Bow Seat, yaratıcılıkla amaç arasında köprü kuran bir platform. Genç sanatçılara, sanat yoluyla çevresel sorunları dile getirme ve kaygılarını somut eylemlere dönüştürme imkânı sunuyor. Bugüne kadar 142 ülkeden 44.000’den fazla öğrenciye ulaşan platform, yaklaşık 1 milyon ABD doları burs dağıttı. Maine kıyısına ilk kez yelken açan Linda Cabot, haftalık aile gezisinin küresel bir gençlik hareketine
Bow Seat, yaratıcılıkla amaç arasında köprü kuran bir platform. Genç sanatçılara, sanat yoluyla çevresel sorunları dile getirme ve kaygılarını somut eylemlere dönüştürme imkânı sunuyor. Bugüne kadar 142 ülkeden 44.000’den fazla öğrenciye ulaşan platform, yaklaşık 1 milyon ABD doları burs dağıttı.
Maine kıyısına ilk kez yelken açan Linda Cabot, haftalık aile gezisinin küresel bir gençlik hareketine dönüşeceğini hiç tahmin etmemişti: “Sadece kızlarımın okyanusu deneyimlemesini, onunla bağ kurmasını ve okyanuslarımızın karşı karşıya olduğu zorlukları anlamasını istiyordum.’’
Bostonlı sanatçı ve yaşam boyu denizci olan Cabot, kısa süre önce Mark Kurlansky’nin Cod adlı kitabını okumuş, New England’da morina balığı avcılığının tarihini ve bölgenin geleceğini nasıl şekillendirdiğini öğrenmişti. Aşırı avlanmanın Maine Körfezi’ndeki morina popülasyonunu ciddi şekilde azalttığını görünce büyük bir şok yaşadı ve bölgedeki insan faaliyetlerinin deniz ekosistemleri üzerindeki etkileri hakkında ne kadar az şey bildiğini farketti. Bu merakını bir eğitim filmine dönüştürdü.
Cabot, deneyimli bir fotoğrafçıyla birlikte Maine’e yol alırken yerel bilim insanları, yazarlar ve balıkçılarla röportaj yaptı ve kızlarının konuya ilişkin gözlemlerini kaydetti. Ortaya çıkan çalışma, deneyimsel öğrenmenin en samimi örneklerinden biri oldu: Uygulamalı, içine çekici ve son derece kişisel.
“Bunu eğlenceli ama anlamlı yapmak istedim ve kızlarıma çevreye duyarlı olmanın aynı zamanda bir macera olabileceğini göstermek istedim.” diyor Cabot.
Film çevrimiçi yayınlandıktan sonra sanatçıların sıkça karşılaştığı “Sonraki adım ne olmalı?” sorusu gündeme geldi.
Cabot, işe küçük adımlarla başladı. Flm projesinden ilham alarak, New England’daki birkaç okulda bir deneme yarışması başlattı ve gençleri okyanus koruma konusundaki kendi gözlemlerini ve fikirlerini paylaşmaya davet etti. İlk yıl 67 başvuru alındı. Yarışmanın sınıflara entegre edilmesiyle birlikte çok daha büyük bir potansiyel ortaya çıktı ve yarışmaya sanat kategorisi eklendi.
Bu küçük ekleme programı dönüştürdü. Katılım hızla arttı. Öğrenciler artık sadece deneme yazmakla kalmıyor, resim çiziyor, fotoğraf çekiyor ve şiir yazıyorlardı. Ve işte böylece Bow Seat: Creative Action for Conservation (eski adıyla Bow Seat: Ocean Awareness Programs) hayata geçti.
Bugün, yaklaşık 15 yıl sonra, Bow Seat 142 ülkede 44.000’den fazla öğrenciye ulaştı ve yaklaşık 1 milyon ABD doları burs dağıttı. Platform, yaratıcılıkla amacı birleştiriyor; öğrencilere sanat yoluyla çevresel sorunları ifade etme ve kaygılarını somut eylemlere dönüştürme araçları sunuyor.
“Yaratıcı üretim insanlara güçlü bir yetki verir,” diyen Cabot, “Bir şeyler yaratırken fikirlerinizi özgürce iletmeyi, plan yapmayı, tasarlamayı ve eleştirel düşünmeyi öğreniyorsunuz, hem de bunu yaparken eğleniyorsunuz.” şeklinde düşüncelerini aktarıyor.
Yaratıcılığın fiziksel boyutu
Bow Seat’in yaklaşımını benzersiz kılan, entelektüel katılımı uygulamalı bir deneyimle harmanlaması. Cabot, resim yapmak, heykel yapmak veya film çekmek için elleri kullanmanın düşünce ve eylem arasındaki bağı güçlendirdiğini vurguluyor:
“Bu farklı bir öğrenme biçimi. Hem beyninizi hem de bedeninizi kullanıyorsunuz. Deneyimliyorsunuz. Somut bir şey aracılığıyla hikâye anlatıyorsunuz. Bu inanılmaz derecede güçlendirici.”
Bu güçlendirme soyut değil; öğrencilerin yaratıcı projelerine yansıyor: Beyazlamış mercan resimleri, iklim değişikliğinden etkilenen uzak bir topluluk hakkında yaratıcı yazılar, gençlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini gösteren filmler veya yerel bir sulak alanın kaybını anlatan şiirler.
Cabot, “Bu genç yaratıcılar sadece farkındalık yaratmıyor. Kendi dünyalarıyla ilgili duygularını işliyor, kaygılarını umuda ve eyleme dönüştürüyor.”
Genç sesler sahneye çıkıyor
Dünya genelinde öğrenciler koruma hakkında konuşmak için bu fırsatı değerlendiriyor.
Singapur’da Ryan, yerel ormanda artık soyları tükenmiş türlerin hayaletlerini çizdi; Concord, Massachusetts’ten Michelle, korunmaya muhtaç bir Kuzey Atlantik balinası çizdi; Milpitas, Kaliforniya’dan Dyllan, aşırı gıda tüketiminin iklim değişikliğine etkisine farkındalık yaratmak için cheeseburgerlerden esinlenen şiirler yazdı. Liste uzayıp gidiyor. Öğrenciler, bilimsel gerçekleri kalbe ve zihne hitap eden hikâyelere dönüştürmek için sanatı kullanıyor.
“Bu gençler hâlâ umutlu. Sahip olacakları dünyaya derin bir şekilde önem veriyor ve her şeyin daha iyi olabileceğine inanıyor. Bunun için harekete geçmeye hazırlar,” diyor Cabot.
Hikâye anlatımıyla bağ kurmak
Bow Seat’in misyonunun merkezinde hikâye anlatımı var. Öğrenciler çalışmalarını çoğunlukla çevreyle ilgili kişisel deneyimlerine dayandırıyor: Çin’de aşırı sıcakla mücadele eden bir topluluk veya Güney Afrika’da bir öğrencinin çocukluğundaki okyanus anıları gibi.
Bu hikâyeleri paylaşmak aynı zamanda aidiyet duygusunu da güçlendiriyor. Bow Seat’i “inanılmaz ilham verici” bir genç liderler topluluğu yapan şey de bu: Yaratıcılık ve çevre bilinci birbirini tamamlıyor.
Bu geniş küresel ağın parçası olmak, çocuklara devam etme güveni veriyor. Eylemlerinin önemli olduğunu ve yalnız olmadıklarını hissettiriyor.
Yapay zekânın yaratıcı sanatları tehdit ettiği bir dönemde, Cabot insan elinin önemini vurguluyor: “Sanatta kişisel, özgün ve yeri doldurulamaz bir şey var. Öğrencilerin sıfırdan yaratmayı, hata yapmayı ve denemeyi deneyimlemeleri gerekiyor. İşte cesaret ve dayanıklılık burada gelişiyor.”
Bow Seat, öğrencilerini deneyimsel süreci kucaklamaya ve kendi bedenlerini ve zihinlerini işe katmaya teşvik ediyor. Bu öğrenciler sadece güzel işler üretmiyor; empati, merak ve gezegen sorumluluğu geliştirmeyi hedefliyor.
Bu projeler, sohbetleri tetikliyor, politikaları etkiliyor ve küresel iklim tartışmalarında sahneye taşınıyor. Her çizim, film veya şiir, ortak geleceğimizi koruma çağrısının bir parçası oluyor.
Kaynak:
https://earth.us3.list-manage.com/track/click?u=01326b3db2cbfb01105b88a5d&id=f50d9db948&e=7fe4053e85















