BM Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayınladığı raporda, bakım hizmetlerine daha fazla yatırım yapmanın 2035 yılına kadar yaklaşık 300 milyon bireye iş imkanı yaratabileceğini açıkladı. Bu hareket, aile sorumlulukları olan ancak yeterli korumaya sahip olmayan yüz milyonlarca işçiye fayda sağlayacak. Ayrıca yoksulluğu hafifletmeye ve cinsiyet eşitliğini teşvik
BM Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayınladığı raporda, bakım hizmetlerine daha fazla yatırım yapmanın 2035 yılına kadar yaklaşık 300 milyon bireye iş imkanı yaratabileceğini açıkladı.
Bu hareket, aile sorumlulukları olan ancak yeterli korumaya sahip olmayan yüz milyonlarca işçiye fayda sağlayacak. Ayrıca yoksulluğu hafifletmeye ve cinsiyet eşitliğini teşvik etmeye yardımcı olurken, çocuklar ve yaşlılar için yeterli bakım hizmetini de destekleyecek.
Bakım hizmetlerinin yeniden düşünülmesi
ILO’nun Çalışma Koşulları ve Eşitlik Departmanı Direktörü Manuela Tomei, çocukların geleceği için iyi bir başlangıç sağlayan, kadınların istihdamda kalmasını destekleyen ve ailelerin veya bireylerin yoksulluğa düşmesini önleyen sürdürülebilir bakım hizmetleri oluşturabilmeleri için bakım politikalarını ve hizmetlerini sunma şeklinin yeniden düşünülmesi gerektiğine işaret ediyor.
Rapor, annelik, babalık, ebeveynlik gibi uzun süreli bakımla ilgili ulusal yasalara, politikalara ve uygulamalara küresel bakış sunuyor.
Annelik ve gebelikle ilgili yetersiz uygulamalar
Dünya genelinde üreme çağındaki her on kadından üçü veya yaklaşık 650 milyon kadın, yirmi yıl önce yürürlüğe giren ILO Sözleşmesi uyarınca yeterli annelik korumasına sahip değil.
Rapor için incelenen 185 ülkeden 85’i, Sözleşme’nin anne adaylarına sunduğu minimum 14 haftalık doğum izni zorunluluğunu ve önceki maaşlarının en az üçte ikisini sağlama garantisini yerine getirmedi.
İyileştirme hareketleri mevcut hızında devam ederse, asgari annelik haklarına ulaşmanın en az 46 yıl alacağı belirtiliyor.
Cinsiyetler arası izin farkı
Bununla birlikte 1,2 milyardan fazla erkeğin, aile içindeki sorumlulukların dengelenmesini sağlayacak olan babalık izni hakkı bulunmuyor.
Erkeklere babalık izni veren politikaların geçerli olduğu ülkelerde, bu izin ortalama 9 günlük süreyle sınırlı olduğundan, cinsiyetler arasında büyük bir izin farkı ortaya çıkıyor.
Rapor ayrıca, serbest meslek sahipleri, kayıt dışı ekonomide çalışanlar, göçmenler ve LGBTQI+ gibi çalışanların yasal koruma kapsamının dışında tutulduğuna vurgu yapıyor.
Korunma altında olmayan çalışanlar
Yazarlar, yalnızca 40 ülkede gebe veya emziren kadınların ILO standartlarına uygun olarak tehlikeli veya sağlıksız çalışmaya karşı korunma hakkına sahip olduğunu açıklıyor.
Sadece 53 ülke doğum öncesi tıbbi muayeneler için ücretli izin hakkı sunarken, birçok ülkede izin, gelir güvenliği ve emzirme imkanı için uygun olanaklar sağlanmıyor.
Artan yaşam süresi beklentisi ve Covid-19 pandemisi nedeniyle yaşlılar ve engelliler için uzun süreli bakım hizmetlerine duyulan ihtiyacın istikrarlı bir şekilde arttığı öne sürülüyor.
Bununla birlikte kurumda bakıma, günlük toplum sağlığı hizmetlerine ve evde bakıma erişim, bu hizmetlere ihtiyaç duyan bireylerin çoğu için ulaşılmaz durumda.
Yetersizliklerin giderilmesi
ILO raporunda, bakım politikalarını dönüştürmenin yalnızca daha iyi ve cinsiyet eşitliğine sahip bir çalışma dünyası oluşturmaya yardımcı olmakla kalmayacağı, aynı zamanda 2035 yılına kadar 299 milyon bireye istihdam yaratabileceği öngörülüyor.
Bunu, yıllık 5,4 trilyon dolarlık bir yatırım gerektireceği ancak bir kısmının yaratılan ek kazançlar ve istihdamdan elde edilen vergi gelirlerindeki artışlarla dengelenebileceği belirtiliyor.
Tomei, bakım politikalarının dönüştürülmesinin, yalnızca sağlık ve geçimi değil, aynı zamanda temel hakları, cinsiyet eşitliğini ve daha fazla kadın temsilini destekleyen bir yatırım olarak görülmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Kaynak: