Greenpeace araştırması: Derin deniz madenciliği planlanan alanlarda nadir ve savunmasız balina türleri tespit edildi

Greenpeace araştırması: Derin deniz madenciliği planlanan alanlarda nadir ve savunmasız balina türleri tespit edildi

Yeni bir araştırmaya göre, hassas deniz yaşamı elektrifikasyon çağının hedefi haline geliyor.

Pasifik Okyanusu’nda derin deniz madenciliği için hedeflenen iki bölgenin, yunuslara ve tehdit altındaki balina türlerine ev sahipliği yaptığı bilimsel bir araştırmayla ortaya kondu.

IUCN tarafından hassas türler arasında sınıflandırılan İspermeçet balinaları, The Metals Company’nin madencilik planlarının hayata geçirilmesi durumunda tehdit altındaki deniz canlıları arasında yer alacak.

Exeter Üniversitesi ve Greenpeace Araştırma Laboratuvarları’ndan araştırmacıların yürüttüğü çalışma, derin deniz madenciliğine yönelik artan endişeler eşliğinde, Temmuz ayında yapılacak Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA) zirvesi öncesinde yayımlandı.

Greenpeace International’ın Arctic Sunrise gemisiyle gerçekleştirilen 13 günlük görev kapsamında, Pasifik Okyanusu’ndaki Clarion-Clipperton Bölgesi’nde yer alan NORI-d ve TOML-e adlı iki arama sahası incelendi. Bu bölgeler, batarya metallerinin en büyük potansiyel kaynakları arasında yer alıyor ve ABD merkezli bir şirket tarafından yönetiliyor.

Exeter Üniversitesi’nden çalışmanın baş yazarı Dr. Kirsten Young, “Clarion-Clipperton Bölgesi’nde en az 20 tür yunus ve balinanın yaşadığını zaten biliyorduk, ancak şimdi The Metals Company’nin derin deniz madenciliği için hedeflediği iki sahada da bu türlerin varlığını doğruladık” dedi.

Derin deniz madenciliğinde kıran kırana mücadele

Deniz tabanındaki mineraller, yeşil dönüşümün vazgeçilmez parçaları olan bataryalar ve elektronik cihazların üretiminde kritik öneme sahip. Bu kaynaklar, deniz tepeleri ve nodüller halinde bulunuyor ve madencilik otoriteleri tarafından geleceğin enerjisi olarak değerlendiriliyor.

Ancak çevreciler, deniz tabanı madenciliğinin hassas deniz ekosistemlerine geri dönülemez zararlar vereceğini savunuyor. Ayrıca, döngüsel ekonomi yaklaşımının benimsenmesi durumunda, bölgede bulunan kobalt, manganez ve diğer elementlere olan ihtiyacın önemli ölçüde azalacağına dikkat çekiyorlar.

Temmuz ayında Jamaika’da düzenlenecek ISA konferansı, ulusal deniz sınırları dışındaki bölgelerde madencilik faaliyetlerinin nasıl yürütüleceğine ilişkin uzun süredir beklenen Madencilik Yönetmeliği’ni nihai hale getirmeyi hedefliyor.

Bazı Avrupa ülkeleri derin deniz madenciliğine moratoryum uygularken, Portekiz bu uygulamaya karşı bağlayıcı ulusal bir yasak getirdi.

Nisan ayında Başkan Trump’ın derin deniz madenciliğine onay vermesinin ardından, The Metals Company, Clarion-Clipperton Bölgesi’nde uluslararası deniz tabanında tek taraflı ticari madencilik izni almak üzere ABD hükümetine başvurdu.

Greenpeace International’dan Louisa Casson, “The Metals Company’nin Pasifik’te deniz yatağı madenciliği planları, çok taraflılık ve uluslararası hukuka darbe vurmakla kalmıyor; bilimsel veriler, bu projelerin onaylanması halinde en ikonik ve karizmatik deniz canlılarımızın gürültü ve diğer kirliliklere maruz kalacağını gösteriyor” dedi.

Balina türlerinin insan kaynaklı gürültü kirliliğinden etkilendiği biliniyor ve derin deniz madenciliği faaliyetlerinin yaratması beklenen yoğun gürültünün bu canlılara zarar verebileceği belirtiliyor. Araştırmacılar, madencilik işlemlerinin sediment bulutları oluşturacağını ve bunun derin okyanus besin zincirini bozarak balina türlerinin popülasyonlarını olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor.

Haziran ayı başlarında Fransa’da düzenlenen BM Okyanus Konferansı’nda, derin deniz madenciliğine moratoryum çağrısından bulunan ülke sayısı 37’ye yükseldi; Kıbrıs, Letonya ve Marshall Adaları da bu karşı duruşa katıldı.

The Metals Company’nin sözcüsü, “Derin deniz madenciliğinde en yüksek ses kaynağı bizim gemilerimiz değil; bilim yerine spekülasyonlarla gerçekleri gölgelemeye çalışan aktivist gruplardır” dedi.

Kaynak:

https://u33157014.ct.sendgrid.net/ss/c/u001.vvk7UDuZ0AWLWXHYC5sl5qi4_l1Mf6P3g4p5O_STjW5edQ6v5F0lnTi3eybsm0VAYF7vSmwu8liZnHdd0OaHxP9eF5oD98T7eNGqlUyAXrbg4jOwbZ1WNl0RulH6O2HJolYIR9-cob9B3QbKEdkJ-XoYFAEDOrs9mUsk_qPh9tUDyIdDqthqNDoq7aOmaN-cTwNZlWlP-DZzmEN4bwPP3sP3We6lOTtLEFhKG4GMk6G6UPtZhhC5n5rhwGDXd72p7BxqltJ2yfsmDkLY5qOZxTco-nMbKrEW2RgqFKSGbBwzqjumk34TIiSrXIRYY5jgtJ0a3mn92HDACvFdIFBgh5sGdKehdm7hFgWtNQbBwkpH4Ben2edpaArmJyqgDwSYPwPoxVLjVG-32_3na3fGp9-7W4Z6eMG85AFo-t13MVM4Rq_St_ZXouWfQDhydapdzeENc5FqJH1A-dDsDZa9LqiZPG9kxT7BiZKTnfw00jU/4hn/FVKFe7IlRVGiUU7crkxeLA/h16/h001.XcbhzvTcYTAlHPzh1jyenfj_iSbTuSisNloSSHSfEpQ

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar