“Toplumun cinselliğe bakışı cinsel şiddeti şekillendiriyor”

“Toplumun cinselliğe bakışı cinsel şiddeti şekillendiriyor”

YÖRET Vakfı’nın Online Merak Ediyordum Öğrendim Dizisi’nin 23 Aralık’taki söyleşisinin konusu “Cinsiyete Dayalı Şiddet” oldu. Söyleşide Prof. Dr. Ufuk Sezgin; cinsel şiddeti, alt türlerini, cinsel şiddete dayalı yanlış inanışları ve çocuklarda cinsel istismarın nasıl fark edilebileceğini anlattı.

Cinsel şiddetin bireyin cinsel veya cinsiyet bütünlüğünü sarsan her türlü hareket olduğunu belirterek sözlerine başlayan Prof. Dr. Ufuk Sezgin, “Cinsel şiddetin alt başlıkları arasında cinsel taciz, cinsel istismar, tecavüz, eş tecavüzü, flört tecavüzü, ensest, sarkıntılık, edepsiz sözler, cinsel görüntüler, röntgencilik, göstermecilik, cinsel resimlerin ve müstehcen sözlerin elektronik ortamda dağıtılması, kadın ticareti, çocuklara yönelik pornografinin üretilmesi, bunlara sahip olmak ya da paylaşmak, kişilerin ait olmadığı cinsel role zorlanması, Gey, lezbiyen, biseksüel, transseksüel, transgender, interseks gibi kişileri sorgulamalar, aşağılamalar, bu kişilere karşı nefret suçları yer alır. Erken yaşta evlendirilme, zorla evlendirilme, doğuma zorlama, kürtaja zorlama gibi cinsel ve üreme sağlığıyla bağlantılı eylemleri zorla kabul ettirmek ya da bunları yok etmeye çalışmak da cinsel şiddettir. Cinsel şiddet yaşamın her alanında herkese karşı gerçekleşebilir. Bir saldırganlık durumudur, bir güç ilişkisidir. Failler genelde baskı, tehdit, şiddet uygularlar fakat bunların illa fiziksel olması gerekmez, duygusal da olabilir. En sık tanıdıklar tarafından gerçekleşir ve aile içinde görülür. Her yaştan kişinin başına gelebilecek bir durumdur” diyerek cinsel şiddeti ve alt türlerini anlattı.

“Cinsel şiddetin faili çoğu zaman yabancıdır inanışı yanlış”

Cinsel şiddetin sebeplerinden bahseden Sezgin, “Toplumun cinselliğe bakışı cinsel şiddeti şekillendiriyor. Cinsiyet ayrımcılığı bunun başka bir faktörü olabiliyor. Toplumdaki yanlış inanışlar, mitler de etkili. Bu mitler arasında, sadece genç ve çekici insanlara tecavüz edildiği, kadın istemezse erkeğin tecavüz edemeyeceği gibi yanlış inanışlar var. Kadınların uğradıkları tecavüzlerle ilgili yalan söylediği de düşünülüyor. Ancak, FBI’ın verilerine göre sadece yüzde bir ila iki oranında bu konuda yalan beyanda bulunuluyor. Birlik, ikilik orana bakıp yüzde 98’inin yalan söylediğini düşünmemeliyiz. Cinsel şiddetin faili çoğu zaman yabancıdır inanışı da mevcut. Oysa özellikle çocuk istismarcıların yüzde 75 ila 95’i tanıdıkları kişiler. Ayrıca bu saldırganların ağır psikolojik hasta olduğu düşünülüyor oysa yaptığı eylemin sonuçlarını ve etkilerini bilemeyecek olanların sayısı çok az. Saldırganların serseri, işsiz, düşük sosyo-ekonomik gruba mensup olduğu inanışı da yanlış. Bunlar sıradan insanlar. 100 erkekten iki veya üçü çocuk istismarcısı olabilir” ifadesinde bulundu.

“Cinsel saldırıların yüzde 40’ı kız çocuklar 15 yaşından küçükken aile içinde gerçekleşiyor”

Türkiye’de konuyla ilgili veri toplamada güçlükler olduğunu açıklayan Sezgin, “Dünyanın her yerinde cinsel şiddet mevcut. ABD’de her dokuz dakikada bir çocuk için cinsel istismar bildirimi yapılıyor. Aynı ülkede 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Türkiye’nin oranları da böyle. UNICEF’in bütün ülkelerde cinsel saldırılarla ilgili yaptığı çalışmaya göre bu saldırıların yüzde 40’ı kız çocuklarına karşı 15 yaşından küçükken aile içinde gerçekleşiyor. Sadece kadınlara değil erkeklere de cinsel saldırılar gerçekleşebiliyor. Her dört kız çocuğundan biri ve her yedi erkek çocuğundan biri cinsel istismara uğruyor. 10 tecavüzün altısı tecavüze uğrayan kişinin evinde veya bir tanıdığının evinde gerçekleşiyor.  Saldırganların yüzde 97’si erkek. Rapor edilme oranları ise çok düşük çünkü insanlar bu durumu hemen konuşamıyor, kendilerine bile itiraf edemiyorlar. Kendilerinin suçlanabilecek olması, daha kötü sonuçların doğabileceği korkusu da kişilerin konuşmasına engel olabiliyor. Örneğin ABD’de tecavüze uğrayan kadınların sadece yüzde 16’sı bunu rapor edebiliyor. Çocuklara yönelik istismarlar ise gizli bir oyun gibi gerçekleştiğinden çocuklar bunu ilerleyen yaşlarda anlayabiliyor” dedi.

“Ani duygusal ve davranışsal değişimler cinsel şiddetin belirtisi olabilir”

Çocuklarda istismarı fark etmenin erişkinlerin, öğretmenlerin ve rehberlerin görevi olduğunu belirten Sezgin, “İstismarın belirtileri yaş grubuna göre değişse de fiziksel birtakım belirtiler mevcut. Bir çocukta fiziksel olarak cinsel yolla bulaşan enfeksiyonun, akıntının, kanamanın olması, bedeninde birtakım morarma ve çizilmelerin varlığı dikkat edilmesi gereken konular. Duygusal ve davranışsal belirtiler açısından da ani değişimler göze çarpabilir. Örneğin yıkanırken yıkanmak istememek, giysilerin giydirilip çıkarılmasıyla ilgili sorunlar, uyku problemleri, güvendiği bir erişkinin yakınından ayrılmamak, yeme bozuklukları, öfkeli davranış, okul başarısındaki ani düşüş, içe kapanış gibi belirtiler görülebilir. Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan cinsel bilgiye sahip olması, kendi bedeninde bunu gösteriyor olması ve cinsel eylemleri gösterdiği oyunlar da cinsel şiddet şüphesini doğurur” şeklinde konuştu.

Posts Carousel

En Son Makaleler

Videolar