Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ile Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayımlanan yeni rapor, küresel yeşil ekonominin 5 trilyon doları geçtiğini ve 2030’a kadar 7 trilyon doların üzerine çıkmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Son on yılda teknoloji sektöründen sonra en hızlı büyüyen ikinci sektör olan yeşil ekonomi, şirketler için güçlü bir rekabet alanı haline geliyor. “Already a
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ile Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayımlanan yeni rapor, küresel yeşil ekonominin 5 trilyon doları geçtiğini ve 2030’a kadar 7 trilyon doların üzerine çıkmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Son on yılda teknoloji sektöründen sonra en hızlı büyüyen ikinci sektör olan yeşil ekonomi, şirketler için güçlü bir rekabet alanı haline geliyor.
“Already a Multi-Trillion-Dollar Market: CEO Guide to Growth in the Green Economy” başlıklı rapor, düşük karbonlu ürün ve hizmetlerden elde edilen gelirlerin 2020’den bu yana geleneksel gelirlerden iki kat daha hızlı arttığını gösteriyor. Yeşil geliri yüksek olan şirketlerin daha avantajlı finansman kaynaklarına eriştiği, ayrıca bu şirketlerin rakiplerine göre ortalama %12–15 daha yüksek değerlemelere sahip olduğu belirtiliyor.
Makroekonomik belirsizliklere, düzenleyici engellere rağmen yeşil ekonomi dikkate değer bir dayanıklılık ve dinamizm sergiliyor. Rapora göre yeşil yatırımlar rekor seviyelere yükselerek teknoloji sektörü dışında tüm büyük sektörleri geride bıraktı ve iddialı adımlar atan şirketler için güçlü büyüme imkânları sunuyor.
Temiz enerji, sürdürülebilir ulaşım, iklim dayanıklı altyapı ve döngüsellik alanlarındaki ivme sayesinde yeşil büyüme uzun vadeli rekabet gücünün kritik bir bileşeni haline geliyor.
Rapor, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki maliyet düşüşlerinin yeşil dönüşümün ana itici gücü olduğunu ortaya koyuyor. 2010’dan bu yana güneş enerjisi fotovoltaik sistemlerinin ve lityum-iyon bataryaların maliyetleri yaklaşık yüzde 90 azalırken, açık deniz rüzgâr enerjisi maliyetleri yüzde 50 düşüş gösterdi. Bu gelişme, küresel emisyonların yüzde 55’inin ekonomik açıdan rekabetçi teknolojilerle azaltılabilir hâle geldiğini gösteriyor.
Rapor, enerji ve ulaşımın yeşil büyümenin temel sürükleyici güçleri olmaya devam edeceğini, ancak diğer sektörlerin de hızla ivmelendiğini vurguluyor. Karbon ve metan yönetimi teknolojileri, sürdürülebilir tarım, döngüsellik ve atık çözümleri ile iklim tahmin araçları hızla ölçek kazanıyor. Adaptasyon ve dayanıklılık teknolojileri artık hem kamu hem de özel sektörün iklim stratejilerinin ayrılmaz bir parçası.
Yeşil büyümede Çin başı çekiyor
Rapor, Çin’in yenilenebilir enerji ve düşük karbon teknolojilerinde dünya lideri konumunda olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa ve ABD bazı alanlarda inovasyon liderliğini korusa da Çin’in ölçeği, koordinasyonu ve sanayi politikaları güç dengelerini değiştiriyor.
Dünya Ekonomik Forumu İklim ve Doğa Ekonomisi Başkanı Pim Valdre, raporun önemini şu sözlerle vurguluyor:
“Bu rapor, yeşil dönüşümün hâlâ çağımızın en büyük büyüme fırsatlarından biri olduğunu ve istihdamdan inovasyona, dayanıklılıktan sürdürülebilir refaha uzanan geniş bir katkı sunduğunu hatırlatıyor. Rapor, hızla değişen geçiş dinamiklerinde yön arayan CEO’lar için analitik bir temel sunuyor ve büyüyen yeşil ekonomide nasıl başarılı olunacağına dair bir çerçeve sağlıyor.”
Kaynak:
https://www.bcg.com/press/2december2025-green-economy-path-7-trillion-2030
















