‘Her türlü ayrımcılığa karşıyız’

‘Her türlü ayrımcılığa karşıyız’

Odeabank, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’in ‘Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ taahhütnamesini imzalayarak şirket politikasını toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinde yürüteceğini açıkladı. Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü; verdikleri taahhütleri, bankanın toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışını ve kadınların iş hayatında yaşadığı zorlukları gözlemleriyle anlattı.

İmzaladığınız Birleşmiş Milletler ‘Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ taahhütnamesinin içeriğinden bahseder misiniz?

Kadının Güçlenmesi Prensipleri, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ve Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) ortak girişimi sonucu, özel sektörün cinsiyet eşitliği alanında gerçekleştirdiği çalışmaları desteklemek için oluşturuldu. Kadının Güçlenmesi Prensiplerinin amacı, farklı sektörlerde faaliyet gösteren değişik büyüklükteki şirketlere, iş yerinde kadının güçlenmesi konusunda yapacakları çalışmalarda yol göstermektir. Kadının Güçlenmesi Prensipleri, iş dünyası liderlerinin toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerletecek şirket politikalarını oluşturmaya yönelik yedi ilkeye açıkça taahhüt vermelerini istiyor. Bu ilkelerin birincisi ve belki de en önemlisi ‘Cinsiyet Eşitliği İçin Üst Düzey Kurumsal Liderlik Sağlanması’. ‘Tüm Kadın ve Erkeklere İşte Adil Davranılması, İnsan Haklarına ve Ayrım Yapmama İlkesine Saygı Gösterilmesi, Bu İlkelerin Desteklenmesi’ diğer önemli maddeler olarak sıralanabilir. ‘Tüm Kadın ve Erkeklere Sağlık, Güvenlik ve Refah Sağlanması’; ‘Kadınların Eğitim, Kurs ve Profesyonel Gelişim İmkanlarıyla Desteklenmesi’; ‘Kadınları Güçlendiren Girişimci Gelişimi, Tedarik Zinciri ve Pazarlama Yöntemlerinin Uygulanması’; ‘Toplumsal İnisiyatifler ve Destekler Aracılığıyla Eşitliğin Teşvik Edilmesi’ prensipleri ise toplumda ve iş yerlerinde kadınların güçlenmesine yol açan ilkeler arasında yer alıyor. Son ve yedinci ilke olan ‘Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması İçin Gelişimin Ölçülmesi ve Halka Açık Raporlanması’ ise şirketlerin bu alanda yaptıkları çalışmalarının hesap verilebilir ve şeffaf olmasını şart koşuyor. Dünyada birçok firmanın imza attığı bu ilkeler; şirket genelinde cinsiyet eşitliği hedeflerini oluşturmak, yönetimde yüzde 30 ve üzerinde kadın katılımı sağlamak, sözlü veya psikolojik tacize sıfır tolerans konusunda politika geliştirmek gibi pek çok önemli taahhüdü de içeriyor.

Odeabank olarak, bu prensiplere imza atarak bankamızda kadın çalışanlarımızın güçlenmesine yönelik politikalara yer vereceğimizi taahhüt ettik. Bu belgeyi imzalamakla birlikte Odeabank bünyesinde bu prensipleri uygulayacağımızı kararlılıkla göstermiş olduk. Bu prensiplere uyarak, kadınların ekonomik yaşam içerisinde eşit şartlarda yer alabilmelerini sağlamak amacıyla güçlenmeleri için çalışacağız. Kadınlarımızın her alanda eşit olması için attığımız bu adımla birlikte, kendilerini kariyer yolculuklarında güçlendirecek; her türlü eğitim, mesleki gelişim gibi iş süreçlerimizin tamamında rol üstlenmelerinde etkili olabilecek konularda teşvik edip destekleyeceğimize söz veriyoruz.

Odeabank olarak bu konuya neden önem veriyorsunuz?

Ekonomide ve sosyal yaşamda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi, nüfusun yarısını oluşturan kadınların yaşamın tüm alanlarına aktif bir şekilde katılımıyla mümkün. Bu alanların içinde kuşkusuz en önemlisi iş hayatına katılım. Bu nedenle kadınların giderek artan oranda işgücüne katılımlarının, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleri açısından büyük bir potansiyel ifade ettiğine inanıyoruz. Kadınların iş gücüne daha fazla katılımı, onlara imkanlar sunmanın yanında özellikle erkeklere bunun ne kadar önemli olduğunu anlatıp ikna etmekten de geçiyor. Gelişmiş ülkeler eşit çalışma fırsatları sağlamak amacıyla ‘birlikte daha güçlüyüz’ anlayışı doğrultusunda, kadının her alanda iş gücüne katılımını sağlıyor. Böylece ailenin geliri artıyor ve artan gelir ailenin refahını yükseltiyor. Ayrıca toplumun gelişimine katkı sağlayarak, ülkenin kalkınmasına da olumlu etki yaratıyor. Öte yandan kadının işgücüne katılımı, olası bir ekonomik sıkıntı anında, aile gelirinin devamlılığını da sağlıyor.

OECD, kadın ve erkeklerin işgücüne katılım oranlarının birbirine yaklaşması durumunda, 2030 yılı itibarıyla üye ülkelerin toplam ekonomilerinde yüzde 12’lik potansiyel bir artış sağlanacağını öngörmekte. Bu doğrultuda ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşların kadın ve erkek istihdamındaki farkın azaltılması için üzerlerine düşen sorumluluğu alması, ülkemizin hem sosyal hem de ekonomik açıdan gelişimi adına kritik bir adım olacaktır. Odeabank olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya dönük çalışmalar yürütmek temel ilkelerimiz arasında bulunuyor. Kadın ve erkek tüm çalışanlara adil ve eşit şartlarda çalışma imkânı sunuyoruz; her türlü ayrımcılığa karşıyız. Dünyanın en büyük gönüllü kurumsal sosyal sorumluluk girişimine dahil olmak, toplumsal cinsiyet eşitliğine verdiğimiz önemin ve samimiyetimizin kanıtıdır. İmza attığımız küresel prensiplerin Odeabank’ı her alanda daha iyi yerlere taşıyacağına inancımız sonsuz.

Odeabank’ın toplumsal cinsiyet eşitliği doğrultusundaki yönetim anlayışı nedir?

Kadınların eğitim, iş hayatı ve finansal sisteme dahil olma gibi alanlarda eşit katılım sağlaması, sadece toplumsal cinsiyet eşitliliği açısından değil, demokratik gelişim yönünden de önemli. İşyerinde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının, mevcut olan işgücü ve yetenek havuzundan azami şekilde faydalanmayı mümkün kılarak, şirketlerin ve toplumun ekonomik büyümesine destek olduğunu düşünüyoruz. Şirketler için her düzeyde çeşitlilik ve cinsiyet eşitliğini sağlamak büyük önem taşıyor. Bizim çalışma politikalarımızın odak noktasını çeşitlilik ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması oluşturuyor. Her seviyede cinsiyet açısından dengeli bir çalışma ortamı oluşturarak müşterilerimize en iyi bankacılık ve finansal hizmetleri sunmanın Odeabank’ı da güçlendirdiğine inanıyoruz.

Hedefimiz doğrultusunda banka içi eğitimler dışında, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlılığın gelişmesi adına Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile iş birliği yaparak 6 Mart tarihinde de çalışanlarımız için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Semineri düzenledik. AÇEV tarafından düzenlenen seminerde toplumsal cinsiyet rollerinin küçük yaşlardan itibaren nasıl oluştuğuna dikkat çekilerek, iş hayatında cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadele için kurum kültürünün eşitlikçi yönde dönüşümüne yönelik atılabilecek adımlara da yer verildi.

Odeabank’ta kadın-erkek çalışan oranı ne durumda? Üst kademelerde kadın yöneticiler var mı?

Odeabank olarak, kadın çalışanlarımızın gelişimini yakından takip ediyor ve onlara potansiyellerini gösterebilmeleri için fırsatlar sağlıyoruz. Doğrudan 645’ten fazla kadın istihdam eden bir bankayız. Bu sayı toplam istihdamımızın yüzde 58’ini oluşturuyor. Diğer yandan üst düzey kadın yönetici sayısını artırmayı hedefliyoruz.

Bankacılık sektöründe kadın olmanın zorlukları var mı?

Araştırmalara göre, Türkiye finans sektöründe kadınların iş gücünde temsil oranı yüzde 50’nin üzerinde. Bu rakam diğer sektörlere göre yüksek olmakla birlikte, özellikle üst yönetim rollerinde henüz gidilecek yolumuz olduğu görülüyor. Finans dünyasında kadınların yaşadıkları zorluklara gelince; araştırmalar iş ve özel yaşam dengesinin olmaması, esnek ve uzaktan çalışma sisteminin yeterince yerleşmemesi gibi faktörlerin süreci olumsuz etkilediğini gösteriyor. İş temposu arttıkça kadın çalışanlar ilerleyen dönemlerde çocuklarına daha fazla zaman ayırmak için ya tamamen çalışma hayatını sona erdiriyor ya da daha az yoğun olan, ailesine zaman ayırabileceği işleri yapmayı tercih ediyor. Özellikle doğum sonrası dönemde, baba ve anne figürünün paylaşımcı ve belirli bir yere kadar iki tarafın da her şeyi yapabileceği bir formata gelmesi kadınların kariyer gelişiminde çok önemli bir yer kapsıyor. Erkeklerin iş dışında, ev işlerinde destek ve yardımcı olmaması durumunda, kadın otomatik olarak çocuklarının sağlıklı bir şekilde büyümesi ve iyi eğitim alabilmesi için iş ortamından kendini geri çekiyor. Okul hayatının ilk yıllarında çocuğun desteğe ihtiyacı var. Çocuğun büyümesi ile birlikte bu ihtiyaç giderek azalıyor. Tüm bu süreç sonrasında kadınların tekrardan iş hayatına geri döndüklerinde, bu ara dönemdeki boşluk, gerek unvan gerek motivasyon kaybıyla kariyerlerinde geri kalmalarına neden oluyor. Bir başka neden ise sektörde kadın rol modellerin az olması. Kadınları finans dünyasına çekmek ve mutlu çalışmalarını sağlamak için çalışanlara rol model olabilecek kadın liderlerin görünürlüğünün artırılması, mümkün olabildiği kadar iş-özel hayat dengesinin korunarak, kariyer yolculuklarının etkin bir planlama ile takibinin ve bu süreçte eğitim, kişisel gelişim, mentorluk ve etkin liderlik programlarıyla zenginleştirilmesinin önemli olacağını düşünüyorum.

Selin Babacan
ADMINISTRATOR
PROFİL

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar