12’nci Sabancı Vakfı Filantropi Semineri Gerçekleşti

Sabancı Vakfı tarafından sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları tartışmak amacıyla düzenlenen ve bu yıl 12’incisi hayata geçirilen Filantropi Semineri, “Engelsiz Yaşam Teknolojileri – Eğitim ile Güçlenme” başlığıyla, 2 Aralık 2019 tarihinde, Sabancı Center’da gerçekleşti.

Engelsiz bir yaşam için düzenlenen 12. Sabancı Vakfı Filantropi Semineri’nin açılışında Infinite Flow, kapsayıcı dans grubu sahne aldı. Marisa Hamamoto ve tekerlekli sandalye kullanıcısı Adelfa Cerame’nin beraber gerçekleştirdiği performans, engellerin dans etmeye engel olmayacağını gösterdi.

“Engelliler eğitime erişimde sıkıntılar yaşıyor.”

Sabancı Vakfı tarafından düzenlenen seminerin açılış konuşmacısı Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı oldu. Dünyanın bir zihniyet dönüşümü geçirdiğini belirten Güler Sabancı, hayırseverliğin artık katılımcı süreçlerle fark yaratmaya dönüştüğünü açıkladı. Güler Sabancı, “Eğitim hakkı tartışılmaz. Engelliler eğitime erişimde sıkıntılar yaşıyor. Engellilerin %40’ı okuma yazma bilmiyor. Birçoğu eğitimden erken kopuyor. Üniversiteye girenler %10’un altında, iş gücüne katılım ise yüzde 22” dedi.

Güler Sabancı’nın ardından Right Livelihood Ödülü (2017) ve The Spirit of Helen Keller Ödülü (2018) sahibi, İnsan Hakları Avukatı Yetnebersh Nigussie açılış konuşmacılarının ikincisi oldu. Etiyopyalı konuşmacı, Etiyopya’nın kırsal bölgelerinde kız çocukların genç yaşta evlendirildiğini fakat kendisi görme engelli olduğu için kimsenin onunla evlenmek istemediğini söyledi. Böylece, annesinin de desteğiyle eğitimine devam edebildiğini açıkladı. Engelliliğin kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü belirten Nigussie, engelli kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Engelli bireylerin eğitime dahil edilmesi gerektiğini ve engelli bireylerin normlara meydan okumak için yetkin olduklarını söyledi.

Eğitim ile Güçlenme

Açılış konuşmasının ardından, moderatörlüğünü Dr. Yankı Yazgan’ın gerçekleştirdiği “Eğitim ile Güçlenme” isimli panelde, Engelli Hakları Savunucusu Anastasia Somoza ilk konuşmacı oldu. Ailesi tarafından engelli değilmiş gibi yetiştirilen Somoza, hak savunuculuğuna 9 yaşındayken ikiz kız kardeşinin devlet okulunda kaynaştırma eğitiminde okula devam edebilmesi için Bill Clinton ile görüşerek başladığını anlattı. Anastasia Somoza, engelli haklarının insan hakları olduğunu, engelli bireylerin de eşit derecede üretken olduğunu belirtti. New York’ta yaşayan Somoza, karşılaştıkları en büyük sorunlardan birinin, engelli bireylerin istihdama katılması durumunda bazı sağlık haklarından yararlanamamaları olduğunu, bu sebeple de insanların çalışma-yardım ikilemine düşmesi olduğunu söyledi.

Türkiye’de eğitim, engelli bireyler için yetersiz ve heves kırıcı

Panelin ikinci konuşmacısı Gallaudet Üniversitesi Öğrencisi Cem Barutçu, işitme engelli olarak doğduğunu, Türkiye’de eğitimin işitme engelli bireyler için yetersiz ve heves kırıcı olduğunu, Gallaudet Üniversitesi’nde ise işitme engellilerin eğitime erişiminde bütün engellerin kalktığını anlattı. Cem Barutçu, Türkiye’de insanlara “yaparsın” kültürünü aşılamak istediğini belirtti.

Panelin bir sonraki konuşmacısı Duygu Kayaman, 2,5 yaşında görme yetisini kaybettiğini fakat ailesinin onu gören bir çocuk gibi yetiştirdiğini anlattı. Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği ile şimdiye kadar 1000 çocuğa ulaştıklarını açıklayan Kayaman, 0-6 yaş çocuklar için kaynaştırma eğitiminin önemini vurguladı.

Engelli bireyler toplumun bir parçası olarak kabul görmek istiyor

Infinite Flow Kurucusu Marisa Hamamoto ve Infinite Flow Dansçısı Adelfo Cerame Jr.panelin bir sonraki konuşmacıları oldu. Üniversitedeyken boyundan aşağısının geçici olarak felç olmasına yol açan omurilik enfarktüsünü atlatma döneminde salon dansını keşfeden Hamamoto, dansın evrensel bir dil olduğunu belirtirken, belden aşağısı felç olan Cerame dans etmenin damgalanmaların yıkılmasına yardım ettiğini ve engelli bireylerin toplum tarafından kabul edilmek, toplumun bir parçası olmak istediklerini söyledi.

Panelin son konuşmacısı Öz Savunucu Robert Cem Osborn, herkesin çalıştığını fakat bazılarımızın daha çok çalıştığını, engelli olmayanların gittikleri okullara kendisinin ancak çok çalışarak gidebildiğini anlattı. Osborn, insanlara Down sendromlu olmanın nasıl olduğunu anlatmaya çalıştığını, eğitimde, iş hayatında, oy verirken diğer vatandaşlarla aynı haklara sahip olamadıklarını belirtti. Üniversiteye gidebilmek için change.org üzerinden “Yapabilirim” diye bir kampanya başlatan Osborn, bu kampanya için herkesin yardımlarını beklediğini söyledi.