Yeni teknoloji, yatlardan feribotlara kadar pek çok ulaşım aracını temiz enerjiyle çalıştırabilecek. Araştırmacılar, deniz suyunu hidrojene dönüştürerek gemilerde yakıt olarak kullanmayı ve böylece deniz taşımacılığında dizel kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor. Plan, deniz suyunu ayrıştırıp ortaya çıkan hidrojeni gemilerde güvenli bir şekilde depolamak üzerine kurulu. Brunel Üniversitesi’nden Profeesör Xinyan Wang liderliğindeki ekip, deniz suyunu prçalayarak
Yeni teknoloji, yatlardan feribotlara kadar pek çok ulaşım aracını temiz enerjiyle çalıştırabilecek.
Araştırmacılar, deniz suyunu hidrojene dönüştürerek gemilerde yakıt olarak kullanmayı ve böylece deniz taşımacılığında dizel kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor. Plan, deniz suyunu ayrıştırıp ortaya çıkan hidrojeni gemilerde güvenli bir şekilde depolamak üzerine kurulu.
Brunel Üniversitesi’nden Profeesör Xinyan Wang liderliğindeki ekip, deniz suyunu prçalayarak elde ettikleri hidrojeni gemilerde güvenli bir biçimde depolamayı planlıyor. Elde edilen hidrojen, motorlarda yakıldığında yalnızca su buharı açığa çıkıyor; yani, sıfır karbon salımıyla enerji üretimi mümkün hale geliyor.
“Suyu enerjiye dönüştürüyoruz” diyen Profesör Wang, “Deniz suyunu alıyor, yenilenebilir elektrikle elektroliz ederek hidrojen gazına çeviriyoruz. Bu gazı gemide katı formda depoluyor, ardından dizel yerine yakıyoruz. Sonuç: sıfır karbondioksit ve yalnızca su buharı” açıklamasını yapıyor.
Genuine H2 şirketi, ‘plug & play’’ sistemine sahip döngüsel bir teknoloji geliştirdiğini söylüyor. Bu sistem, atık veya deniz suyunu yeniden kullanarak yeşil enerji ve saf su üretebiliyor. Üstelik firmanın karbon-negatif elektroliz üniteleri, sudaki karbondioksiti de ayrıştırarak bikarbonata dönüştürüyor; böylelikle aynı anda hem enerji üretip hem de karbonu temizliyor.
Bu ölçeklenebilir teknoloji; ulaşımdan altyapıya, sanayiden konutlara kadar pek çok alanda kullanılabiliyor. Genuine H₂, çözümün iklim ve enerji krizine karşı “hemen uygulanabilir” bir yanıt sunduğunu savunuyor. Yalnızca deniz taşımacılığı değil; uçakların, trenlerin, arabaların, otobüslerin hatta kamyonların bile bu sistemle çalışabileceği aktarılıyor.
Denizlerde sıfır karbon dönemi başlıyor
Proje kısa süre önce önemli bir mali destek aldı. İngiltere Ulaştırma Bakanlığı’nın UK SHORE girişimi ve Innovate UK fonu, çalışmaya 1,44 milyon sterlin hibe sağladı. Bu yatırım, deniz taşımacılığını karbonsuzlaştırmak için yürütülen 30 milyon sterlinlik ulusal programın bir parçası.
GH2DEM kod adıyla yürütülen proje, Brunel Üniversitesi kampüsünde yeni geliştirilen ağır hizmet tipi hidrojen yanmalı motorun ilk kez test edilmesini sağlayacak. Motor, Genuine H2’nin elektrolizör ve depolama sistemleriyle beslenecek. Böylece “deniz suyundan depolamaya, depolamadan itkiye” uzanan tam bir hidrojen zinciri kurulmuş olacak.
Temiz enerjiyle ufukta yeni bir dönem
Genuine H₂’nin geliştirdiği sistem, yalnızca deniz taşımacılığıyla sınırlı değil. Şirket, aynı teknolojiyi karada hidrojen dolum istasyonları kurmak için de kullanmayı planlıyor. Böylece şehir altyapısı, hastaneler, uzak köyler, madenler, fabrikalar ve ofis binaları dahi bu sistemden güç alabilecek.
Deniz suyundan yakıt üretimi henüz test aşamasında olsa da, enerji dünyasında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor: Dizelsiz, dumansız, temiz denizler.
