“Koton’un DNA’sına iş yaşamında kadın ve erkek eşitliği ilkelerini işledik”

“Koton’un DNA’sına iş yaşamında kadın ve erkek eşitliği ilkelerini işledik”

Sosyal sorumluluk bilincini yönetim politikası haline getirerek kadın istihdamını artıran ve kadının hayata katılımına katkı sağlayan Koton’un Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz’la, projelerini ve kapsayıcı iş modelleriyle yarattıkları kadın istihdamını konuştuk. 

Koton’un ilham verici bir başlangıç hikayesiyle yarışacak nitelikte bir sosyal sorumluluk hikayesi var. Kapsayıcı iş modellerinizle yarattığınız kadın istihdamının geldiği boyut nedir?  
2016 yılında başladığımız projemizde oldukça güzel bir yol kat ettik. El Emeği projemizin doğuş fikri kızımız Deniz Yılmaz’dan çıktı. Koç Üniversitesi’nde katıldığı yaz okulunda Kapsayıcı İş Modeli dersi sonrası bize bu proje fikriyle geldi ve bu sayede bugün binlerce kadına istihdam sağlayan projemizin ilk adımlarını attık. GAP İdaresi, UNDP Teknik desteği ile ÇATOM (Çok Amaçlı Toplum Merkezi) kanalıyla yürüttüğümüz ve 350 kadın ile başladığımız projemizde bugün geldiğimiz noktada 6 bin 500 kadına gelir elde etme imkanı sunmuş bulunuyoruz. 

Genelde kurumsal firmalar yaptıkları etkinliklerle sosyal sorumluluğa katkı sağlarken, Koton bunu ilke edinerek yönetim politikası haline getirmiş. Bu anlayış, çalışma motivasyonunuza katkı sağlıyor mu?
Kadın, Koton’un yapısı içinde çok değerli. Toplumda, sosyal hayatta ve iş yaşamında da böyle olması gerektiğine inanıyor, doğru şartların oluşması için çalışmalar yürütüyoruz. El Emeği projemiz, Güneydoğu Anadolu’daki kadınların ekonomik ve sosyal olanaklarını iyileştirmeye odaklanıyor. Koton içinde de mevcut kadın çalışanlarımızın daha iyi şartlara sahip olmasını sağlayan bir politikamız var. Kurduğumuz Kadın Komitemizkadınlara yönelik özel ve yan hakları çeşitlendiriyor, iş ve sosyal hayatı kolaylaştırıcı sistemler üzerine çalışıyor. Örneğin, çalışan annelerin özel hayatlarında da desteklendiği “İlk gün Okul İzni”, “Karne İzni” “Mentoring Mom-Tees” gibi uygulamalar gerçekleştiriyorlar.11 bin çalışana sahip bir şirketiz ve çalışanlarımızın yüzde 63’ünü kadınlar oluşturuyor. Avrupa ortalamasının üzerinde bir oranla kadın istihdamını önceliklerimiz arasına almış durumdayız. Büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bir yapıda da sağladığımız avantajların çalışanlarımıza motivasyon ve verim olarak yansıdığını açıkça görüyoruz. 

Kadın istihdamını artırmaya yönelik yönetim politikası izlemeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Koton’u 1988 yılında eşim Yılmaz ile birlikte kurduk. Hem kadın hem de erkek gücüyle bugün 31 ülkede 500’den fazla mağazaya sahip bir marka yaratmayı başardık. Koton öncesinde de iş hayatının içindeydim. Kişisel olarak kadınların güçlenmesi konusuna büyük önem veriyorum. Yönetim kurulumuzla birlikte Koton’un DNA’sına da ilk günden bu yana iş yaşamında kadın ve erkek eşitliği ilkelerini işledik.Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ve Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) ortaklığında oluşturulan WEPs platformuilkelerini imzalayan ilk şirketlerin arasındayız.Yöneticilerimizin yüzde 50’si kadınlardan oluşuyor. Toplum nezdinde “erkek işi” olarak algılanan pozisyonlar olan bilişim teknolojileri, finans, insan kaynakları, tedarik yöneticilerimizin hepsi, kendi becerileri ve başarıları sayesinde bu pozisyonlara gelmeyi hak etmiş kadınlardan oluşuyor. 

El Emeği Projesi ve Ev Kadınları Projesi gibi kadınların işgücüne katılmasına ve düzenli gelir elde etmesine imkan sunduğunuz değerli projelerinizi ve şu an geldikleri noktayı anlatabilir misiniz?
Ev kadınlarını iş hayatına kazandırmak üzere uyguladığımız Ev Kadınları projemiz, ev kadınlarına mağazalarımızda part-time depo görevlisi olarak çalışmaları için esnek imkanlar sunuyor. Örneğin kendi yaşam koşullarına göre üç gün beşer saat veya beş gün üçer saat olarak çalışma saatlerini kendileri belirleyebiliyorlar. Burada kadınların kendi yaşamlarına en uygun şekilde iş yaşamlarını düzenlemelerini ve çalışma konusunda motivasyon kazanmalarını amaçlıyoruz.

El Emeği projemizde hedeflerimizin gerçekleşmesinden ve her geçen gün büyümesinden gurur duyuyoruz. Dokunduğumuz 6 bin 500 kadına 2 milyon TL’nin üzerinde bir gelir kazandırdık. 11 bin 645 adet üretimle başlayan koleksiyonumuz bugün 291 bin 86 adet ürüne ulaştı. Bu sezon 37 farklı tasarımla Türkiye’de 90, yurtdışında 37 olmak üzere toplam 127 Koton mağazasında ve koton.com online satış kanalında koleksiyonumuzu satışa sunduk.

ÇATOM’lar kanalıyla beş ilde başlayan projemizi bugün sekiz ilde 18 ÇATOM ile sürdürüyoruz. Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Şanlıurfa ve Şırnak’ta koleksiyon çalışmalarımıza devam ediyoruz. Projemiz, 2019 yılı itibarıyla GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve UNDP tarafından yürütülen Kadının Güçlenmesi ve Sosyal Uyumun Desteklenmesi Projesinin kapsayıcı iş modelleri geliştirme başlığı altında ele alınıyor. Geldiğimiz noktada El Emeği Koleksiyonu ile ilgili çalışmalarımız Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın “Business Call to Action Platformu”na da kabul edildi. 

Bu projeler sayesinde hayatını dönüştürdüğünüz kadınlar mutlaka olmuştur. Onlardan aldığınız geri dönüşler nasıl oldu?  
El Emeği projesi, kadının üretime dahil olarak hem sosyal hem de ekonomik olarak başta kendi hayatında, dolayısıyla aile ve sosyal yaşamında neleri değiştirebildiğinin önemli bir kanıtı oldu. Geçtiğimiz günlerde Kilis’teki ÇATOM merkezini ziyaret ederek El Emeği kadınlarımızla buluştuk. Orada evinin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan kadınlarımız da vardı, üniversite öğrencisi kızlarımız da. İlk kez Koton ile birlikte sarf ettikleri emeğin karşılığını tam olarak alabildiklerini söylediler. Projemizin sürdürülebilir olması onların iş yaşamına dahil olmalarını sağlayan en önemli etkenlerden biriydi. Biliyorlar ki, bugün kazanıyorlar, yarın da kazanacaklar. Bu onlar için önemli bir motivasyon kaynağı oluyor.Binlerce kadına, onların eşlerine, çocuklarına dokunan projemiz ile gidecek çok yolumuz, dokunacak daha çok kadınımız olduğuna inanıyoruz. Farklı sektörlerdeki marka ve üreticileri de bölgede sürdürülebilir iş modelleri oluşturmaya davet ediyoruz.

Kadınların işgücüne katılımının artmasıyla nelerin gelişip değişebileceğini düşünüyorsunuz?
Kadıngüçlendikçe ailesini, işini ve çevresini de güçlendirir. Kadınlarımızın hayata kattığı renkleri artırmak, üreten, yenileyen, değer yaratan kadınlara destek olmak, kadının sosyal ve çalışma hayatındaki yerini sağlamlaştırmak için çalışıyoruz. Çünkü, üretmenin, değer katmanın ve renklendirmenin tüm kadınların kumaşında olduğuna inanıyoruz.

Kerem Efendioğlu
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar