Daha cesur hedefler daha iyi atılımlar

Daha cesur hedefler daha iyi atılımlar

Amy Celep, Bill Shore ve James Siegal tarafından kaleme alınan ve Stanford Social Innovation Review’de (SSIR) yayınlanan bu makale, kâr amacı gütmeyen kurumlara önemli öneriler veriyor.

2013 yılında yazdığımız “İyi, Yeteri Kadar İyi Olmadığında” adlı makalede, sektörün kısa vadeli sonuçlar sağlayan mütevazı hedefler koymak yerine, başarması daha zor ancak sosyal problemlerin kökleriyle mücadele eden cesur hedefler koymaları gerektiğini savunduk. Kâr amacı gütmeyen kurumları daha büyük düşünmeye ve dönüşümsel değişim için çaba göstermeleri, ele almayı düşündükleri konuların büyüklüğüyle uyumlu sonuçlara ulaşmaları konusunda çağrıda bulunduk.

“Gücümüzü Paylaşın”, Amerika’da çocukları etkileyen açlığı 2015 yılına kadar sona erdirmek için yola çıktı. “KaBOOM!”, tüm çocukların başarılı ve sağlıklı yetişkinler olmaları için gerekli olan oyunları oynayabilecekleri koşulları yaratmayı amaç edindi. “Toplum Varlık Ortakları” ise onlarca kuruluşun daha cesur hedefler koymalarına ve bu hedeflere ulaşabilmeleri için stratejiler belirlemelerine yardımcı olmayı amaçladı.

Altı yılın ardından, kendimizi hâlâ işin dışında bırakmadık. Bizim ve meslektaşlarımızın her gün çözmeyi amaçladığımız karmaşık zorluklar devam ediyor. Öyleyse hedefleri yüksek tutmanın ne yararı var? Yapılacak en doğru şey büyük düşünmek miydi? Hepimiz için, hedeflerimizi yüksek tutmak, aksi takdirde elde edeceğimizden fazlasını elde etmemizi sağlayan çığır açan stratejilere yol açtı. Cesur hedefler koymak ve kendimizi onlara karşı sorumlu tutmak, yeni yaklaşımlar keşfetmemize, yeni bağlantı türlerini geliştirmemize ve en önemlisi daha fazla etki yaratmamıza neden oldu.

İşte, önemli ölçüde ilerleme kaydetmek adına üç önerimiz: Cesur bir hedef koymak, çemberinizi açmak ve iletişimi değiştirmek.

Cesur bir hedef koymak
2013’teki makalemizde bahsettiğimiz gibi: “Halihazırda var olan bir sosyal sorunu çözmek için bir organizasyonun kısa vadeli artan ilerlemeye odaklanmadan, uzun vadeli dönüşümsel değişime odaklanması gerek.”

“Gücümüzü Paylaşın” için, Amerika’da 2015 yılına kadar çocukları etkileyen açlığa son vermek adına cesur bir hedef belirlemek, stratejimizin tamamen gözden geçirilmesine yol açtı. Açlık sorununun üzerine giden organizasyonlara bireysel hibe vermekten, “Hiçbir Çocuk Aç Değil” kampanyasıyla bir eyaletten öbürüne uzanan bir stratejinin hızlandırıcısı ve koordinatörü olarak hizmet vermeye geçtik. Bu yeni strateji, daha derin ve daha sürdürülebilir bir etki yaratmak için daha organize çalışmamızı sağladı  (aşağıdaki “çemberinizi açmak” bölümüne bakın).

2010’dan bu yana şirketlerle, belediye okul bölgeleri ve valilikler gibi yerel devlet kurumları dahil olmak üzere onlarca farklı işbirlikçiyle ortaklıklar kurduk. Örneğin cesur hedefimizi belirledikten birkaç yıl sonra, çocukları etkileyen açlığı koridorun her iki tarafında da (Demokratlar ve Cumhuriyetçiler) ABD valileri için öncelik haline getirmemizi sağlayan Ulusal Valiler Birliği ile uzun vadeli bir ortaklığa başladık.

 Somut bir sonuç geçen mart ayında ortaya çıktı. Okulda günün başlamasının ardından çok ihtiyaç duyulan devlet okullarına kahvaltı vermek için fonlamayı ve uygulamanın desteklenmesi için 7 milyon dolar tahsis edilen bir bütçeyi Vali Cuomo destekledi ve New York eyaleti yasama meclisi onayladı.

Dönüşümsel değişime daha açık bir odak, eyaletler içindeki çalışmaları da daha iyi koordine etmemiz ve davamız için iki taraflı politik destek inşa etmemiz gerektiği anlamına geliyordu. Kıyı şeridini kendi başımıza kapatmaya çalışmak yerine, birçok eyalette kamu kaynaklarının ve yasama kazanımlarının artmasını sağlayan açlığı ele alan gruplara iletişim, veri toplama, planlama ve savunuculuk desteği vermeye başladık. Örneğin, 2017’de, ortağımız United Way of King County ile üç yıl çalıştıktan sonra Washington, her sabah 30 binden fazla çocuğa okul kahvaltısına erişme imkanı sağlayan bir yasa çıkaran yedinci eyalet oldu. Bu, stratejimizin işe yaradığını ve kahvaltı mevzuatı için bu ivmenin kıyıdan kıyıya büyümekte olduğunu gösteriyor.

Cesur amacımıza uymak, kuruluşumuzun iç sistemlerinde de cesur değişiklikler yapmak anlamına geliyordu. 2013 yılından bu yana, personel sayımız yüzde 34 ve gelirimiz yıllık yüzde 12 arttı. Finansman akışlarımız da önemli ölçüde gelişti. Geçtiğimiz altı yılda, kurumsal sektörden elde edilen gelirde yüzde 44 artış gördük.

Ağımız çocuk açlığına son vermediyse de, önemli bir aşama kaydettik. Bugün, “Hiçbir Çocuk Aç Değil” kampanyasının başlamasından bu yana üçte birinden daha az sayıda çocuk açlıkla yaşıyor ve ortaklarımızla birlikte “Hiçbir Çocuk Aç Değil” kampanyasının dokuz yıl önce başlamasından bu yana çocuklara 1 milyardan fazla yemek sağladık. Ayrıca, cesur hedefimize ulaşmamızın düşündüğümüzden daha uzun olmasının nedenleri konusunda paydaşlarımıza karşı şeffafız. Şimdiye kadar elde ettiğimiz güçlü sonuçlarla bir araya gelen bu dürüstlük, fon sağlayıcılarımızı ve diğer ortaklarımızı daha uzun süre boyunca bizimle birlikte kalmaya istekli hale getirdi.

Çemberinizi açma
Orijinal makalemizde, “Dönüşümsel değişim bir kuruluşun, temel destekçilerinden oluşan grubunun dışına bakmasını ve daha az ilgili olanları harekete geçirmek üstünde daha fazla durması gerektirir” diye yazmıştık.

Topluluk Varlık Ortakları olarak, ulusal ve yerel kuruluşların stratejik olarak çalışma biçimlerini gerçekten değiştiren yeni, sektörler arası ilişkiler kurduğunu gördük. Bu yaklaşım, açıkladığımız üzere Gücümüzü Paylaşın gibi büyük ulusal kuruluşlar ve Miriam’ın Mutfağı gibi yerel odaklı küçük organizasyonlar için bir fark yaratmıştır.

Miriam’ın Mutfağı, Washington’da evsizliği sona erdirmek gibi cesur bir hedef belirlediğinde, yaklaşımını, bireylerin ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanan doğrudan hizmetlerden sistem seviyesinde değişimi ilerletmeye odaklanan bir düzeye çıkardı. Miriam’ın Mutfağı, başarının şehirdeki evsizliği ele almak için çalışan çeşitli kurum ve kuruluşlar arasında daha fazla koordinasyona bağlı olacağını biliyordu, bu yüzden işbirliğini ilerletmek için çalıştı.

Başlangıçta, Miriam’ın Mutfağı’nın çemberini açması, stratejideki değişimi ve sistem düzeyinde çalışma kapasitesini açıklamak için yerel yönetimlerle ve diğer kuruluşlarla sürekli olarak görüşmesini gerektiriyordu. Bu devamlı sosyal yardım, en sonunda bazı güçlü işbirliklerine dönüştü. Öncelikle Miriam’ın Mutfağı, hem kalıcı destek konutu almak için bir listeye girme sürecini düzenleyen hem de en savunmasız bireylere öncelikli olarak önem veren koordine bir giriş sistemi oluşturmak için evsiz bireylere hizmet veren kuruluşlarla birlikte çalıştı. Bugün şehirdeki 115 kuruluş bu sisteme katılmış durumda. İkinci olarak Miriam’ın Mutfağı, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla ortak olarak kentin evsizliği ele alma stratejisini güçlendirmesine yardımcı olmak ve kalıcı konut desteği için daha fazla finansman sağlamak adına yerel devlet kurumlarıyla birlikte çalıştı. Yardımcı olduğu güç birliği yalnızca Washington’daki evsizliği bitirmek için orta bir görüş yaratmakla kalmadı, aynı zamanda kalıcı konut desteği için belgeler ve hizmetlerle beş yıldan fazla zamanda 112 milyon dolarlık şehir fonunu güvence altına aldı.

Miriam’ın Mutfağı’nın uzun vadeli, sistem düzeyinde yaklaşımı yeni fon sağlayıcılarının da ilgisini çekti ve daha işbirlikçi çalışarak, yeni programlar ve hizmetler başlatmanın yanı sıra bu hizmetleri desteklemek için yeni kamu kaynakları yaratma fırsatları açtı. Örneğin, Miriam’ın Mutfağı, altı kişilik bir sosyal sokak yardım ekibinden oluşan kendi kalıcı konut desteği programını ve insanların amme menfaatlerine daha hızlı erişmelerine yardımcı olmaya odaklanan yeni bir programı başlattı. Bu programların tümü, cesur hedefine doğru daha fazla ilerleme kaydediyor ve tüm bunlar kuruluşun çemberini açmadan önce gerçekleştirmeyi düşüneceği şeyler değil.

Cesur bir amaç, kuruluşların çemberlerini soruna en yakın olanlara açmalarını da gerektiriyor. Miriam’ın Mutfağı, evsiz misafirlerini karar alma ve günlük operasyonlara dahil etme konusunda oldukça istekliydi. Örneğin, misafirleri içeren işbirlikçi çalışma grupları, organizasyon boyunca birçok programlama kararına rehberlik ediyor ve yılda iki misafir, bir avukatlık burs programına katılıyor. Misafirlere, kendilerini savunmaları için gereken bilgi ve araçları vermek, bazı yasal ve fonlama başarılarına yol açtı; son zamanlarda, Başkent Konseyi, şehirdeki halka açık tuvaletlerin kullanılabilmesi için bir pilot programı onayladı. Kampanyayı Miriam’ın Mutfağı’nda başlayan bağımsız bir örgüt olan Halk için Adalet Koalisyonu yönetti.

2008’den 2018’e kadar, Washington’da evsiz yaşayan insanların sayısı yaklaşık yüzde 30 azaldı. Miriam’ın Mutfağı bir sonraki stratejik planına girişirken, liderleri kuruluşun cesur hedefine ulaşmasına yardımcı olabilecek birçok kurum ve kuruluş arasındaki işbirliğini koordine etme ve kolaylaştırmada oynayabileceği rolü araştırmaya devam edecek.

İletişimi değiştirmek
2013 tarihli makalemizde, iletişimi değiştirmek, daha fazla insana ve ilgiye açık hale getirerek veya başkalarının kendileriyle olan bağlantısını daha iyi anlamalarına yardımcı olarak bir fikir için destek tabanını genişletebilir demiştik.

KaBOOM!,  çocuklar ve yaşadıkları yerler için oyun alanlarını “olmasa da olur” yerine bir gereklilik olarak yeniden düzenlemek için yola çıktığında, yalnızca nihai ve cesur bir hedefe odaklanmanın oraya ulaşmak için mutlaka net bir yol aydınlatmadığını veya değişim için aciliyet yaratmadığını fark ettik.

Büyük çaplı sorunun, yani ABD çevresindeki kamu sistemlerinin çocuklara oyun oynama fırsatını sağlamakta zorlandığı yeterli kaynak sağlanmayan topluluklarda yatırım eksikliğiyle geçen on yılların yapısına odaklanacak şekilde iletişimi değiştirmek, çözüme ulaşma yolumuzu değiştirmekle bir arada. Tarihsel olarak, kimi ortaklardan fon temin etmeye ve bunları yeni bir oyun alanına ihtiyaç duyan belirli topluluk organizasyonlarıyla eşleştirmeye odaklandık. Ancak, kullanmaya devam ettiğimiz bu yaklaşım derin, son derece yerel bir değer sağlarken, yoksulluk düzeyindeki 14 milyon çocuğa ulaşmak için yeterli değil. Bugün okullarla, konut yetkilileriyle, parklarla ve diğer kamu sistemleriyle çalışarak da sistemli bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu sistem düzeyindeki iş karmaşık, zor ve doğrusal değil. Pek çok durumda, belediye sistemleri toplumun güven ve inancından yoksun, çünkü bu sistemlere yatırım eksikliği, oyun alanlarına erişimi olan çocuklar ile olmayanlar arasındaki farkı, özellikle beyaz olmayan çocuklar için orantısız bir şekilde, daha da artırmıştır .

Ayrıca, kamu sektörü karar mercileri ve özel destekçileri arasında bir aciliyet hissi yaratmanın, çalışmalarımızı daha geniş adaletsizlik konularına bağlamak anlamına geldiğini de öğrendik. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki birçok şehir gibi, yeterli oyun alanına sahip olma olasılığı daha düşük olan siyahi çocuklarla Baltimore, çocukların oyun oynama fırsatlarında derin eşitsizliklere sahip. 2015’te Freddie Gray’in ölümünün ardından gelen tepki ırksal eşitsizliği vurguladı ve çalışmalarımız için toplumun desteğini artırdı. KaBOOM! Nisan 2015’ten önce,  önceki 15 yıl boyunca Baltimore’da 16 oyun alanı projesi yaratılmasına yardımcı oldu. Takip eden iki yılda da, KaBOOM! ve diğer topluluklar, Freddie Gray’in büyüdüğü yer de dahil olmak üzere 21 oyun alanını tamamladı. Bu yeni çalışma, 2015 ve 2018 arasında  Annie E. Casey Vakfı ve The CarMax Vakfı’ndan önemli miktarda fon dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan 5 milyon dolara yakın yatırım getirdi. 2015’ten bu yana yaptığımız projelerden birçoğu, zengin ilçelerde birçok velinin kıymetini bilmediği bir konu olan ilkokul oyun alanlarına yatırım almak için mücadele eden, finansman anlamında zorluk yaşayan Baltimore City Devlet Okulları ile ortak olmuştur. 2015 yılındaki ilk aciliyet hissi ve ardından gelen işler, tüm okul sisteminde uzun vadeli ihtiyaçların üstesinden gelme olasılığı yarattı. Veli-Öğretmen Dernekleri, okullar ve kurumsal ve hayırsever destekçiler, oyun alanlarının çocuklar, okullar ve mahalleler üzerindeki etkilerini görerek birlikte daha fazlasını başarabileceğimize dair inancı körüklüyor.

Kamu-özel ortaklıklarına katılmak, işimizi kimin finanse ettiğini önemli ölçüde etkiledi. Finansmanımızın yüzde 90’ından fazlası kurumsal ortaklardan geliyorken, geçen yıl büyüme döneminde, yüzde 27’si çocukları ve toplumu desteklemekle ilgilenen kurumlardan (özellikle de kamu sistemlerinin gidişatını uzun vadeli değiştirebilecek çözümlerden) geldi. Çalıştığımız topluluk liderleri, çocuk oyunlarında yüzde 87’lik bir artış olduğunu bildirdi. Bu esnada, yüzde 86’sı toplumsal ilişkileri ve tutumları iyileştirdiğini ve yüzde 91’i yeni bir oyun alanının çocuklar ve aileler için güvenli bir alan sağladığını bildirdi.

Belediye sistemi seviyesindeki eşitsizliklere değinerek aciliyet yaratmak aynı zamanda bizi, kendi organizasyonumuzdaki eşitsizlikle yüzleştirdi. En iyi niyetli kuruluşlar ve bireyler bile, eşitsizliği sürdüren sistemler ve yapılar dahilinde faaliyet gösteriyorlar. Cesur bir hedefe ulaşmak, kendi yanlışlarımız ve eksikliklerimizle yüzleşmek için istek; acı, direnç ve acımasız gerçekler karşısında ilerlemeye devam etmek için kararlılık gerektirir. Sosyo-ekonomik durumu kontrol etseniz bile, siyahi çocukların oyun alanlarına beyaz akranlarından daha az erişimi var. Alandaki uzmanların yardımıyla ve Angela Glover Blackwell’in “Kaldırım Rampası”ndan ilham alan çalışmaları sayesinde, hem iç politikalarımız ve uygulamalarımız hem de dışarıdan programa dair çabalarımız için çalışmalarımıza ırksal bir eşitlik odağı uygulamaya başladık. Bu odak, oynamak için güzel ve güvenli yerlere erişimde (ve bunlardan elde edilen sonuçlarda) ırk eşitliği açığını kapatmak amacıyla belediye sistemleriyle uzun vadeli ortaklıklar kurma fırsatlarına yol açıyor.

Gözümüzü daha yükseğe dikmek
Farklı boyutlarda, yapılarda ve misyonlara sahip kuruluşlar için farklı görünecek olsa da, “büyük düşünmenin” yeni çalışma yöntemlerinin kilidini açtığına ve daha iyi sonuçlar çıkardığına inanıyoruz. Gerçekten de her kuruluş kökteki nedenlere odaklanmamalıdır; acil ihtiyaçlar devam etmektedir. Bununla birlikte, her kurumun büyük ölçekli sosyal değişimde oynayabileceği rol hakkında daha büyük düşünebileceğine ve çemberinizin açılmasının ve iletişimi değiştirmenin semptomlarla kökteki nedenler arasında daha güçlü bağlantılar kurulmasına ve daha geniş destek sağlayacağına inanıyoruz.

Kar amacı gütmeyen kurumların üzerine gitmek istediği sosyal meseleler, durmadan daha büyük bir etki yaratabilmek için ne yapabileceğimizi sorgulamamızı ister. Bu hikayelerin de gösterdiği gibi, yüksek hedefler belirlemek, örgütleri daha geniş destek oluşturmalarına ve nihayetinde daha iyi sonuçlar almalarını sağlayan farklı bir açıdan başlatabilir. Cesur bir hedef belirlemek, çemberinizi açmak ve iletişimi değiştirmek, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve vakıflar için görmeyi umduğumuz sonuçlara ulaşmak için kritik eylemlerdir.

Kaynak: https://ssir.org/articles/entry/bolder_goals_bigger_breakthroughs?utm_source=Enews&utm_medium=Email&utm_campaign=SSIR_Now&utm_content=Title#

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar