YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 16 Eylül’deki söyleşisinin konusu “Çocuklarda Psikolojik Sağlamlığın Desteklenmesi” oldu. Söyleşide Dr. Gülçin Karadeniz; psikolojik sağlamlık, güvenli bağlanma, duygu düzenleme ve aile içi iletişim konusundaki bilgilerini aktardı. Günlük olaylar içerisinde bizi üzen, sıkıntıya sokan, planlarımızın gelişimini engelleyen her türlü konuda gösterdiğimiz uyumun psikolojik dayanıklılık olduğunu belirten Dr. Gülçin
YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 16 Eylül’deki söyleşisinin konusu “Çocuklarda Psikolojik Sağlamlığın Desteklenmesi” oldu. Söyleşide Dr. Gülçin Karadeniz; psikolojik sağlamlık, güvenli bağlanma, duygu düzenleme ve aile içi iletişim konusundaki bilgilerini aktardı.
Günlük olaylar içerisinde bizi üzen, sıkıntıya sokan, planlarımızın gelişimini engelleyen her türlü konuda gösterdiğimiz uyumun psikolojik dayanıklılık olduğunu belirten Dr. Gülçin Karadeniz, “Başımıza gelen bir olayın ardından baş etme becerileri geliştirip eski halimize dönebiliyoruz ya da dönemiyoruz. Psikolojik sağlamlığımızla ilgili olan bu durumlarda dışsal destek kaynakları çok önemli. Hayatın her alanında aynı sağlamlığı gösteremesek de psikolojik sağlamlığı öğrenebiliyoruz. Çocukken psikolojik sağlamlığı elde eden kişiler bunu daha kolay bir şekilde sürdürebiliyor ama geliştirilebilen de bir kavram” açıklamalarında bulundu.
“Güvenli bağlanmak kişiyi hedefe götürüyor”
Psikolojik sağlamlığın hayatın her aşamasındaki risk faktörlerine karşı koruyucu bir rol üstlendiğini belirten Karadeniz, “Güvenli bağlanma bu noktada çok önemli. Bebeğin ihtiyacı olduğu anda ona hem fiziksel hem duygusal sıcaklık vermek gerekiyor. Bizi seven, bize bakım veren insanların yanında rahatlamayı öğrenirsek, kendi kendimizi de rahatlatabilme yeteneğini geliştiriyoruz ve insanlara gerekli durumlarda yardıma ihtiyacımız olduğunu söyleyebiliyoruz. Güvenli ortam, koruyucu zemin motivasyonumuzu artıyor ve duygularımızı ifade edip yönlendirmemizi sağlıyor. Duygu düzenleme kısmında çok büyük önemi var. Güvenli bağlanırsak anda kalabiliyoruz. Bu da kişiyi ‘yapabilirim’ inancıyla hedefe götürüyor” dedi.
“Çocuğun ne hissettiğini konuşmalıyız”
Duygu düzenlemesine çocukluktan itibaren nasıl destek olunabileceğini aktaran Karadeniz, “Davranışlar konuşulduğu zaman duygular unutuluyor. Oysa, öğrenmede duygusal bağlam en önemli noktayı temsil eder. Genelde davranışlar üzerinden bir şey öğretiyoruz. Oysa, çocuğun yaptıkları üzerinden ne hissettiğini konuşmalıyız. Duyguları konuşmak psikolojik sağlamlığa giden yoldaki en temel noktaya temas ediyor. Duygu düzenlerken, çocuğa rehberlik ederek kendi kendini düzenlemesini istiyoruz. Bunun için, ona kendi kendini sakinleştirmesinin yollarını öğretmeliyiz. Sağlıklı nefes alıp verme eğitimi çok önemli. Çocuğa herkesin kendini bazen kötü hissedebileceğini, biraz yalnız kalmaya ihtiyacı olabileceğini anlatmalıyız” önerilerinde bulundu.
“Babalık konusunda yol alınmalı”
Aile içi iletişimin de önemini vurgulayan Karadeniz, “İletişim hep annelerle ilerliyor. Ancak, babalık konusunda da yol almamız gerekiyor. Ebeveynlerin çocuklarıyla oyun oynamaları, başarıları konusunda onlarla çalışmalarından daha etkili bir rol oynuyor. Aynı zamanda esneklik de çocuğun psikolojik dayanıklılığını güçlendiriyor. Esnek olma konusunda da iyimserliğin önemli bir rolü bulunuyor. Ebeveynlerin iyimser olduğu durumlarda çocuklar da daha iyimser oluyor. İyimser olduğumuzda bir şeyleri başarabileceğimize, değiştirebileceğimize inanıyoruz. Böylece hem esnekliğimiz hem de benlik saygımız gelişiyor. Çocuğa en kıymetli olanın kendisi olduğunu öğretmemiz gerekiyor” dedi.
