TSGA Perşembe Buluşmaları’nın 14 Mayıs’taki konusu “Sosyal Girişimciler için Ekosistem Oluşturma ve Büyütme Yöntemleri” oldu. Bu haftaki webinar yayınında Joon’dan Duygu Vatan ve Graph Commons’dan Burak Arıkan, sosyal girişimler için hayati öneme sahip olan ekosistemde bulunmanın faydalarını ve ağ ilişkilerini okumanın püf noktalarını paylaştı. Çok aktörlü modeller olan ekosistemlerde, her aktörün farklı işlevsellikleri vardır. Bu
TSGA Perşembe Buluşmaları’nın 14 Mayıs’taki konusu “Sosyal Girişimciler için Ekosistem Oluşturma ve Büyütme Yöntemleri” oldu. Bu haftaki webinar yayınında Joon’dan Duygu Vatan ve Graph Commons’dan Burak Arıkan, sosyal girişimler için hayati öneme sahip olan ekosistemde bulunmanın faydalarını ve ağ ilişkilerini okumanın püf noktalarını paylaştı.
Çok aktörlü modeller olan ekosistemlerde, her aktörün farklı işlevsellikleri vardır. Bu işlevlerin, araştırma yapma, bilgi üretme, izleme ve değerlendirme, kaynak ve fon sağlama, yasal düzenleme yapma, kapasite desteği ve güçlendirme, kaynakları kullanma, işbirlikleri üretme ve aracılık yapma olduğunu belirten İstasyon TEDÜ’den Merve Kavas, “Ekosistemlerin içerisinde kuluçkalar, ortak çalışma alanları, ağlar ve platformlar gibi aracı yapılar, özel sektör, kamu sektörü ve uluslararası örgütlerin içerisinde bulunduğu fon sağlayıcılar, düzenleyiciler, araştırmacılar, üreticiler ve tüketiciler yer alır. Ekosistemde birçok denge vardır. Yeterli popülasyona ulaşmak, çapa kuruluşlar, yeniliklerin yer bulabileceği boşluklar, potansiyeli ölçmek, ekosistemden haberdar olmayanları yakalamak, iradeleriyle sistemin dışında kalanları görmek, dinamik haritalama, komşu ekosistemleri takip etmek ve sağlıklı etkileşim ekosistem içerisinde önemlidir. Kuluçka alanları, hızlandırıcı programlar, co-working alanları gibi kolaylaştırıcı aracıların rolü kritiktir” sözleriyle ekosistem yaklaşımını anlattı.
“Yaptığımız en büyük hata, paydaş olarak kendimizi ortaya koymamız”
Ekosistem yaklaşımının ardından, modern zanaat üretimiyle dezavantajlı grupların üretim kapasitesini geliştiren tasarım ve adil satış platformu Joon’un Kurucu Ortağı Duygu Vatan, ekosisteme dahil olma süreçlerini ve zaman içinde ekosistemle nasıl ilişkiler geliştirdiklerini anlattı. Kendi deneyim ve gözlemlerini paylaşan Vatan, “Paydaşlar, çatı kuruluşlar, haritalar ve değişim teorilerimiz bize ekosistemi düşündürüyor. Yaptığımız en büyük hata, paydaş olarak kendimizi ortaya koymamız. Aslında ekosistem bize göre hareket etmiyor, biz ona göre hareket ediyoruz. Çatı kuruluşlar sayesinde ekosistemde ne kadar aktör varsa hepsini görebiliyoruz. Haritalar sayesinde alanda kimlerin olduğunu görüp kimin kiminle nasıl ilişkilendiğini anlayabiliyoruz. Böylece, kendimize uygun alanı ve paydaşları belirleyebiliyoruz. Değişim teorimiz etki alanımızı belirlemede çok kritik. Gelecek hedeflerinizden başlayarak bugünkü hareket alanlarınızı keşfetmeye başlıyorsunuz. Ekosistemde nerede konumlanabileceğiniz noktasında önemli bir araç” dedi.
Ağ haritası nasıl okunur?
Vatan’ın sunumunun akabinde ağ haritalama platformu Graph Commons’ın kurucusu Burak Arıkan, “Ekosistem dediğimiz şey karmaşık bir sistem. Burada birçok aktör yer alıyor. Bu küçük küçük aktörlerin etkileşimlerini görmek ve karmaşık düzeni anlamak için haritalandırmadan yararlanıyoruz. Bu hem matematiksel hem görsel bir dil sağlıyor. Peki ağ haritası nasıl okunur? Dikkat edilmesi gereken noktalardan ilki bağlantı merkeziyeti. Ne kadar çok çizgi çıkıyorsa, en çok bağlantısı olan kimse merkez de odur. Daha sonra kümelere bakmak gerekir. Bunlar bir sosyal grup oluştururlar. Ardından, iki veya daha fazla kümeyi birbirine bağlayan arada bulunma merkeziyetler incelenebilir. Bunlar, güçlü bir pozisyona sahiptirler. Yakınlık merkeziyetleri bilgiyi en hızlı yayan aktörlerdir. Yapısal eşitlikler ise aktörlerin birbirlerini tanımasalar da aynı kişileri tanıyor olduklarını gösterir” diyerek haritada dikkat edilmesi gereken noktaları paylaştı.
