“Tüm çocukların seslerinin duyulduğu ve haklarının korunduğu bir dünya hayalimiz var”

“Tüm çocukların seslerinin duyulduğu ve haklarının korunduğu bir dünya hayalimiz var”

14 yıldır çocuk haklarının korunduğu bir dünyaya katkı sunmak için farklı paydaşlarla işbirlikleri yaparak değerli çalışmalar gerçekleştiren Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nden Gözde Durmuş ve Gökçe Uysal ile çocuklara ve çocuklarla çalışan yetişkinlere yönelik projelerini ve hedeflerini konuştuk. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi olarak, kuruluş amacınızdan bahseder misiniz?

Gözde Durmuş: 20 Kasım 2007’de İstanbul Bilgi Üniversitesi çatısı altında kurulan BİLGİ Çocuk Çalışmaları Birimi Türkiye’de “çocuk çalışmaları / child studies” ismi ile kurulmuş ilk birim. 20 Kasım aynı zamanda Dünya Çocuk Hakları Günü. 20 Kasım’da çocuklarla yapılan bir şenlikle birim açıldı. Açılmadan önce çocuk hakları alanından kurumlarla ve kişilerle görüşmeler gerçekleştirildi ve alanın ihtiyaçları üzerinden bir yol haritası oluşturuldu.

ÇOÇA’nın amacını bir cümlede söylemeye çalışırsak ayrım gözetmeksizin tüm çocukların kendilerini özgürce ifade edebildiği, görüşlerinin ciddiye alındığı ve kararlara etki ettiği, çocuk haklarının korunduğu bir dünyaya katkıda bulunmak. Bu amaçla da 14 yıldır çocuk hakları alanında akademi, sivil alan, kamu kurumları ve çocuk hakları alanındaki aktivistlerle, uzmanlarla, gönüllülerle ve en önemlisi çocuklarla birlikte amacımıza ulaşmak için çabalıyoruz. Çocuk alanı disiplinlerarası ve bütüncül bir çalışmayı içeriyor. Çocuk Çalışmaları Birimi olarak çok farklı paydaşlarla hem akademik hem de toplumsal etki odaklı çalışmalar yapma gayretindeyiz. Dünyada bu alandaki çalışmaları da takip ederek, işbirlikleri kurmaya çalışıyoruz.

Birim şu an üniversitemizde rektörlüğe bağlı olan Sivil Toplum Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne bağlı. Üniversitede olması ve sivil toplum çalışmaları ile ilgili bir araştırma merkezinin altında olması birimin, akademiyi ve sivil toplumu buluşturma gibi bir işlevini de ortaya çıkartıyor.

Çocukla ilgili olan her konu ÇOÇA’nın çalışma alanına giriyor mu? Kimlerle projeler gerçekleştiriyorsunuz?

Gökçe Uysal: ÇOÇA’nın kurulduğu dönemde çocuk hakları eğitimi ve çocuklarla insan hakları eğitimi alanın en önemli ihtiyaçlarındandı. Bu nedenle ÇOÇA’nın ilk yıllarından beri devam eden önemli çalışma alanlar, bu iki konu üzerinde oldu. Bu alanlarda çocuklara ve yetişkinlere yönelik çok çeşitli materyaller, kılavuzlar ürettik; eğitim ve atölye çalışmaları gerçekleştirdik. Tüm bunları yapmaya da devam ediyoruz.

Bunun dışında çocuk katılımı yine çalışma alanlarımızdan biri. Ama burada bir parantez açmak istiyorum. Tüm çalışmalarımızı da aynı zamanda anlamlı bir çocuk katılımı perspektifiyle hayata geçirmeyi çok önemsiyoruz. Çocuk katılımı deyince bazen sadece çocukların etkinliklere katılması ya da çocuklara fikirlerini sormak akla gelebiliyor ama anlamlı bir çocuk katılımı hem çocukların güvende hissederek rahat ve özgürce kendilerini ifade edebilmeleri hem de yetişkinlerin çocukların görüşlerini dinleyerek ciddiye almalarını içeriyor.

GD: ÇOÇA’nın bir diğer çalışma alanı ise çocuğun iyi olma hali (child well-being) yaklaşımı. Çocukların durumuna ilişkin önceden çocuk refahı anlayışı hakimdi. Bu anlayışa göre çocukların eğitimi, sağlığı ve maddi durumu bazı objektif verilerle değerlendiriliyordu. Çocuğun refahı anlayışından çocuğun iyi olma hali yaklaşımına doğru bir değişim oldu. Artık tek başına çocuğun okula kayıtlı olup olmaması, bir hastalığa sahip olup olmaması, ailesinin gelir durumu çocuğun iyi olma halini göstermek için yeterli değil. Çocuğun gözünden kendi iyi olma halini gösterecek yeni alanlara, göstergelere ihtiyaç var. Çocuğun iyi olma hali yaklaşımındaki çocuk; eğitim, sağlık, maddi durum ile ilişkiler, risk ve güvenlik, katılım gibi alanlarda kendi durumuna ilişkin görüş veriyor, değerlendirmelerini sunuyor. Çocuğun kendi bakış açısı da subjektif göstergeler olarak dikkate alınıyor. Çocuğu daha aktif, özne olarak gören bu yaklaşımı çok önemsiyoruz. Bu nedenle uluslararası düzeyde bu alanda yapılan çalışmalarla işbirliğiyle Türkiye’de bu yaklaşımı tanıtmak ve bu yaklaşımla yapılan araştırmaları çoğaltmak istiyoruz.

Diğer çalışma alanlarımız başlangıçta olduğu gibi sahadaki ihtiyaçlar doğrultusunda ele aldığımız konular. Bunlardan ilki çocuklar arasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması. Çocuklarla insan hakları ve çocuk hakları çalışmaları yaparken çocuklardan bu konuya dair çok örnek gelmesi üzerine 2009 yılından itibaren çalışmaya başladık. 2017 yılından itibaren yoğun bir şekilde üniversitemizin Göç Merkezi ile birlikte çalıştığımız diğer bir çalışma alanımız ise çocuk işçiliği ile mücadele konusu. Özellikle çocuk işçiliği ile mücadelede kapsayıcı eğitim ve farkındalık artırma konularında çalışmalar yaparak Türkiye’de çok önemli olan ama görünür olamayan çocuk işçiliğinin önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Çocuklara ve çocuklarla çalışan yetişkinlere yönelik projeler üretiyoruz. Sivil toplumda ve belediyelerde, kamuda çocuklarla çalışan kişileri, farklı meslek gruplarını ve kurumları çocuk hakları konusunda güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bahsettiğim çalışma alanlarımızla ilgili araştırmalar yürütüyoruz. Eğitim materyalleri geliştiriyoruz. Çocukların kendilerini ifade edebilecekleri, seslerini duyurabilecekleri alanlar yaratmaya çalışıyoruz.

Çocuklar bugün yetişkinlerle birlikte yaşamı paylaşan hak sahibi bireyler. O nedenle her konunun çocukla ilgili olduğunu düşünüyoruz. Şu an hem sahanın hem çocukların ihtiyacı doğrultusunda, elimizdeki olanaklar ve sınırlılıklar çerçevesinde bahsettiğim çalışma alanlarına odaklı işler yapabiliyoruz.

Çocuk çalışmaları alanına katkı vermek ve çalışmak isteyenlere neler önerirsiniz?

GD: Çocuk alanının disiplinlerarası ve bütüncül bir çalışmayı içerdiğinden bahsetmiştik. Psikoloji, eğitim, sanat, iletişim, siyaset gibi pek çok farklı disiplinden çocuğa ilişkin meselelerin ele alınması gerekiyor. O nedenle aslında her alandan, her disiplinden kişinin çocuk çalışmaları alanına verebileceği bir katkı var. Ama eğer bu katkı çocuklarla doğrudan yapılacak bir çalışma ya da çocukları doğrudan etkileyen bir süreç ise öncesinde gönüllü ya da profesyonel katkı sağlayacak kişilerin kapasitelerini güçlendirmeleri çok kritik. Böyle çalışmalarda yer alacak gönüllülerin ve profesyonel kişilerin çocuk koruma, çocuk katılımı ve etik gibi alanlarda yeterli donanıma sahip olması şart.

GU: Ayrıca, bu alanda çalışan uzmanları ve güncel çalışmaları takip etmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Hatta buradan yola çıkarak ÇOÇA Sohbetleri isminde Youtube’da canlı olarak yayınladığımız bir program serisine de başladık. Çocuk alanında çalışmalar yapan farklı disiplinlerden uzmanları ve akademisyenleri davet ederek bu alanda çalışmaya nasıl başladıklarını ve neler yaptıklarını konuşuyoruz. Kendi disiplinlerinden çocuk haklarının hayata geçmesi için neler yapılabileceğini tartışıyoruz. Uluslararası alanda yapılan çalışmaları takip etmek de tabii ki çok önemli.

Pandemi döneminin en derinden etkilediği kesimlerden biri de çocuklar oldu. Çocuklar için bu döneme özel çalışmalarınız oldu mu?

GD: Pandemiden önce de çocukların haklarının hayata geçmesinin önünde engeller vardı, çocukların sesinin duyulduğu alanlar çok azdı. Ama pandemi, bunu iyice zorlaştırdı. Çocuklar kendilerini çok yakından ilgilendirmesine rağmen alınan kararlara katılamadılar. Sosyalleşmelerine ve öğrenmelerine katkı sağlayan okullardan uzak kaldılar. Oyun, hareket ihtiyaçlarını karşılayamadılar. Hatta sokağa çıkma yasağına en çok maruz kalan gruplardan biri oldular. Bu süreçte haklarını hayata geçirmekte zorlandıklarını da yapılan araştırmalarda gördük. Başka Bir Okul Mümkün Derneği’nin yaptığı bir araştırmada pandemi sürecinde çocukların yaşama ve gelişme hakkı için çok önemli olan bağlantı, hareket ve özerklik ihtiyaçlarının karşılanamadığı ortaya çıktı. Yine “Covid-19 Sürecinde İstanbul’un Farklı Yerlerinde Çocukların Haklarına Erişimi Araştırması”na göre yaşama gelişme, bilgiye erişim, sağlık, eğitim, dinlenme, boş zaman, oyun oynama, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılma hakkını kullanmakta çocukların zorlandıkları görüldü.

GU: Bu dönemde çocuklarla birlikte “Çocukların Pandemi Günlüğü” isimli sekiz bölümlük bir podcast serisi hazırladık. Çocukların ne yaşadıklarını ve ne düşündüklerini, ihtiyaçlarını ve önerilerini yetişkinlere anlattıkları bir program serisi bu. Programın tüm aşamalarında çocuklar yer aldı. Çocuklar bu programlarda pandemide evdeki hallerinden, sokağa çıkma yasaklarından, okuldan, EBA’dan bahsettiler. Kendi deneyimlerini paylaştılar.

Geliştirdiğimiz oyunlardan ikisi ile ilgili bir gelişme var, onlardan bahsedebilirim. Bunlardan biri toplumsal cinsiyet eşitliği temalı “Neden Olmasın” oyunuyla ilgili. Bu oyunu 2012’de kutu oyunu olarak hazırlamıştık. Pandemi döneminde dijital ortama taşıdık. Oyunda çocukların ev, sokak, okul gibi pek çok ortamda karşılarına çıkan cinsiyetçi durumları fark etmesini ve bu durumları dönüştürmek için neler yapılabileceği üzerine tartışmasını hedefliyoruz. www.nedenolmasinoyunu.org adresine girerek 9 yaş üstü herkesin oynayabileceği bir oyun. Bir de yine kutu oyunu olarak hazırladığımız Söz Küçüğün oyunu var. Çocukların günlük yaşamlarında karşılarına çıkan durumları kendi haklarıyla birlikte düşünmelerini, haklarını öğrenmelerini sağlamak için 9-12 yaş grubu çocuklara yönelik hazırladık. Pandemide bu oyunun kartlarını dijital ortama taşıdık. Yetişkinlerin bu kartları kullanarak çocuklarla birlikte uygulayabilecekleri bir etkinlik önerisi hazırladık.

Bahsedebileceğimiz bir diğer çalışmamız pandemide çocukların durumunu, ihtiyaçlarını yine çocukların gözünden anlamaya çalışmak için gerçekleştirilen uluslararası karşılaştırmalı bir araştırma “Covid-19 Salgınında Çocukların İyi Olma Hali Araştırması. Biz de araştırmanın Türkiye ayağını yürütüyoruz. Araştırma ekibinde hem Bilgi Üniversitesi’nden hem de Boğaziçi Üniversitesi’nden akademisyenler var. 

ÇOÇA’nın geleceğe dair hedefleri neler?

GD: Tek cümle ile söylemek gerekirse herhalde şöyle bir şey olabilir: Çocuklar için, çocuklarla birlikte daha kapsayıcı ve daha katılımcı bir dünya! Yani tüm çocukların seslerinin duyulduğu, haklarının korunduğu ve hayata geçtiği bir dünya hayalimiz var. Ama bunu yaparken de çocuklarla birlikte yapmak istiyoruz. Çocuk haklarını çocuklarla birlikte savunmanın yollarını öğrenmeye, kendi yetişkinlik hallerimizi sorgulamaya, çocukları “ hak sahibi birey”, “özne” olarak görmeyen yaygın algılarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Hedeflerimize ulaşmak için de herkesin desteğine ihtiyaç duyuyoruz.

GU: BİLGİ ÇOÇA’yı daha yakından tanımak, çalışmalarımıza bakmak için http://cocuk.bilgi.edu.tr/ adresine bakabilirsiniz. Yine sosyal medya hesaplarımızdan da çalışmalarımızı takip edebilirsiniz.

Instagram: https://www.instagram.com/bilgicoca/

Youtube: www.youtube.com/ÇocukÇalışmalarıBirimi

Facebook: https://www.facebook.com/cocukcalismalari

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar