İklim değişikliği yıllarca dünya gündeminin en üst sıralarında yer aldı. Ancak Ipsos’un 50 ülkeyi kapsayan yeni araştırması, 2025’te önceliklerin dramatik şekilde değiştiğini ortaya koyuyor. Halk artık savaş ve ekonomik istikrarsızlıkla daha çok ilgileniyor. Araştırma, savaş ve çatışmanın halkın kaygılarında %52 ile birinci sıraya oturduğunu, iklim değişikliğinin ise %31’e gerilediğini gösteriyor. 2024’ün tarihin en sıcak yılı
İklim değişikliği yıllarca dünya gündeminin en üst sıralarında yer aldı. Ancak Ipsos’un 50 ülkeyi kapsayan yeni araştırması, 2025’te önceliklerin dramatik şekilde değiştiğini ortaya koyuyor. Halk artık savaş ve ekonomik istikrarsızlıkla daha çok ilgileniyor.
Araştırma, savaş ve çatışmanın halkın kaygılarında %52 ile birinci sıraya oturduğunu, iklim değişikliğinin ise %31’e gerilediğini gösteriyor. 2024’ün tarihin en sıcak yılı olmasına rağmen, küresel kaygılardaki fark tam 21 puan.
Araştırma, bu değişimin ılımlı bir düşüş olmadığını ortaya koyuyor. Geopolitik çalkantılar ve yaşam maliyeti krizi, 2025 boyunca sürekli gündemde olan konular arasında yer aldı.
Ipsos’un, Forest Stewardship Council (FSC) iş birliğiyle yürüttüğü 2025 Küresel Tüketici Farkındalık Araştırması, 50 ülkeyi kapsıyor ve 40.000’den fazla katılımcıyla gerçekleştirildi.
Özellikle Avrupa’nın büyük ekonomilerinde çarpıcı düşüşler gözlemleniyor.
İngiltere’de iklim kaygısı, 2022’de %45 iken 2025’te %35’e gerileyerek 10 puanlık bir düşüş yaşandı. Bu düşüş benzer şekilde Danimarka’da (%51’den %41’e) kaydedildi. Almanya’da %42’den %34’e, Fransa’da %52’den %45’e, İspanya’da ise %44’ten %37,5’e gerileme yaşandı.
FSC Genel Direktörü ve CEO’su Subhra Bhattacharjee, “Bu endişe farkı, iklim değişikliğiyle etkili mücadele edebilmek için insanların yaşam gerçekleriyle uyumlu adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor” açıklamasını yaptı.
Ormanlar iklim mücadelesinin sıcak noktası
Soyut iklim endişesi düşüş gösterse de, insanlar iklim konusundaki kaygılarını ormanlar üzerinden deneyimlemeye devam ediyor.
Bitki ve hayvan türlerinin kaybı, ormansızlaşma, orman yangınları, kuraklık ve seller, araştırmaya katılan ülkelerde en acil orman kaygıları arasında yer alıyor.
Latin Amerika’da yasa dışı ağaç kesimi %25 ile birinci sırada.
Kanada’da orman yangınları %46 ile öncelikli endişe.
Araştırma, ormanların iklim değişikliğine karşı en savunmasız alanlar olduğunu ve aynı zamanda çözümün merkezinde yer aldığını gösteriyor.
Ipsos araştırması,endişe seviyeleri düşse de, küresel tüketicilerin %72’sinin bitkilere ve hayvanlara zarar vermeyen ürünleri tercih ettiğini ortaya koyuyor.
Subhra Bhattacharjee, bu durumu şöyle özetliyor: “Araştırma açık bir çelişkiyi ortaya koyuyor: İnsanlar iklim değişikliği konusunda daha az endişeli olduklarını söylüyor, ancak sürdürülebilirliği kanıtlayabilen markaları ödüllendiriyor. Bu çarpıcı bir çelişki.’’
Bölgesel farklılıklar
Araştırmadaki genel eğilim bazı bölgesel farklılıkları gösteriyor.
Güney Kore: En yüksek iklim kaygısı
Japonya ve Tayland: Artan endişe
Avustralya ve Çin: Keskin düşüş
Brezilya: Küresel eğilimin aksine, iklim kaygısının iki katına çıktığı ülke.
Kenya: Kamu endişesi 2022’den bu yana 12 puan düşerek %42’den %30’a geriledi.
İklim politikaları için çıkarımlar
Araştırma, politika yapıcılar ve şirketler için kritik bir uyarı niteliğinde: Acil krizler karşısında iklim çözümlerini geri plana atmak, uzun vadede risk yaratıyor.
FSC, çevresel eylemin sosyal ve ekonomik güvenlik ile bütünleştirilmesi gerektiğini vurguluyor ve acil krizler karşısında iklim çözümlerinin geri planda bırakılmaması konusunda uyarıyor.
İş dünyası açısından ise, halkın ifade ettiği kaygı ile satın alma davranışları arasındaki fark, markalar için hem bir zorluk hem de sürdürülebilirlik mesajlarını göstermek için büyük bir fırsat sunuyor.
Kaynak:
https://sustainabilitymag.com/news/ipsos-how-war-inflation-have-deprioritised-climate-change
																				















