkmış olmasını ifade eder. Dünyaya baktığımızda, kimi yerlerde barış süreçlerinde başarıya ulaşılamamasının nedeni, orada pozitif değil negatif barışın olmasıdır; çünkü sorunlar bir şekilde orada durur. Pozitif barışın sağlanmasında sivil toplumun oynayacağı rol, yapılacak reformlar, politika yapıcıların rolü, eğitim, kültür, sanat gibi bütün alanlarda zihniyet dönüşümü çok önemli. Yani sivil toplum, toplumsal barışın tesis edilmesinde hayati bir rol oynuyor ve hak odaklı bir yaklaşımın esas alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.

İbrahim Betil’le Sivil Düşünce podcast serisinin “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar” bölümünü Spotify ve YouTube üzerinden dinleyebilirsiniz.

Spotify:   https://open.spotify.com/episode/46Lz0xKx4xvr6IacM442aY

YouTube:   https://www.youtube.com/watch?v=YrMs0ia8qQ8

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar