“Türkiye’de gönüllülük artacak”

“Türkiye’de gönüllülük artacak”

Türkiye’de 11–18 yaş grubu gençlerin hayata hazırlanmaları sürecinde onlara destek olmak için 2008’den bu yana çalışmalarını sürdüren Genç Hayat Vakfı’nın iletişim koordinatörü Sezen Engiz, Genç Hayat Vakfı’nın yeni projelerinden bahsetti. Türkiye’de sivil toplumun durumunu değerlendiren Engiz, gönüllülüğün gün geçtikçe artacağına da değindi.

Türkiye’de sivil toplumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de özellikle 1999 depremi ve sonrasında Avrupa Birliği süreçleriyle sivil toplumun gidererek geliştiğini söyleyebiliriz. Böylece, sivil toplum faaliyetleri ülke genelinde giderek yaygınlaştı, yani sivil toplum kuruluşlarının(STK) sayıları fazlalaştı. Ayrıca sivil toplumun hareket alanı sadece yerel ve ulusal değil, bölgesel ve küresel bir nitelik de kazandı. Günümüze geldiğimizde ise STK’ların çalışma alanlarının çeşitlendiğini, özel sektör ve kamu ile iş birliklerinin arttığını, sosyal medyanın etkisiyle yapılan çalışmaların daha fazla insana ulaştığını söyleyebiliriz. Bu bilinirlikle hayırseverlik çalışmaları da çeşitlendi. Gönüllü olmanın önemi arttı, gönülden gelince neler başarılabildiği görüldü. En önemlisi şeffaflık ve hesap verebilirliğin önemi arttı. 

STK’nızı kısaca tanıtır mısınız?

Genç Hayat Vakfı, 2008 yılında İstanbul’da kuruldu. Fiziksel ve psikolojik değişimlerin en yoğun olarak yaşandığı 11-18 yaş grubunu merkeze alarak, onlara değen tüm paydaşların da dahil edildiği araştırmalar ve projeler yapıyoruz. Hiçbir ayrım gözetmeksizin yaptığımız çalışmalarımızdan bazıları, çocuk işçiliğinin önlenmesi çalışmaları kapsamında çocukların kesintiye uğrayan eğitim hayatlarının desteklenmesi, okullaşma oranlarının artırılması ve genç işsizliğinin önüne geçebilmek, mülteci çalışmaları kapsamında sosyal uyum çalışmaları, çocukların yeteneklerinin keşfi kapsamında teknoloji alanında yaptığımız çalışmalar olarak özetlenebilir. Ayrıca, kurulduğumuz günden bu yana tüm mali denetimlerden başarıyla geçerek 2012 yılından itibaren Kamu Yararına Vakıf statüsündeyiz.

2019 için yeni projeleriniz var mı? 

2018 yılında başladığımız ve bu yıl da devam edeceğimiz bir projemiz var: Eşittir Kod. Empower desteği, Kodluyoruz Derneği ortaklığında hayata geçirdiğimiz projemiz,daha fazla kız öğrencinin teknoloji eğitimi almasını ve STEM (Since, Technology, Engineering, Math) alanındaki mesleklere ilgi duymasını amaçlıyor. Aynı zamanda erkek çocuklarla da çalışarak, onların da küçük yaşlarda toplumsal cinsiyet eşitliğini yaşayarak öğrenmelerini hedefliyoruz. Bu alanda yapılan bir araştırmadan örnek vermek isterim. Matematik ve fen derslerine ilgi duyan dördüncü sınıf öğrencisi kız çocuk oranı yüzde 66 iken, üniversitede mühendislik bölümü öğrencisi kadın oranı yüzde 18 (Comunidad Mujer). Hem yapılan araştırmalar hem de projemize katılan çocuklardan aldığımız geri bildirimler, bu alanda çalışmaya devam etme isteğimizi artırıyor. Örneğin, altıncı sınıfa giden erkeklerden biri, kadın olan bilim insanlarını öğrendiğini söyledi; kız çocuklardan biri “erkekler yaparsa, biz de yapabiliriz” dedi hatta “kızların yaptığını erkekler de başarabilir” olarak da ekledi. Aynı zamanda beş yıldır devam ettiğimiz çocuk işçiliğini önleme programımıza bu yıl da devam edeceğiz. Her yıl saha deneyimlerimizle çalışmalarımızı zenginleştiriyoruz. Hasat bölgelerinde başladığımız çalışmalarımıza, göç veren şehirleri dahil ettik, ailelerle farkındalık eğitimleri yaptık, bahçe sahiplerinin deneyimlerini dinledik, kadınları güçlendirdik ve şimdi de 2019’da hedefimiz bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarının katılımını güçlendirmek.

Sivil toplum ve güven ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

TÜSEV’in (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı) yaptığı Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik Raporu’na göre, STK’lara güvenilmemesi, sivil topluma katılımın önündeki başlıca engeller olarak görülüyor. Yapılan araştırmaya göre katılımcıların yüzde 84,6’sı kurumun aldığı bağışın amacına uygun kullanılacağına dair verdiği güvenin, yüzde 84’ü ise kurumun iyi yönetileceğine dair duyduğu güvenin kuruma bağış yapmadaki en önemli kıstas olduğunu belirtmiş. Bireylerin yüzde 83,6’sı bağış yaptıkları kurumdaki şeffaflığın önemli olduğunu söylüyor (Çarkoğlu; Aytaç, 2016, TÜSEV Yayınları). Bu yanıtlar doğrultusunda, STK’ların daha fazla bağışçıya ulaşmak ve daha yüksek miktarda bağış toplayabilmek için bilinirliklerini artırmaları ve bağışçılarla güvene dayalı bir ilişki kurmaları gerektiği söylenebilir. Burada biz STK’lara düşen görev, şeffaflığımızı sağlayabilmek ve güven duygusunu artırabilmek için raporlamalarımızı düzenli hale getirerek yaygınlaştırmak ve erişilebilir kılmak. Böylece, bireylerin sivil topluma duyduğu güven duygusunu artırıp toplumdaki sivil toplum algısını olumlu yönde değiştirebiliriz. Aynı zamanda bu çalışma prensibi özel sektör iş birliklerimize de yansıyarak hem bağışlarda hem de kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizde artışa yol açacaktır.

Sizce Türkiye’de gönüllülük ne durumda?

2018 yılında ilk kez Vodafone İstanbul Maratonu’na katıldık. “Fındık Bahçesinden, Okul Bahçesine!” diyerek, gönüllülerimizle adımlarımızı attık, çocuk işçiliğini önlemek için farkındalık yaratmayı hedefledik. Diğer STK’lardan gördüğümüz, bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla daha fazla gönüllüyle, hedefledikleri bağış oranlarını aştıkları bir yıl oldu. Bunu Türkiye’de gönüllülüğün arttığı hatta giderek daha da artacağı şeklinde yorumlamak isterim.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar