İklim krizinin etkilerinden sorumluluk duyan birçok insan, fark yaratmak için kendilerini yetersiz hissettiklerini söylüyor. Ancak bazıları için küçük değişiklikler bile örneğin et tüketimini azaltmak, enerji tasarruflu ampullere geçmek veya benzinli araç yerine elektrikli araç tercih etmek, çevre üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir. Bireysel mücadele kapsamında fast food zinciri patronundan, çevre aktivistine kadar farklı alanlardan
İklim krizinin etkilerinden sorumluluk duyan birçok insan, fark yaratmak için kendilerini yetersiz hissettiklerini söylüyor. Ancak bazıları için küçük değişiklikler bile örneğin et tüketimini azaltmak, enerji tasarruflu ampullere geçmek veya benzinli araç yerine elektrikli araç tercih etmek, çevre üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir.
Bireysel mücadele kapsamında fast food zinciri patronundan, çevre aktivistine kadar farklı alanlardan yedi liderin düşük karbonlu yaşam tarzlarına öncülük etmek için evde attıkları adımlara bakalım.
İklim bilimci ve Cambridge Üniversite’sinde Cambridge Zero Direktörü –Emily Shuckburgh
Yaşam tarzı seçimleri: Mutfakta yenilikçi olmak böylece yemek israfını en aza indirmek, kullanmadığı odaları ısıtmamak için radyatörlere akıllı vanalar takmak ve bir şeyleri onararak, onları yeniden kullanmanın yollarını bulmak seçimlerini yapıyor.
Etki yaratmak için: Bisiklet kullanarak benzin tüketmemeyi ve tasarruf etmeyi tercih ediyor.
Öncü değişiklik: 25 yılını iklim değişikliği üzerine çalışarak geçirdiğini, kutup bölgelerinde meydana gelen ürkütücü değişiklikleri araştırdıktan ve durumun daha da kötüye gittiğine tanık olduktan sonra, sorundan çok çözüme odaklanmaya karar verdiğini söylüyor. İki yıl önce, Cambridge Üniversitesi’nin sürdürülebilir sıfır karbonlu bir geleceği inşa etmeye yardımcı olacak fikirler ve yenilikler üreten iddialı bir iklim değişikliği girişimi olan Cambridge Zero’da direktörlük görevini üstleniyor.
EasyJet CEO’su – Johan Lundgren
Yaşam tarzı seçimlerinde: Et tüketimini azaltarak ve şişelenmiş su almayarak katkıda bulunuyor. “İklim değişikliği konusunda bireysel adımların fark yaratmak çok iddialı görünebileceğini ancak her bireyin küçük değişikliklerle büyük faydalara yol açabileceğini söylüyor.
Etki yaratmak için: Tüketiciler, şirketlerin sürdürülebilir olma yolundaki adımlarına bakmalı ve satın alımlarında yalnızca sorumlu davrananlar lehine oylarını kullanmalılar açıklamasını yapıyor.
Öncü değişiklik: 2019 yılında tüm müşterileri adına, kullanılan yakıttan kaynaklanan emisyonları dengeleyen ilk büyük uluslararası havayolu olma kararı aldıklarını, o zamandan beri destekledikleri projelerin, orman kaybını etkili bir şekilde önlemenin yanı sıra vahşi yaşam ve yerel topluluklar için dönüştürücü faydalar sağladıklarını belirtiyor.
McDonald’s Kurumsal Kıdemli Başkan Yardımcısı-Paul Pomry
Yaşam tarzı seçimleri: Aile olarak daha az kullanmaya, daha çok geri dönüştürmeye ve sürdürülebilir işletmelerden alışveriş yapmaya özen gösterdiklerini söylüyor. Ayrıca enerji tasarruflu ampuller, akıllı sayaçlar ve zamanlayıcılar kullandıklarını ve aile yürüyüşlerinde çöp topladıklarını belirtiyor.
Etki yaratmak için: Birleşik Krallık ve İrlanda’daki en büyük hedeflerinin, 2027 yılına kadar McDonald’s atıklarına ikinci bir hayat verilmesi ve böylece hiçbir şeyin boşa gitmemesi, bunun yerine yeniden dönüştürülmesi, kullanılması ve kompost haline getirilmesinin sağlanması olduğunu söylüyor.
Öncü değişiklik: Yakın zamanda Değişiklik Planı adı altında bir sürdürülebilirlik projesi başlattıklarını ve 2030 yılına kadar tedarik zincirlerinde, ormansızlaştırmayı ortadan kaldırmayı, tüm restoran ve ofislerinde net sıfır emisyon elde etmeyi hedeflediklerini açıklıyor.
Cognizant Sürdürülebilirlik ve Küresel ESG Başkanı – Sophia Mendelsohn
Yaşam tarzı seçimleri: Büyük şirketlerin, değişen müşteri alışkanlıklarına daha yatkın, uyumlu ve iş uygulamalarını ve tedarik zincirlerini müşteri beklentilerine göre ayarlayacaklarından, bilinçli tüketici olarak katkı sağlamayı amaçladığını belirtiyor.
Etki yaratmak için: Günümüzün problemi olan iklimi yatırımlarımız, evimiz ve yaşadığımız yer bağlamında düşünmemiz gerektiğini ve güvendiğimiz kaynaklardan bilim hakkında bilgi edinmemiz gerektiğinin altını çiziyor.
Öncü değişiklik: Cognizant’ta, 2030 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdünü içeren sürdürülebilir bir gelecek için plan tasarladığını ve uyguladığını belirtiyor.
WWF’in Birleşik Krallık CEO’su – Tanya Steele
Yaşam tarzı seçimleri: 20 yıldan uzun süredir et yemediğini, balık ve süt tüketimini azalttığını, daha az satın alıp, daha fazla tamir ettiğini, ayrıca mümkün olan her yere yürüyerek gittiğini söylüyor.
Etki yaratmak için: Emekli maaşlarımızın çözümün bir parçası olduğunu, fosil yakıtlara ve çevreye zarar veren diğer uygulamalara yatırılmadığını kontrol etmemiz gerektiğini tavsiye ediyor.
Öncü değişiklik: Son elli yıl doğayı yok ettiğimizi, vahşi yaşamı yıkama uğrattığımızı, iklimi bozduğumuzu ve insanları ve gezegeni riske attığımızı gösteriyor. Ancak bilim, farklı bir geleceğin mümkün olduğuna işaret ediyor. Gıda ve finansal sistemlerimizi dönüştürerek, hızla yenilenebilir enerji biçimlerine geçerek ve doğanın iyileşmesine yardımcı olarak iklim krizinin üstesinden gelebileceğimizi belirtiyor.
Çevre bilimcisi ve WUKA Kurucusu – Ruby Raut
Yaşam tarzı seçimleri: Elektrikli Tesla araç tercih ettiğini, haftasonu market alışverişlerinde bisiklet kullandığını ve nadiren et yediğini belirtiyor.
Etki yaratmak için: “Herkes ne kadar tükettiğine dikkat etmeli, daha az su kullanmalı, daha az enerji tüketmeli ve LED ampuller kullanmalı, ayrıca tek kullanımlık ürünlerden, yeniden kullanılabilir ürünlere geçiş yapmalıyız” diyor. Küçük alışkanlık değişikliklerinin, karbon ayak izinde büyük bir azalmaya neden olabileceğine inanıyor.
Öncü değişiklik: Sürdürülebilir WUKA markasını 2017 yılında piyasaya sürdüğünü, bir çift WUKA ürününün 200 hijyenik pedin çöp sahasına gitmesini önlediğini ve tek kullanımlık dönem ürünlerinde yüzde 84 daha az karbon emisyonu yarattığını açıklıyor.
Çevre aktivisti, Yerli Kadınlar ve Çad Halkları Derneği Başkanı – Hindou Oumarou Ibrahim
Yaşam tarzı seçimleri: Çad’da sadece ihtiyacı olanı kullanan göçebe bir toplulukta büyüdüğünü ve doğayı her zaman market olarak gördüğünü söylüyor. Teknolojiyi ve yerli halkın geleneksel bilgisini birleştirerek, doğal kaynakları daha sorumlu yönetmek ve iklim değişikliğiyle ilgili çatışma riskini azaltmak için araziyi haritalandırabileceklerini belirtiyor.
Etki yaratmak için: İklim açısından güvenli politikaları destekleyen, iklim değişikliğini tüm kararların merkezine yerleştiren ve fosil yakıt endüstrisini desteklemeyen hükümetlere oy vermemiz gerektiğinin altını çiziyor.
Öncü değişiklik: Yerli insanlar olarak nüfusun sadece yüzde 5’ini oluşturuyoruz ancak dünyadaki biyolojik çeşitliliğin yüzde 80’ini koruyoruz, dolayısıyla yerli halkları içermediği sürece iklim değişikliği ile mücadelenin eksik kalacağını vurguluyor.
Kaynak:
https://www.ft.com/content/d43d67a6-e084-4600-a385-01b9f8154b1d