ÇEVKO Vakfı Söyleyişisi’nde iklim kriziyle mücadele için yeni açılımlar: Hibrit finansman sistemleri, yasal uyum, kurumsal sorumluluk ve gençlik katılımı

ÇEVKO Vakfı Söyleyişisi’nde iklim kriziyle mücadele için yeni açılımlar: Hibrit finansman sistemleri, yasal uyum, kurumsal sorumluluk ve gençlik katılımı

ÇEVKO Vakfı’nın söyleşisinde, iklim krizi ile mücadelede, atık yönetiminde hibrit finansman modellerinden kurumsal sürdürülebilirlik stratejilerine, hukuki düzenlemelerden gençlerin öncülük ettiği eylemlere kadar çok paydaşlı ve bütüncül bir yaklaşımın zorunlu olduğu vurgulandı. Söyleşide iklim krizinin artık çevre meselesi olmaktan çıkıp, insan hakları boyutuna ulaştığı ve gençlerde “eko-anksiyeteye” neden olduğu vurgusu yapıldı.

Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı’nın, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlediği çevrim içi söyleşiler, 5’inci yılında da devam ediyor. 2025 yılında “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikte Son Gelişmeler” başlığıyla düzenlenen söyleşilerin altıncısı da yoğun bir katılımla gerçekleşti.

Moderatörlüğünü Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak’ın üstlendiği çevrim içi söyleşinin konuşmacıları ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Avukat Özlem Altıparmak, Henkel Türkiye AR-GE Müdürü Büşra Akçalar ve İklim Öncüleri’nden Linda İncir oldular.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: “Atık Yönetiminde Başarı için Hibrit Finansman Modelleri, İzlenebilirlik ve Şeffaflık Gerekli”

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Vakfın ev sahipliğinde 14 ülkeden 37 katılımcıyla İstanbul’da düzenlenen EXPRA Balkan Çalıştayı’nda ele alınan konular hakkında bilgi aktardı. “Sanayicilerin ve üreticilerin atık yönetiminde yer almaları çok önemli, çünkü ambalaj atıkları artık sadece atık değil, değerlendirilebilir ikincil hammaddeler ve kaynaktır. Sürdürülebilir bir atık toplama sistemi için şeffaflık ve güvenilir verinin yanı sıra, sürdürülebilir finansman modelleri de gerekiyor. Ambalaj atıklarında geri dönüşüm oranlarını artırmanın en etkili yöntemi, Vakfımızın ülkemizde öncülüğünü üstlenmiş olduğu ve dünyada yaygın olarak uygulanmakta olan Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemini uygulamaktan geçmektedir. Bölgemizde ve Avrupa’da depozito iade sistemleri, kamu fonları ve genişletilmiş üretici sorumluluğu gibi çeşitli modeller mevcut. Çalıştayda varılan sonuç, bütün bu sistemlerin bir arada uygulanabileceği hibrit bir yapının en etkili çözüm olduğudur. Türkiye için önerimiz, izlenebilir, doğrulanabilir ve saydam bir GÜS modelinin yeniden kurulması ve yaşama geçirilmesi; bu sistem içerisinde finansal yükümlülüklerini yerine getirdiğini belgeleyen üreticilerin ilgili harcamalarının GEKAP’tan mahsup edilmesine olanak sağlanmasıdır. Şeffaf ve güvenilir veriye dayalı bir yönetim modeli kurulduğu takdirde başarı mümkündür” dedi.

Henkel Türkiye AR-GE Müdürü Büşra Akçalar “Sürdürülebilirlik, Üretimden Ambalaja Bütüncül Yaklaşımla Stratejinin Merkezine Alınıyor”

Şirketin “Gelecek nesillerin iyiliği için öncü olmak” sloganıyla özetlenen kurumsal sürdürülebilirlik stratejilerini anlatan Henkel Türkiye AR-GE Müdürü Büşra Akçalar, “Sürdürülebilirliği; yenileyici gezegen, gelişen topluluklar ve güvenilir ortaklıklar olmak üzere üç ana boyutta, bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz. Bu kapsamda Türkiye’deki tüketici ürünlerimizin ambalajlarının yüzde 100’ünü geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir şekilde tasarladık. Geçen yıl 341 ton geri dönüştürülmüş plastik kullandık, Ankara fabrikamızda yağmur suyu geri kazanımını hayata geçirdik ve güneş panelleriyle elektrik kullanımımızın yüzde 16’sını karşıladık. ÇEVKO Vakfı ile yaptığımız iş birliği sayesinde geri dönüşüm altyapısına katkı sunarken, geçen yıl 132 ton polietilen topladık. Hedefimiz bu miktarı her yıl ikiye katlamak” şeklinde konuştu.

İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Avukat Özlem Altıparmak: “Uluslararası Adalet Divanı Artık Devletlerin İklim Krizi Eylemsizliğini İnsan Hakları İhlali Olarak Değerlendiriyor”

İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Avukat Özlem Altıparmak, iklim krizinin hukuki ve insan hakları odaklı boyutuna dikkat çekti. 2025’te orman yangınları ve susuzluk gibi etkilerin konuyu herkesin gündemine taşıdığını belirten Özlem Altıparmak, “Türkiye’de çıkarılan İklim Kanunu, eleştirilere rağmen ‘iklim adaleti’ ve ‘adil geçiş’ gibi kavramları ilk kez hukukumuza sokması açısından önemli bir adımdır. İklim değişikliği artık salt bir çevre meselesi olmaktan çıkıp bir insan hakları boyutuna ulaştı. Bu yılki en önemli gelişmelerden biri, Uluslararası Adalet Divanı’nın, devletlerin iklim eylemsizliğinin bir hak ihlali olduğuna ve yine devletlerin, eylemsizlikleri sonucu oluşabilecek zararlardan sorumlu tutulacağına dair bir görüş bildirdi. Bu, iklim davaları açısından en tepe noktadan gelen, örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi bağlayıcı karar veren organlar ya da yerel düzeyde mahkemeler açısından takip edilmesi ve referans alınması gereken, tarihi bir karardır” dedi.

İklim Öncüsü Linda İncir “Kaygıyı Eyleme Dönüştürüyoruz. Biz Değilsek Kim, Şimdi Değilse Ne Zaman?”

İklim Öncüleri’nden Linda İncir, gençlerin iklim krizine karşı hissettiği “eko-anksiyete”yi umuda ve eyleme dönüştürmek için çalıştıklarını vurguladı. Konuşmasına “Nasılsınız diyerek başlamak istiyorum, çünkü bazen durup nasıl olduğumuzu gerçekten düşünmemiz gerekiyor. Şu an nasıl olduğumuz, nasıl olacağımızdan ziyade çok kıymetli; çünkü geleceğin bugünkü bizlere yani şu anki bizlere çok ihtiyacı var” diyerek başlayan Linda İncir, gençlerin kararlılığını ortaya koyarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim mottomuz ‘Değişime öncülük et’. Çünkü biliyoruz ki biz değişirsek dünya değişir. Gençlerin en çok sorduğu soru ‘Peki biz ne yapabiliriz?’. Bu sorunun altındaki çaresizliği eyleme dönüştürmek bizim görevimiz. İklim krizi aynı zamanda bir adalet meselesi. Gerçek dönüşüm; özel sektörün, STK’ların, akademinin ve bireylerin ortaklaştığı zaman olacak. Bizim mücadelemiz dayanışma içinde büyüyor. Sözlerimi her zaman kullandığım bir soruyla bitirmek istiyorum: Biz değilsek kim? Şimdi değilse ne zaman?”

Söyleşinin sonunda tekrar söz alan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer tüm katılımcılara değerli katkıları için teşekkür ederken, Linda İncir’in birliktelik vurgusuna atıfla, “İnsanlık olarak bu konuda başarıya ulaşmak istiyorsak gerçekten de hep birlikte, tüm tarafların, tüm paydaşların bir arada bu işe sarılması, bu mücadeleyi birlikte gerçekleştirmesi gerekiyor, çünkü İklim krizi şaka değil” dedi. ÇEVKO Vakfı’nın gençleri desteklemeye devam edeceğini söyleyen Mete İmer, bu kapsamda iki yılda bir düzenlenen Yeşil Nokta Öğrenci Ödülleri’nin bu yıl 2 Aralık tarihinde verileceğini de sözlerine ekledi.

ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı ve “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler” başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=qaXlzpYbmAY

ÇEVKO Vakfı Hakkında

ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, Türkiye’de sürdürülebilir bir geri dönüşüm sisteminin kurulup geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla 1 Kasım 1991’de kurulmuştur.  Kendi alanının öncüsü olan ÇEVKO Vakfı, belediyeler ve ekonomik işletmelerle tüketim sonrası ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesi için yaptığı iş birliklerinin yanında bu konularda toplumsal farkındalık ve bilincin artırılmasına yönelik çalışmalara da ağırlık vermektedir.   ÇEVKO Vakfı son yıllarda Türkiye’de döngüsel ekonomiye geçişe ve iklim değişikliği ile mücadeleye de odaklanmıştır.   Döngüsel ekonominin sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir tüketim ve üst dönüşüm süreçlerini hayata geçirmek ve İklim değişikliğine uyum ve azaltım konusunda toplumda farkındalığın arttırılması için çaba harcamaktadır.  

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar