“Dünyayı algılarken sinir sistemimizi deneyimliyoruz”

“Dünyayı algılarken sinir sistemimizi deneyimliyoruz”

YÖRET Vakfı’nın gerçekleştirdiği Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 10 Mart’taki söyleşisinin konusu “Farkındalık ve Stres Azaltma Çalışmaları” oldu. Akredite Mindfulness Eğitmeni Psikolojik Danışman Ferda Alakuş; mindfulness ve farkındalıktan, zihin ve beyin ilişkisinden ve zihnin nasıl eğitilebileceğinden bahsetti.

Tüm insanların mutlu olmak istediğini belirterek sözlerine başlayan Akredite Mindfulness Eğitmeni Psikolojik Danışman Ferda Alakuş, “Mutlu olduğumuz zaman iyi hissediyoruz. Hepimizin isteği iyi hissetme haline ulaşmak ve bunu korumak. İyi hissetmemiz için gereken sebeplerin ne kadarı dış koşullara bağlıysa, istediğimiz istikrarlı mutluluğa ulaşmamız o kadar zor olur çünkü insanları ve koşulları her zaman kontrol edemeyiz. Mutlu olmak istiyorsak, mutluluğu dışa bağımlı olmaktan çıkarmamız ve mutsuzluğun sebepleri için dış koşulları suçlamayı bırakmamız gerekiyor. Nörobilimcilere göre, dünyayı algılarken sinir sistemimizi deneyimliyoruz. Yani dünyayı gerçekten algılamıyor, sinir sitemimiz hangi haldeyse onu deneyimliyoruz. Sürekli stres hormonu salgılıyorsak tüm dünyayı, bedenimizdeki duyumları ve düşünceleri tehdit olarak algılıyoruz.  Tam tersine, güvende hissediyorsak çevreyi de güvenli olarak algılayıp ilişki kurabilir hale geliyoruz. Mindfulness egzersizleri de güvende hissettiğimiz ortamı sağlıyor. Dikkati şimdiki ana odaklayarak geçekleşenleri olduğu gibi fark etmeyi ve fark ettiklerimizi ele alış biçimimizi tanımlıyor” şeklinde konuştu.

“Zihin ve beden birçok açıdan birbiriyle bağlantılı”

Dünyayı duyu organlarımız aracılığıyla deneyimlediğimizi ve deneyimlediğimiz her şeyin zihnimizin filtresinden geçtiğini ifade eden Alakuş, “Mindfulness, filtreden geçme sırasında düşünme mekanizmasını incelemeyi, anlamayı ve fark etmeyi sağlıyor. Böylece fark ettiklerimiz üzerinden zihnimizi eğitiyoruz. Zihnimizi kullanarak beynimizi değiştirip; beynimizin zihnimizi değiştirmesini sağlayabiliyoruz. Beyin zihnin merkezi de olsa kesinlikle tamamı değil. Zihin ve beden birçok açıdan birbiriyle bağlantılı. Örneğin, korkunca kalp atışlarımız hızlanır ya da yüksek bir yerden bakarken dizlerimizin bağı çözülür gibi olur. Mindfulness sayesinde zihin ve bedeninin birbirleriyle ne kadar bağlantılı olduğunu fark ediyoruz. Ancak, inanılanın aksine zihnimizin kontrolünü elimizde tutmuyoruz. Mindfulness sayesinde düşünceyi durdurmuyor, ne düşündüğümüzü fark ediyoruz. Dikkatimizi bedenimize verdiğimizde geveze zihnimizi, o anın hislerine odaklayarak o anın gerçeklerine yönlendirmiş oluyoruz. Böylece dikkatimizi geri kazanarak seçimler yapıyoruz” dedi.

“Zihni anda tutabilmek, egzersizlerle mümkün”

Zihnin geçmişi düşündüğünde pişmanlıklar sebebiyle üzüntü, geleceği düşündüğünde ise belirsizlikle karşısında endişe ve kaygı duyduğunu belirten Alakuş, “Geçmiş ve gelecekteki zihin mutsuz bir zihindir. Şimdiki ana odaklanarak seçim yapabilme özgürlüğüne sahibiz. Şimdiki zamanı fark ederek, anda kalabiliyoruz. Fakat, şimdiki zamanda kalabilmek her zaman mümkün değil çünkü zihin sürekli olarak uçuşuyor. Bir durumdan bir başka duruma gidip geliyor. Zihni sürekli şimdiki anda tutabilmek egzersizlerle mümkün. Mindfulness; stres ve stresle baş etme, depresyon, öfke, sınav kaygısı, uyku sorunları, yeme problemleri, ilişki ve iletişim, dikkat gibi birçok alanda karşılaşılan güçlükleri azaltıyor” ifadesinde bulundu.

“Ayak tabanlarını yere değdirdiğimizde şimdiki ana geçeriz”

Mindfulness egzersizlerine de değinen Alakuş, “Egzersizler zil sesiyle başlar ve sona erer. Egzersizlerde her iki ayağımızın tabanı yere temas eder. Ayak tabanımızı yere değdirdiğimizde şimdiki ana geçeriz. Eller ya kucakta ya da masa üzerinde durur. Sırt dik, omuzlar serbest, baş dengededir. Daha sonra baş öne doğru eğilir, gözler kapanır ve eğitmenin yönergeleri takip edilir” dedi.

YÖRET Vakfı’nın bir sonraki etkinliği 17 Mart günü “İklim kuşağından…” başlığında gerçekleşecek.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar