Birleşmiş Milletler kuruluşları, 2023-2024-2025 döneminin 176 yıllık kayıtların en sıcak üç yılı olduğunu doğrularken, 1,5°C hedefinin “pratikte ulaşılmaz” hale geldiğini belirtiyor. Birleşmiş Milletler, küresel sıcaklıkların tarihsel rekorlar kırdığı son üç yılın, iklim sistemi üzerinde “geri döndürülemez hasar” yaratma potansiyeline sahip olduğunu açıkladı. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yıl sonu raporuna göre 2025, modern kayıtlardaki en sıcak
Birleşmiş Milletler kuruluşları, 2023-2024-2025 döneminin 176 yıllık kayıtların en sıcak üç yılı olduğunu doğrularken, 1,5°C hedefinin “pratikte ulaşılmaz” hale geldiğini belirtiyor.
Birleşmiş Milletler, küresel sıcaklıkların tarihsel rekorlar kırdığı son üç yılın, iklim sistemi üzerinde “geri döndürülemez hasar” yaratma potansiyeline sahip olduğunu açıkladı.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yıl sonu raporuna göre 2025, modern kayıtlardaki en sıcak yıl olarak ilan edildi. Küresel sıcaklık anomalisi, sanayi öncesi dönemin 1.48°C üzerinde gerçekleşti.Böylece 2023, 2024 ve 2025, modern kayıtlardaki en sıcak üç yıl olarak kayda geçecek. Ayrıca 2015’ten bu yana geçen 11 yıl, en sıcak ardışık yıllar dizisi olarak tarihteki yerini alacak.
WMO, Paris Anlaşması kapsamında belirlenen 1,5°C sınırının artık “fiilen imkânsız” hale geldiğini vurguladı. Bu tespit, geçtiğimiz hafta BM Genel Sekreteri António Guterres ve BM Çevre Programı’nın (UNEP) yaptığı benzer uyarılarla örtüşüyor.
WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo, mevcut eğilimleri şöyle değerlendirdi:
“Benzersiz sıcaklık artışları ve 2024’teki rekor sera gazı seviyeleri, 1,5°C hedefinin kısa vadede aşılmadan tutulamayacağını açıkça göstermektedir. Ancak bilimsel bulgular, yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışını yeniden 1,5°C seviyesine çekmenin hâlâ mümkün ve kritik olduğunu ortaya koyuyor.”
Bu geri dönüş için atmosferden karbondioksit çekilmesini sağlayacak iki temel yaklaşım öne çıkıyor: ekosistem temelli çözümler (örneğin yeni ormanların oluşturulması) ve doğrudan hava yakalama gibi teknolojik karbonsuzlaştırma yöntemleri.
Bilim insanları, bu eşiğin aşılmasının iklim sisteminde kritik kırılma noktalarını tetikleyebileceği ve zincirleme hasarlara neden olabileceği konusunda uzun süredir uyarıda bulunuyor.
Bu değerlendirmeler, yenilenebilir enerjiye ve elektrikli ulaşım teknolojilerine yapılan yatırımlar hızlansa da ülkelerin fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonları azaltma yükümlülüklerinde hâlâ ciddi bir açığın bulunduğunu gösteriyor.
Kaynak:
