“Gönüllülük için tek şart yeterli kişisel içgüdüye sahip olmak”

“Gönüllülük için tek şart yeterli kişisel içgüdüye sahip olmak”

19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü kapsamında, 1959 yılında Türkiye Gönüllü Çalışma Kamplarını Teşvik Derneği adıyla kurulmuş olup, 61 yıldır çeşitli programlarıyla herkesin gönüllülüğü deneyimleyebileceği olanaklar sunan Gönüllü Hizmetler Derneği’nin (GHD) Genel Koordinatörü Barış Bilim’le gönüllü hizmetlerini, çalışma kamplarını ve derneğin koronavirüs salgınından nasıl etkilendiğini konuştuk.

Gönüllü hizmetler ve çalışma kampları neden önemli?

Tarihte ilk kez 1920 yılında Fransa’nın Verdun şehri yakınlarında savaşın yıktığı bir köyde düzenlenen Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampı’nın amacı, Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkılan Avrupa’nın, farklı ülkelerden bir araya gelen gönüllülerle tekrar inşası ve tüm dünyada ihtiyaç duyulan barış kültürünün güçlendirilmesiydi. Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampları gerçekleşmeye başladığı ilk günden itibaren çoğunlukla şehirden uzak, gelişime ve desteğe ihtiyacı olan kırsal bölgelerde gerçekleşiyor. GHD de 1959 yılında Muğla’nın Ağla köyünde düzenlediği ilk Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampı’ndan son 10 yıla kadar kamplarının büyük çoğunluğunu köy, belde ve ilçe gibi gönüllü hizmete en çok ihtiyaç duyulan yerlerde gerçekleştirdi. Ancak, günümüzde köyden kente göç nedeniyle değişen toplum yapısının yol açtığı sorunlar nedeniyle çalışmalarımız kapsamına toplumun büyük kentlerde yaşamakta olan kesimlerinin ihtiyaç duyduğu alanları da katmış bulunuyoruz.

Bu kamplar; din, inanç, dil, milliyet, cinsiyet, eğitim, yetenek ve yaş ayrımı gözetmeksizin farklı ülkelerden ve kültürlerden gelen gönüllülerden oluşan uluslararası gönüllü gruplarının, farklı ülkelerdeki yerel topluluklarda gönüllü olarak çalışmasıyla o bölgedeki fiziksel, sosyal ya da kültürel bir ihtiyacın gönüllü hizmet yoluyla karşılanmasını amaçlıyor. Farklı kültürlerin birbirleri hakkındaki ön yargılarını gidererek, karşılıklı saygı ve kültürlerarası anlayışı yaygınlaştıracak ortamların oluşmasını sağlayan bu kamplara katılan gönüllüler, hem uluslar ve kültürlerarası grup içindeki diğer gönüllülerle hem de yerel topluluklarla olan iletişim becerilerinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Bunun yanı sıra, gönüllülere başka bir ülkeye seyahat etme cesareti kazanma, boş zamanlarını verimli değerlendirme, aktif yurttaşlığı benimseme, yabancı dil konusunda özgüven kazanma ve yerel topluma olumlu bir katkıda bulunma fırsatı da veriyor.

Kimler bu çalışma kamplarına başvurabiliyor? Bu kamplarda neler yapılıyor?

Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampları, 14 yaşından büyük herkesin başvurabileceği bir program. Katılım için aranan tek şart, gönüllülük yapmak için yeterli kişisel içgüdüye sahip olmak. Her yıl 100’den fazla ülkede ortalama iki bin Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampı gerçekleşiyor. Gönüllüler, 2-3 hafta süren kamu yararına projelerde, haftada 5-6 gün, ortalama beş saat çalışıyor. Bu çalışmalar karşılığında ise kamp süresince gönüllülere, konaklama ve yemek ücretsiz bir şekilde sağlanıyor. Kamplarda yapılan iş türleri çoğunlukla özel bir beceri gerektirmeyen, herkesin grupça birlikte yapabileceği işlerden oluşuyor. “Bedensel Çalışma Kampları” olarak da adlandırdığımız bu kamplarda çevre düzenleme ve koruma, ağaç dikimi ve orman içi çalışmalar, arkeoloji, restorasyon, bakım, onarım, çiftliklerde çalışma, festival düzenleme, sahil temizliği gibi konularda gönüllü çalışmalar yürütülüyor. Bunun yanı sıra, her yıl az sayıda da olsa yaşlılara bakım, engellilere yardım, çocuk kamplarında gözetmenlik gibi “Sosyal İçerikli Çalışma Kampları” ve fotoğraf, sinema, tiyatro, müzik, el sanatları, dans, grafik, web tasarımı, maket uçak yapımı gibi “Kültür, Sanat ve Özel İlgi Kampları” da gerçekleşiyor.

Şimdiye kadar kaç kişi bu kamplara katıldı?  Kamplara katılanlar genel olarak nasıl geri dönüşlerde bulunuyorlar?

1979-2019 yılları arasında 24 bin 685 kişiyi Uluslararası Gönüllü Çalışma Kamplarıyla yurtdışına gönderdik. Buna derneğin kurulduğu 1959 yılına kadar olan 20 yıllık süreyi de eklediğimizde, 61 yılda bu sayının 30 bin kişiyi aştığını tahmin ediyoruz. Yurtdışına gönderdiğimiz gönüllülerin yanı sıra kurulduğumuz günden bu yana Türkiye’de bin 500’ün üzerinde kamp düzenledik ve 16 binin üzerinde gönüllünün bu kamplara katılımını sağladık.

Yurtiçi ya da yurtdışında gönüllü çalışma kamplarına katılan gönüllülerimize her yılın sonunda olumlu ya da olumsuz geri dönüşlerini paylaşabilecekleri bir değerlendirme formu yolluyoruz. 2019 yılında yurt dışına gönderdiğimiz 492 gönüllümüzle yaptığımız değerlendirmeye göre; kamplara katılanların yüzde 75’i kampların genel koşulları, kamp süresince gerçekleştirilen gönüllü işler ve kamptaki diğer gönüllülerle olan ilişkilerinden memnun olduğunu, yüzde 79’u gelecek yıllarda tekrar bir gönüllü çalışma kampına katılmak istediğini ve yüzde 95’i gönüllü çalışma kamplarını çevresindeki kişilere önereceğini belirtti.

Koronavirüs salgını çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Bu dönemde de kamplara gitmek mümkün mü?

Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yurt dışında birçok ülkeye Türkiye’den uçuşların kapalı olması, gönüllülerimizi yurt dışı gönüllü çalışma kamplarına göndermemize engel oluyor. Ancak, salgınının başlangıcından itibaren tüm gönüllü programlarımızı hızlı bir şekilde dijital platformlara aktararak etkinliklerimizi tüm dünyadan gönüllülere erişilebilir kıldık. Dünyada bir ilki gerçekleştirerek, Sanal Çalışma Kamplarını (Virtual Workcamps) gerçekleştirdik. Ayrıca, Çevrimiçi Gönüllü Buluşmaları, YAŞÖM Online, Düşlerim Gerçekleşiyor Sanal Kampı isimleri altında 150 ayrı çevrimiçi etkinlik düzenledik ve bu etkinliklerle Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından bin 85 kişiye ulaştık. Önümüzdeki dönemde bu etkinliklere “Doğu – Batı Sanal Kampı” ve “Genç Sosyal Girişimciler DijiBuluşması” gibi etkinlikleri de eklemeyi planlıyoruz.

1 comment

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar