Avrupalı bilim insanlarından oluşan bir ekibin hazırladığı yeni rapor, gıda ambalajlarında, oyuncaklarda ve tıbbi cihazlarda daha önce Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından tespit edilen 13.000 kimyasala ek olarak 3.000 kimyasal daha buldu. Bu durum, plastik kirliliği ve tüketici güvenliği ile ilgili daha fazla soruyu tekrar gündeme getirdi. Bu kimyasalların dörtte birinin insan sağlığı ve
Avrupalı bilim insanlarından oluşan bir ekibin hazırladığı yeni rapor, gıda ambalajlarında, oyuncaklarda ve tıbbi cihazlarda daha önce Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından tespit edilen 13.000 kimyasala ek olarak 3.000 kimyasal daha buldu. Bu durum, plastik kirliliği ve tüketici güvenliği ile ilgili daha fazla soruyu tekrar gündeme getirdi.
Bu kimyasalların dörtte birinin insan sağlığı ve çevre için tehlikeli olduğu düşünülüyor.
Norveç Araştırma Konseyi tarafından finanse edilen çalışmada yer alan bilim insanları, bir yıl boyunca bilimsel raporları ve ulusal düzenleyici veri tabanlarını taradıktan sonra 16.000’den fazla plastik kimyasal içeren listeyi hazırladı.
İsviçre merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Gıda Ambalaj Forumu Genel Müdürü ve raporun yazarlarından Jane Muncke, plastik kirliliğini net bir şekilde şekilde çözmek için aslında plastiğin yaşam döngüsünün tamamının incelenmesi ve kimyasal sorununun ele alınması gerektiğini savundu.
Plastik kimyasalların suya ve yiyeceklere sızabilmesine değinen Muncke, insanlarda yüzlerce, hatta binlerce kimyasal bulunduğunu ve bunların sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti. Bu etkiler arasında kısırlık sorunları ve kardiovasküler hastalıklar bulunuyor.
Norveç Bilim ve Teknoloji Üniveriste’sinde çevresel toksikolog olan çalışmanın baş yazarı Martin Wagner, ‘’Günlük olarak kullandığıımız ürünlere baktığımızda, tek bir plastik üründe genellikle yüzlerce hatta binlerce kimyasal buluyoruz’’ dedi.
Raporun yazarları, plastik endüstrisinin hayata geçireceği herhangi bir küresel anlaşmanın plastiğin geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını teşvik etmesi gerektiğini söylerken, yalnızca plastik atıkları ele almanın insanları korumak için yeterli olmadığını belirtti.
Bilim insanları, geri dönüştürülmüş ürünler de dahil olmak üzere plastiklerde kimyasal katkı maddeleri, işlenmiş maddeler ve kirleticiler gibi kullanılan kimyasallara ilişkin daha fazla şeffaflığa ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
Raporda, tespit edilen kimyasalların dörtte birinin kimyasal kimliklerine ait temel bilgilerin eksik olduğu belirtildi.
Plastiklerde bulunan kimyasalların yalnızca yüzde 6’sı uluslararası düzenlemeye tabi. Aynı zamanda Etkili Bir Plasitk Antlaşması İçin Bilim İttifakı’nın yönetim kurulunda yer alan Wagner, düzenleyici bir baskı olmadan ‘’plastiklerde ne olduğunu açıklamak için hiçbir motivasyon’’ bulunmadığını ifade etti.
Plastikler hakkında yapılacak anlaşma bu konunun çözümüne yardımcı olabilir. Müzakereler önümüzdeki ay Kanada’nın Ottawa kentinde devam edecek ve Aralık ayında Güney Kore’nin Busan kentinde plastiklerle ilgili anlaşmanın imzalanması bekleniyor.
Kaynak:
