Türkiye su fakiri mi oluyor?

Türkiye su fakiri mi oluyor?

Küresel sıcaklık artışı ile birlikte su kaynaklarımız her geçen gün azalıyor. Birçok insan ülkemizin su zengini bir ülke olduğunu düşünüyor ancak rakamlar başka bir gerçeği işaret ediyor.

Küresel ortalama sıcaklıklar sanayi öncesi döneme göre 1 dereceyi çoktan aştı. Dünyanın olağan akışını bozan küresel ısınma nedeniyle yağışların düzeni ve şiddeti değişirken, bunun sonucu olarak ortaya çıkan kuraklık ve sel gibi aşırı hava olayları insanlar ile orman, su ve toprak gibi doğal varlıkları etkiliyor.

Dünyada şu anda temiz ve güvenli su kaynaklarına erişemeyen 2 milyar insan yaşıyor. Yaklaşık 450 milyon çocuk ise orta veya şiddetli düzeyde su kıtlığı olan bölgelerde yaşamını sürdürüyor. 

Birleşmiş Milletler küresel su kullanımının son 100 yılda 6 kat arttığını ortaya koyarken; nüfusun artması ve ekonomik gelişmelere bağlı tüketimdeki değişimler sonucu her yıl ortalama yüzde 1 artmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. Yani sorun her geçen gün derinleşiyor.

Benzer sorunlarla yüz yüze olan Türkiye, iklim değişikliğinin de etkisiyle, her geçen yıl su fakiri bir ülke olmaya daha da yaklaşıyor. 

Bir ülkede kişi başına düşen su miktarı 1700 metreküpün üzerindeyse su zengini, 1000-1700 metreküp arasında ise su stresi, 1000 metreküpün altındaysa su fakiri kategorisinde yer alıyor. 500 metreküpün altı ise aşırı kıtlık olarak nitelendiriliyor. 

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı iklim etkileri; kuraklık olayları ve su kıtlığı olarak hayatımızın parçası haline geliyor. Bu etkiler; tarım, enerji, üretim, sulama, kentleşme gibi birçok alanda önemli sosyal ve ekonomik maliyetler ortaya çıkarıyor. 

Artık kurak yıllar ve su kesintileri istisna değil, kalıcı hale geldi

İstanbul, özellikle kuraklığa bağlı ekonomik kayıplar karşısında kırılgan durumda. Konya gibi bir tarım kentinde yeraltı sularımızı dahi tüketmemiz nedeniyle obruklar oluşuyor. 

Çalışmalar, emisyonların ve haliyle küresel sıcaklık artışının yüksek seviyede gerçekleştiği durumda, 2048’e kadar Türkiye ekonomisinin küçüleceğini ortaya koyuyor. 

İzmir su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, haftalardır internet sayfasında ‘’yoğun su kullanımı ve kuyularımızdaki su seviyelerindeki düşüş nedeniyle bazı mahallelerimizde su kesintisi yaşanacaktır’’ uyarısıyla birlikte hangi ilçelerin, hangi mahallelerin hangi günler ve saatlerde sularının kesik oldacağı duyuruları yapıyor.

Muğla’da günlük tahmini süreleri sekiz saati bulan ‘’plansız’’ su kesintileri duyuruluyor.

Antalya’da belediyenin şikayet biriminde onlarca aniden başlayan, bazen birkaç saat bazen günler süren su kesintisi bildirimi var.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Doçent Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı, ‘’Her yıl bir öncekinden farklıdır, bu iklim değişikliğidir ve normaldir. Ancak biz şu anda bunun ötesinde, iklim sisteminin temel karakterini değiştiren kalıcı bir trendin, yani iklim değişikliğinin etkilerini yaşıyoruz. Artık kurak yıllar ve su kesintileri istisna değil, adapte olmamız gereken yeni normalimiz olma yolunda ilerliyor’’ diyor.

Çözüm zihniyette

Artan su kriziyle birlikte baraj, deniz suyu arıtma ve şehirler arası su transferi gibi teknik çözümler gündemdeki yerini korurken, klimatolog ve fiziki coğrafyacı Dr. Yavaşlı, su yönetiminde bakış açısının köklü biçimde değişmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Dr. Yavaşlı, sorunun kaynağına odaklanılması gerektiğini vurguluyor:

“Bir mühendis, size haklı olarak yeni barajlar yapmaktan, deniz suyunu arıtmaktan veya şehirler arası su transferi projelerinden bahsedecektir. Ancak bir klimatolog ve fiziki coğrafyacı olarak benim perspektifim, iklim–peyzaj–insan etkileşiminin bütününe odaklanır. Çözüm, betonda değil; zihniyette ve doğadadır.”

Yavaşlı, yeni kaynaklar aramaktansa mevcut su varlıklarının doğru yönetiminin önceliklendirilmesi gerektiğini belirtiyor:

“Sürekli yeni su kaynakları aramak yerine, elimizdeki suyu akıllıca yönetmeye odaklanmalıyız. Su havzalarındaki ormanları, meraları ve sulak alanları korumak ve iyileştirmek, en etkili barajları inşa etmek gibidir.”

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar