“Türkiye’de kişi başı ortalama yıllık yardım ve bağış miktarı yaklaşık 303 TL”

“Türkiye’de kişi başı ortalama yıllık yardım ve bağış miktarı yaklaşık 303 TL”

TÜSEV’in Türkiye’de bireysel bağışçılık alanındaki gelişmeleri ve değişimleri ortaya koymak amacıyla hazırladığı Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik 2019 Raporu, 13 Şubat’ta düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Koç Üniversitesi Sivil Toplum ve Hayırseverlik Araştırmaları Merkezi’nden Prof. Ali Çarkoğlu ve Doç. Dr. Selim Erdem Aytaç tarafından hazırlanan raporun tanıtım toplantısında, bireysel bağışçılık alanındaki eğilimler, bağış yapılırken dikkate alınan noktalar ve bağış yapma motivasyonları gibi birçok konu ele alındı.

Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik 2019 Raporu tanıtım toplantısı TÜSEV Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’ın konuşmasıyla başladı. Ataç, “Daha güçlü bir sivil toplumun oluşması için uğraşıyoruz. Bireysel bağışların önemi artıyor. Bu durumu takip etmek gerekiyor. Biz de Koç Üniversitesi Sivil Toplum ve Hayırseverlik Araştırmaları Merkezi ile birlikte, belirli aralıklarla bu raporu hazırlıyoruz. Bu raporun diğer kuruluşlara da STK’ları nasıl destekleyecekleri konusunda ilham vermesini umuyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de yoksullara yardım devletin görevi olarak görülüyor

Açılış konuşmasının ardından raporun yazarları Prof. Ali Çarkoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi S. Erdem Aytaç araştırma bulgularını dinleyicilerle paylaştı. 20 Temmuz-29 Ağustos 2019 tarihleri arasında, 67 il ve 201 ilçede, 2 bin 502 katılımcıyla yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan rapora göre, Türkiye’de yoksullara yardım öncelikli olarak devletin görevi olarak görülüyor. Vatandaşların yardımlarını bir kurum aracılığıyla değil, doğrudan kendilerinin gerçekleştirmeyi tercih ettiğini belirten Çarkoğlu, “Bu sivil toplum kuruluşları için çok büyük bir kısıt. Biz kurumlarımızı bireysel bağışlarla geliştirmeye çalışıyoruz ama son 15 senede ortam değişmiş değil” yorumunda bulundu.

“Eğitim ve gelir düzeyi, yardımda bulunmayla doğrudan pozitif ilişkili”

Yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında kamu kuruluşları yerine STK’ları tercih edenlerin arttığını dile getiren Çarkoğlu, “Her 10 kişiden 4’ü geçtiğimiz bir yıl içinde doğrudan yardımda bulunmuş. Burada, rüzgar bizim istediğimiz yönde esiyor gibi görülüyor. Bu eğilimi de kullanmak gerekir. Eğitim ve gelir düzeyi yardımda bulunmayla doğrudan pozitif ilişkili. Ani yardımlardan nakdi yardımlara kayış gözleniyor. Bu ekonomik krizle ilişkilendirilebilir. Yani nakit para yardımı artıyor. Belki Türkiye’de ani yardımın git gide azalacağını söyleyebiliriz. Vatandaşların çoğunluğu yaptıkları yardım miktarı çok küçük olduğu için bir kurum aracılığıyla yardım yapmayı tercih etmiyor. Yani acaba insanlar STK’lara yardım yapmak için çok büyük bir meblağlara mı ihtiyaçları olduklarını düşünüyor? STK’ların bunun böyle olmadığını göstermesi gerekir. Dini vecibelerle ilgili yardımlarda ise düşüş devam ediyor. Zekat konusunda fitreden çok daha büyük bir düşüş var. ‘Maddi durumum müsait değil’ diyenlerin sayısı da artıyor. Bu ülkenin ekonomik durumuyla ilgili olarak da düşünülmeli” dedi.

“Görünürlükle güven arasında pozitif bir ilişki var”

Raporun bir diğer yazarı Dr. Öğr. Üyesi S. Erdem Aytaç, “Sokak dilencilerine para verenlerin oranı azalsa da her 10 vatandaştan 4’ü dilencilere para veriyor. Burada öne çıkan sebep dini inanç. STK’larda yapılan faaliyetler arasında ise yalnızca bağış yapmada artış gözüküyor. Bunun sebepleri arasında ise yine maddi durum öne çıkıyor. Şeffaflık kaygısı ise artışta. ‘Bu konuya ilgi duymuyorum’ diyenler ise yüzde 16’dan 8’e düşmüş durumda. Ayrıca, STK’larda gönüllülüğü motive eden faktörlerde kişisel haz en başta gelirken dini vecibelerin rolü azalmış. En çok bilinen STK’lar Kızılay, LÖSEV ve TEMA. En çok güvenilen STK’lar ise yine Kızılay ve LÖSEV. Buna göre, görünürlükle güven arasında pozitif bir ilişki var. Son olarak, Türkiye’de kişi başı ortalama yıllık yardım ve bağış miktarı yaklaşık 303 TL” diyerek rapordaki diğer önemli bilgilerin de altını çizdi.

Rapor panelde tartışıldı

Raporun tanıtımının ardından, bu alanda uzman kişilerin katılımıyla birlikte sonuçların değerlendirildiği bir panel düzenlendi. Panelde, Sivil Toplum için Destek Vakfı Koordinatörü Liana Varon, Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer ve AKUT Derneği’nden Zeynep Ecer rapor bulgularını değerlendirdi. Varon, “İnsanlar STK’ların şeffaf olmasını dilerken en çok yardımı dilencilere yapıyor. Burada bir zıtlık var” derken Özer, “Benim için şaşırtıcı sonuçlardı. Kumbara bağışları iki yıldır düşüşte. Bu o kadar zor bir süreç ki. Bizim Türkiye genelinde 20 kumbaramız var. Kumbara bağışlarımız 4’te 3 oranında düştü. En kıymetli olan havaalanındaki kumbaralardı. Şimdi sadece bir STK havaalanında bağış toplayabiliyor. Ayrıca, bağış refleksinde kanaat önderlerinin ya da toplumda güven duyulan kişilerin de bağış sürecini nasıl etkilediği bir sonraki araştırmaya eklenebilir” diyerek düşüncelerini ifade etti. Ecer ise raporda karşılaştıkları sonuçların sokakta karşılaştıklarıyla uyumlu olduğunu dile getirdi.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar