Orman yangınlarının insanlar üzerindeki etkileri

Orman yangınlarının insanlar üzerindeki etkileri

Orman yangınları dünya genelinde daha sık ve şiddetli hale geldikçe, yakın ve uzak yerlerde yaşayan insanlar bu etkileri giderek daha fazla hissediyor.

Haziran 2023’te Quebec’te yaşanan orman yangınları, Amerika Birleşik Devletleri’nde 75 milyondan fazla kişinin sağlıksız veya tehlikeli hava kalitesi deneyimlemesine neden oldu. Duman, güneybatı Avrupa’ya kadar ilerledi.

Daha geniş ölçekte yapılan son araştırmalar, 2019-2020 yıllarında Avustralya orman yangınlarından kaynaklanan duman emisyonlarının, dünya genelindeki hava koşullarını değiştiren nadir bir üç yıllık La Nina olayını tetiklemeye katkıda bulunmuş olabileceğini öne sürüyor.

World Resources Institute’ın (WRI) Global Forest Watch platformuna göre, orman yangınları 20 yıl önceye göre neredeyse iki kat daha fazla ağaç örtüsünü tahrip ediyor.

Orman yangınlarının yıkıcı etkisi, sonuçlarının sadece ormanla sınırlı kalmadığını açıkça ortaya koyuyor. Kötü hava kalitesi ve yanmış toprak bir yangının en gözle görülür etkileri. Bununla birlikte insanlar, çevre ve hatta şehirler üzerinde ekonomik zararlardan sel risklerinin artmasına kadar pek çok farklı etki yaratıyor.

Bu etkiler beş başlık altında özetleniyor:

1.Orman yangınları tehlikeli hava koşullarına neden olabilir

Orman yangınları hava kalitesi üzerinde geniş çaplı etkiler yaratabiliyor. Rüzgarlar, dumanı yüzlerce mil öteye taşıyarak yaygın sağlık tehditlerine yol açıyor. Yangından kaynaklanan dumanın içindeki ince parçacıklar, insan sağlığı için büyük tehdit oluşturuyor: Gözlerde yanma, bronşit gibi rahatsızlıklara yol açıyor. Kronik kalp ya da akciğer hastalıkları olan kişilerde mevcut semptomlar kötüleşebiliyor.

Son ararştırmalar, orman yangınlarının toz artışına neden olabileceğini gösteriyor. Bu da, günlerce, hatta haftalarca sürebilen büyük toz fırtınalarına yol açıyor. Bu fırtınalar, tıpkı duman gibi solunum yollarına zarar vererek insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Ayrıca altyapıya ve ekosistemlere zarar veriyor.

Yangınlar büyüdükçe ve sıklığı arttıkça, risklerde artıyor. Örneğin, 2015 yılında Ekvatoral Asya’da 69 milyondan fazla insan, orman yangınları nedeniyle uzun süre sağlıksız hava kalitesine maruz kaldı. Bilim insanları, bu durumun yaklaşık 12.000 ölüme yaol açmış olabileceğini tahmin ediyor. 2020 yılında, her 7 Amerikalıdan 1’i, orman yangınları nedeniyle tehlikeli hava kalitesi etkisindeydi.

2. Orman yangınları iklim değişikliğini tetikliyor

Orman yangınları hava kalitesinin bozulmasına neden olmanın yanı sıra, iklim değişikliğini körükleyen, gezegeni ısıtan sera gazları üretiyor. Ağaçlar karbon depoladıkları için yanarken havaya bol miktarda karbondioksit salıyor.

2021’de, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’daki boreal ormanlarındaki yangınlar atmosfere 1.76 ton CO2 saldı. 

Bir orman yangını ardından ağaçların kaybı, ormanın karbon yakalama ve depolama yeteneğini yıllar boyunca azaltıyor. Ormanların her yıl net 7.6 milyar metrik ton karbondioksit emdiği göz önüne alındığında (bu rakam Amerika Birleşik Devletleri’nin yıllık emisyonlarının yaklaşık 1.5 katı) büyük orman kayıpları iklim krizini daha da kötüleştirebilir.

3. Orman yangınları su güvenliğini tehdit ediyor

Ormanlar, su kalitesinin ve tatlı suya erişimin korunması açısından hayati öneme sahip. Ormanlık su havzaları, dünyaki içme suyunun üçte ikisinden fazlasını sağlıyor ve dünyanın en büyük 105 şehrinden 33’ü su kaynakları için ormanlık alanlara güveniyor.

Ormanlar ve ağaçlar, suyun yer altına sızmasını artırıyor ve erozyon oranını azaltıyor. Bir orman yangınından sonra, fırtınalardan kaynaklanan su akışını durduracak daha az ağaç kalıyor ve toprak dengesizleşerek, erozyona daha yatkın hale geliyor. Bu da, yağmur yağdığında daha fazla tortu, kül ve kirleticinin göllere, nehirlere ve rezervuarlara akması anlamına geliyor.

Ormanlık su havzaları yeraltı sularının beslenmesine de yardımcı oluyor ve yıl boyunca kesintisiz su temini sağlıyor. Ormanlardaki ağaçlar su buharını depoluyor ve salıyor; bu da hava durumu ve yağış miktarını düzenliyor.

Orman örtüsünün kaybına ve altındaki toprağın zarar görmesine neden olan yıkıcı orman yangınları, su düzenleyici sistemleri bozabiliyor ve ormanlık su havzalarına güvenen bölgelerde tatlı su kaynaklarını tüketiyor.

4. Orman yangınları sel riskini artırıyor

Kaldırımlar ve yollardan oluşan kentsel alanlar geçirimsiz yüzeylere sahip oldukları için sel riskine daha açık. Bu da yağmur yağdığında daha fazla suyun yüzeyde akmasına neden oluyor. Şehirlere yakın sağlıklı ormanlar, sünger gibi davranarak suyun toprağa sızmasını artırıyor, fazla akışı depoluyor ve suyun hızını yavaşlatıyor. 

Sel, aynı zamanda kırsaldaki çiftçilerin büyükbaş hayvanlarını ve av etlerini kaybetmelerine neden olan elektrik kesintilerine yol açıyor. Bölgenin su erişimi için güvendiği birçok kanalı tıkıyor. Her ikisi de topluluk üyelerinin geçim kaynaklarını etkiliyor.

Bütün bunlar kısa vadeli sorunlar değil. Bir orman yangınından sonra bitki örtüsünün yeniden büyümesi yıllar alıyor. Bu da şehirleri ve diğer toplulukları risk altında bırakıyor.

5. Orman yangınları doğrudan ve dolaylı ekonomik kayıplara neden oluyor

Ekonomik risk yaratan etkiler, hava kalitesi, su kalitesi ve sel riski olarak sıralanıyor. 

Orman yangınları ekonomik faaliyetleri de verimsizleştiriyor. Avustralya’daki orman yangınları, 2019-2020 yılları arasında ülkenin turizm sektörüne 4,5 milyar dolar kadar maliyet yükledi.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, orman yangını emisyonunun sağlık üzerindeki etkileri yıllık 16 milyar dolara mal oldu.

Büyük bir orman yangını sonrası, içme suyu üretim maliyeti 10 milyon dolardan 100 milyon dolara kadar artabiliyor.

Son olarak, Hawaii’nin Maui adasında yaşanan yıkıcı orman yangınları, günlük 9 milyon dolarlık ekonomik kayba yol açtı ve yerel geçim kaynaklarını büyük ölçüde etkiledi.

Şehirler ve topluluklar ormanları sağlıklı tutmak ve orman yangınlarını önlemeye yardımcı olmak için ne yapabilir?

·      Şehirler, eyalet, federal ve özel sektör tarafından yönetilen arazilerdeki restorasyon projelerinde ana yatırımcılar olabilir.

·      Su hizmetleri gibi şehir kurumları, orman yangınlarına karşı dayanıklılığı ve restorasyonu desteklemek için kaynak ve iş gücü kapasitesi ayırabilir.

·      İklim değişikliği, dünya genelinde daha sıcak ve daha kuru koşullar yaratarak orman yangınlarının sık ve şiddetli şekilde oluşmasına ve yayılmasını zemin hazırladığı için şehirler, iklim değişikliğine karşı daha fazla önlem almak zorunda.

Kaynak:

https://engage.wri.org/r?p=abtbml4gya2mukqrtmcraz42pbjbdwcp4r4aobqxbaafswlueksnhbl4pwe6hppock54atmxqu25rpzqmqfkjglstrp4swm3nht4ekkbtduxustohjsgoawfdqdhqgoz2pic7txczzoaih7fuvfxtwxagcc6snm5ubog56nskfkhrr3j7tu2l6smmqad4ngexsicthgdx4yvzpf6zi5waarwgo2rn5q2ifsq

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar