Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni raporu, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve biyolojik çeşitliliği korumak için inşaat sektörünün küresel dönüşümüne yönelik bir yol haritası sunuyor. Dünya genelindeki toplam karbondioksit emisyonlarının %37’sinden binalar sorumlu ve dünya üzerindeki türlerin yüzde 34’ü kentsel gelişim nedeniyle habitat kaybına uğruyor. Dolayısıyla yeşil dönüşümün hızlandırılması gerekiyor. Dünya Ekonomik Forumu ve Boston Consulting Group
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni raporu, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve biyolojik çeşitliliği korumak için inşaat sektörünün küresel dönüşümüne yönelik bir yol haritası sunuyor.
Dünya genelindeki toplam karbondioksit emisyonlarının %37’sinden binalar sorumlu ve dünya üzerindeki türlerin yüzde 34’ü kentsel gelişim nedeniyle habitat kaybına uğruyor. Dolayısıyla yeşil dönüşümün hızlandırılması gerekiyor.
Dünya Ekonomik Forumu ve Boston Consulting Group tarafından ortaklaşa hazırlanan rapora göre, dünya genelinde özellikle gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı kentleşmenin ortasında, inşaat sektörünün karbondan arındırılması büyük önem taşıyor.
Bina değer zincirinin yeşil dönüşümü, önemli ekonomik kazanımlar ve olumlu çevresel etkiler yaratma potansiyeline sahip.
Boston Consulting Group (BCG) ile iş birliği içinde yayınlanan ‘’Toward Green Building Value Chains: China and Beyond’’ raporu, binaların tüm değer zincirinde 11 stratejik geçiş kaldıracı tanımlıyor. Bunların etkileşimi ile sektörün azaltma potansiyelinin yüzde 80’inden fazlasını açığa çıkararak 1,8 trilyon dolarlık bir pazar fırsatı yaratılabileceği belirtiliyor.
En belirgin ve doğrudan etki alanının, binaları tasarlama ve inşa etme şekli olduğu vurgulanıyor. İnşa sürecinde kullanılan malzemeler, bu malzemelerin nerden tedarik edildiği ve yapılı çevrede nasıl uygulandıkları gibi konuların her biri önem arz ediyor.
Yeşil binalar hava ve su kalitesini iyileştirerek daha sağlıklı yaşam koşulları da yaratır. Aynı zamanda kirliliği azaltır ve biyolojik çeşitliliği korur ve geliştirir. Örneğin, dünyanın en yeşil ticari binalarından biri olan Seattle’daki Bullitt Center’ın, çeşitli yeşil özellikleri nedeniyle kullanım ömrü boyunca topluma 18,5 milyon dolar fayda sağlayacağı tahmin ediliyor.
Çin’in ilk net sıfır kütüphanesi olan SOHO Yangzheng Kütüphanesi, net sıfır karbon emisyonu ile enerjide kendi kendine yeterli kalabilmek için kamusal alanlarda sürdürülebilir tasarıma örnek oluyor.
İnşaat sektörü değer zincirinde yeşil dönüşüm, pazar genişlemesi potansiyelini ortaya çıkarmak ve rekabet avantajı elde etmek için de fırsat sunuyor.
Raporda, yeşil binalara yönelik holistik bir vizyonun dört ana özelliği tanımlanıyor:
1.Net Sıfır: Yenilikçi malzemeler ve teknolojiler aracılığıyla yaşam boyu emisyonların en aza indirilmesi.
2.Doğa Pozitif: Doğal unsurları entegre ederek binaların çevresel performasının artırılması.
3. Dayanıklı: Binaların aşırı hava ve iklim değişimine dayanma yeteneğini en üst düzeye çıkarmak
4. Refah Odaklı: Sakinlerinin fiziksel ve zihinsel refahını artırmak, toplumsal gelişimini desteklemek ve herkesin erişimini sağlamak.
Rapor, bu vizyonu gerçekleştirmek için düzenleme ve endüstri standartları, yapay zeka, biyomalzemeler gibi veri ve ileri teknolojiler ile finansman ve beceri geliştirme desteği gibi kritik kolaylaştırıcı faktörlerin ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.
Dünyanın en büyük inşaat pazarı ve birçok inşaat malzemesi için küresel üretim kapasitesinin yarısından fazlasına sahip olan Çin, inşaat sektörünin karbondan arındırılmasında önemli bir role sahip.
Çin’in yeşil dönüşümü, yerel ve aynı zamanda küresel olarak yeşil bina ürün ve hizmetlerinin geliştirilmesini hızlandırabilir.
Eylem ihtiyacının aciliyetini vurgulayan rapor, iklim krizinin yükünü yaşıyan gelişmekte olan ekonomilerin bir yandan da kentleşmede önemli gelişmeler kaydettiğini bildiriyor. Kamu ve özel sektördeki liderlerin ortaklaşa ve kararlı girişimleriyle inşaat sektörünün yeşil dönüşümü hızlandırılabilir.
Kaynak:
